HAYAL ÜRÜNÜ

Atatürk stadında sezonun kapanış maçında tribünler tamamen doluydu. Ligde UEFA biletini cebine koyan ve 3 gün sonra oynayacağı final maçında Türkiye Kupasını kaldırmak isteyen kırmızı şimşekler, Antalya karşısında yine...

Atatürk stadında sezonun kapanış maçında tribünler tamamen doluydu. Ligde UEFA biletini cebine koyan ve 3 gün sonra oynayacağı final maçında Türkiye Kupasını kaldırmak isteyen kırmızı şimşekler, Antalya karşısında yine sezon başından bu yana olduğu gibi aynı ciddiyetle karşılaşmaya başladı...

Skor anlamında fazla önem taşımasa da evinde taraftarı önünde son maçına çıkan Eskişehirspor'un kazanması önemliydi. Geldiği günden bu yana istikrarlı forma şansı bulamayan Özgür Çek ilk 45 dakikaya damga vurdu. Attığı 2 jenerik golle karşılaşmayı soyunma odasına girmeden bitirdi.

Dünkü maç sezonun aynası oldu aslında.
Kalede Boffen yine tüm yan topları toplarken, güven verdi. Veysel dinamo gibiydi. Dede ise yaşı itibariyle artık Eskişehirspor'u kaldıramayacağını gösterdi. Yeni sezonda sanırım gönderilecek ilk isim olacak.
Savunmanın emniyet sibobu Servet'in eksikliği çok hissedildi. Deneyimli oyuncu aldığı paranın karşılığını kat kat verdiğini daha önce tüm taraftara göstermişti. Aklı Servet'in aldığı parada kalan ve zor nikah tazeleyen Diego ise inişli çıkışlı grafiğini bu maçta da tekrarladı. Akaminko'yu dün akşam zaten hiç aramadık?

Orta sahada rakibi her pozisyonda seyreden Hürriyet yine yalancı pehlivan güreşine soyunurken, adı Galatasaray ile anıldığından bu yana sahada varlığıyla yokluğu belli olmayan Alper yine hava boşluğundaydı. Erkan Zengin'in kendine düğümlenen çalımları ve gol yollarında ki etkisizliği bir kez daha gösterdi kendini. Aslında Alper, Hürriyet ve Erkan Zengin takımın daha da başarılı olmalarını engelleyen isimler oldular. Sezonun genelinde performans anlamında biraz daha iyi olsalardı Eskişehirspor'un bugün şampiyon olması içten bile değildi. Allahtan devre arasında Causic diye bir adam alındı da orta saha lig yarışında ayakta kaldı. Gelecek vadeden Sırp oyuncuyu tutup getiren ve hatta yalnız kalmaması adına Mirkelayı takıma kazandıran Ersun Yanal'ı ve yönetimi kutlamak gerek.

Tek bir sakatlık yaşamadan sezonu geçiren ve en az kart gören oyuncu olarak göze çarpan Tello'nun dün akşam olmayışı hücum zenginliğini de engelledi.
Kamara'yı anlatmaya kelimeler yetmez. Bu kadar uyumlu, takım adına çalışan ve bencillikten uzak bir futbolcuya sahip olduğu için Eskişehirspor çok şanslı. Antalya karşısında attığı golle takıma büyük katkı sağladı ve partneri Necati ile birlikte Avrupa'ya açılma konusunda önemli rol üstlendi.

Kırmızı şimşeklerin aslında göremediğimiz gizli yıldız adayları vardı.
Oyuna yine sonradan giren Nuhiu harikalar yaratırken, son vuruşlarda ki ustalığı inanılmazdı.
Erkut ve Aytaç gibi gençlerin bu takımda forma giymesi için çok büyük işlere imza atması gerektiğini (Özgür Çek'in attığı inanılmaz gollerde olduğu gibi) hepimiz anladık sanırım...

Antalya galibiyetiyle bir başarılı sezonu daha geride bıraktı Eskişehirspor. Bu başarıda takım içinde formayı adaletli dağıtan ve yaptığı önemli hamlelerle birçok maçı çeviren ErsunYanal'ın payı büyük.

Aslan payı ise yönetimin.
Ersun Yanal gibi bir teknik adamı takımın başına getirip, gelecek yılların planlamasını yaptılar. Milletin çileği varsa bizimde Causuic, Servet gibi yıldızlarımız var dercesine transfer politikası yürüttüler. Halil Ünal ve arkadaşları futbolcu ödemelerini de zamanında yaparak üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiler.

Yersiz eleştiriler ve muhalefet olmasaydı Eskişehirspor bugün çok daha büyük başarılara imza atabilirdi.
Her şeye rağmen önümüzde ki sezonda devam ederlerse Halil Ünal yönetimi ve Ersun Yanal'ın çizgilerini bozmamaları en büyük temennim.
(Bu yazı tamamen hayal ürünüdür. Ama Eskişehirspor'un şampiyon olma ve Avrupa'ya gitme hayaline inananlar. Bu yazdıklarıma da inanmak zorundadır. Çünkü Hayalleri gül olanın gerçekleri dikenleri olur.)

Haberleri