HAYALİ CİHAN DEĞER...

                                                  Köy Enstitüleri, kapatılmasından sonra, açılan öğretmen okullarının, sayıları, 1950’li yılların sonlarında, 52’ ye ulaştı.  ...

                                     


            Köy Enstitüleri, kapatılmasından sonra, açılan öğretmen okullarının, sayıları, 1950’li yılların sonlarında, 52’ ye ulaştı.   öğretmen okullarına, girecek olan öğrenciler, önce İlkokuldan, pekiyi derece ile mezun ve iyi ahlak sahibi olması gerekirdi.      


            Adaylığı,  kabul edilen öğrenciler, önce yazılı sınava katılır, kazananlar ise mülakata çağrılır, mülakatta başarılı olanların, kayıtları yapılırdı.    


          Kayıt olduktan sonra,  yıllarca,  öğretmenler ve öğrencileri, birlikte nice güzellikleri paylaştılar. Nice değerin, farkına, hep beraber vardılar. ömürlerinin,, en güzel, en taze, en saf yıllarında; insan  ve öğretmen olmanın, güzelliklerine de birlikte tanık oldular.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                          


                 öğretmen okullarında, okumak kolay değildi. İki yıl sınıfta kalan öğrencilerin, kaydı okuldan silinirdi. Ayrıca tüm öğrenciler, kendi sınıflarının, temizliğini kendileri yapar, yemekhane ve çamaşırhane gibi, birimlerde, nöbet tutarak, bu hizmetlere katkıda bulunurlardı.   


                 öğrencilerin, en ufak hataları karşısından, öğretmenleri, “öĞRETMEN OLACAKSIN “diyerek, ya eleştirir, ya da rehberlik yapardı. Alt sınıflarda okuyanlar, üst sınıflardaki öğrencilere, saygı gösterir, hürmette kusur etmez, üst sınıftaki öğrenciler de, alt sınıflardaki öğrencileri, korur ve derslerinde yardımcı olurdu.


               Vatanın her yerinde görev alırım düşüncesi ile mezun olurlardı. Mezun olan öğretmenler, yolu, elektiriği olmayan,  vatanın en ücra köşelerinde, meslek onuru ve bilinci ile hizmet yaptılar.


               Köy Enstitüsü, ve öğretmen okullarından, mezu öğretmenler, beş numara lamba ışığında, plan yapar, kitap okur, mahmurlaşmış gözlerle, daha çok okumaya kendisini adayan, öğrencilerini, geleceğe hazırlamak için, çaba gösterirlerdi..


           Bugün hepsi de emekli öğretmenler. Belki de bugün,  birçoğu aramızda yaşamıyor. Ama tek övüncümüz, onların bizlere bıraktığı kalıcı izlerdir.
                Peki, nedir onlar?
               Sorumluluk, çalışkanlık, fedakârlık, vatanseverlik
               Emekli öğretmenlerimiz, Cumhuriyetimizin, o coşkulu, o heyecanlı, "fikir taşıyıcıları olarak, bütün vatan sathında, "Atatürkçü düşüncenin" ışığı ve meşalesi ile çocuklarımıza, özellikle de köylerimize,  bir ışık, bir yön oldular.


            Bütün olumsuzluklara rağmen, çalışma azminden, iradelerinden, hiçbir şey kaybetmediler. Köyüne, ya da şehre ulaştığında da mütevekkil insanlara, yaraşan, o dost canlısı, yüzünde, kutsal bir görevi yapmanın, huzuru içinde, oldular..


             Köy odalarındaki sohbetleri, hiç unutmadılar. Arkadaşın, dostların, saf ve temiz köylülerdi. Onlar öğretmensiz, öğretmenlerde onlarsız yapamıyordu.


             O yıllardaki öğretmenler,  akşam oldumu mu Ahmet, Hatice ve Fatma kızı nasıl yetiştirebilirim, diye akşamları, beş numaralı lambanın ışığında, biteviye düşündülerdi.
                Bir serencam-ı ömürlerinde, daha neler vardı, kim bilir. İçlerinde taşıyorlardı anılarını. Sadece gönül dostlarını anlatıyorlardı. İçlerinde müthiş bir özgüven vardı. Fakat bunu hiç belli etmediler. Biliyoruz ki alçak gönüllülük. Onları ilkeleriydi. Oysa Onlar çok işler başarmışlardı…


                 Emekli öğretmelerimiz,  görevli oldukları yıllarda, parasız olarak, derslerden, sonra, öğrencilerine, daha iyi yetiştirmek için, kurs yapmışlar, köylülere okuma yazma öğrettiler.


            . Karşılığında da ne devletten, ne de velilerden, tek kuruş almadılar. Bugün örgün eğitimde yaşananları, tartışma konusu olan dershaneleri ve ücret karşılığı ders veren öğretmeleri, düşündükçe, emekli öğretmenlerimizin, değerlerini, bir kez daha anımsıyoruz.


.              Bütün olumsuzluklara rağmen,  çalışma azimlerinden, iradelerinden, hiçbir şey kaybetmediler. Bugün emekliler ama meslekten hiç kopmadılar. çünkü emeklilik öğretmenlerin, meslek hayatında, bir halkadır. Fakat kesinlikle de son halka değildir. Emekli de olsalar da görevleri devam ederler.


              Gemişte, Türk Bayrağının dalgalandığı, her yerde, görev yaparım, düşüncesi ile mezun olan, vatanın en ücra köşesinde, meslek onuru ile hizmet yapan, “ Emekli öğretmenlere” verilecek değer oranında, öğretmelik mesleği,  toplumda, itibar görecektir


               Köy Enstitüsü ve öğretmen okullarından, mezun olan emekli öğretmenlerimiz, vatanın en ücra köşelerinde, meslek onuru ve bilinci ile hizmet yaptılar.   Onlar,  Cumhuriyet döneminin ‘eli öpülecek’ idealist öğretmenleriydi.


                Her meslek gurubuna da örnek teşkil edecek, bir uygulamaya süreklilik kazandıran,  1960- 1961 Yunus Emre İlköğretmen Okulundan mezunu, emekli öğretmelerimizin, her yıl bir araya gelerek, okul ve meslek anılarını paylaşmaları, örnek teşkil edecek nitelikteydi.                 


             Tek üzüntüleri, ebediyete intikal eden arkadaşları idi. Onlar ebediyete, intikal etseler bile çalışmaları ve hatıraları ile o gün, hep gündemde oldular Her zaman da sohbetlerin, onur konuğu oldular. Gelecekte de olacaklardır.


              Bugün deYunus Emre İlköğretmen Okulu’ndan, 1960-1961 yıllarında, mezu olan , emekli öğretmenlerimiz, WhatsApp’ da,  “AKŞAM YILDIZLARI”  adıyla, oluşturdukları,  guruplaşma ile heberleşecekler, geçmişteki anılarını ve bugükü sorunlarını birlikte paylaşacaklardır.


             Ne mutlu! bu tabloyu, yaratanlara ve yaşatanlara…


 


 


 


 


 

Haberleri