Hayat mahalli seçimlerden sonra da devam edecek yahu...

Önümüzde ki mahalli seçimler, bazıları için zannedersiniz ki ölüm kalım meselesi.Özellikle, Büyükerşen hayranlığı ya da Büyükerşen antipatisi olanlar için.Bunun yanı sıra…Ak Parti hayranlığı ve antipatikliği duyanlar...

Önümüzde ki mahalli seçimler, bazıları için zannedersiniz ki ölüm kalım meselesi.
Özellikle, Büyükerşen hayranlığı ya da Büyükerşen antipatisi olanlar için.
Bunun yanı sıra...
Ak Parti hayranlığı ve antipatikliği duyanlar için de geçerli aynı durum.
Sanki mahalli seçimler bir son olacak bazıları için.
Bazıları için de intikam alma günü.
Sonrasını hiç kimsenin düşündüğü bile yok.
Sonuçlar açıklanır açıklanmaz, birilerinin nefreti tavan yapacak, diğerleri için adeta zaman duracak.
Aslında yok böyle bir şey...
Ne mi olacak? Söyleyelim...
Büyükerşen ya aday olacak, ya da olmayacak.
Aday olmayacaksa sorun yok...
Çekilecek köşesine.
Eğer aday olacaksa, seçimi ya kazanacak, ya da kaybedecek.
Kazanırsa sorun yok, üç dönem nasıl yaptıysa, aynı göreve devam edecek.
Kaybederse de, çekilecek kenara.
Bu bu kadar basit.
Aynı durum Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı için de geçerli.
Ya Büyükşehir belediye Başkan adayı gösterilecek, ya da iki dönem olduğu gibi Odunpazarı Belediye Başkan adayı.
Belki de hiç aday gösterilmeyecek.
Aday gösterilirse girecek seçime, ya kazanacak ya da kaybedecek.
Partiler de öyle değil mi?
Ya AKP kazanacak seçimleri, ya da CHP.
Belki birkaçını AKP birkaçını CHP kazanacak.
Sonuç olarak hayat devam edecek.
Her ne kadar bu günden birileri seçim tarihini kıyamet tarihi gibi algılıyor olsa da, böyle olmayacak.
Seçilenler görevini yapacak, seçilemeyenler bugüne kadar olduğu gibi kenarda duracak.
Bu, bu kadar basit bir mesele.
O halde, niye pek çok kişi bu seçim meselesine bu denli kilitleniyor dersiniz?
Niçin mahalli seçimlere "ölüm-kalım" meselesi olarak bakıyor birçok insan?
Gerçekten anlamak mümkün değil...
......

Bu seçim O'nun seçimi olacak...
2004 mahalli seçimleri öncesini hatırlayan mutlaka vardır.
İktidar partisinin Büyükerşen karşısına kimi aday çıkartacağı büyük bir merak konusuydu.
Dönemin Ak parti Genel başkan yardımcısı olan Murat Mercan, parti kurucusu da olmasının verdiği güçle tek yetkili konumundaydı.
Büyükerşen'in seçimlerde yarışacağı Ak parti adayına da bizzat o karar verdi.
Faruk Karaçay'ın aday olarak çıkarılmasında büyük ölçüde karar sahibi o oldu.
Seçimin kaybedilmesi şüphesiz Murat Mercan'ı da etkiledi.
Her ne kadar "Görev değişikliği" denilse de, gözden düştü ve Genel başkan yardımcılığı görevinden alındı.
2009 seçimleri öncesinde, yine İktidar partisi AKP nin, Büyükerşen'in karşısına aday olarak kimi çıkartacağı büyük bir merak konusuydu.
Zamanın Maliye Bakanı, Başbakan'dan sonra en kudretli insan olarak Eskişehir milletvekilliği yapıyordu.
Seçimlerde yarışacak Ak parti adayının kim olacağına bizzat karar verdi.
Hasan Gönen'in aday olarak çıkmasında büyük ölçüde karar sahibi o oldu.
Seçimin kaybedilmesi, tıpkı Murat Mercan'da olduğu gibi Kemal Unakıtan'ı da olumsuz etkiledi.
Bakanlıktan alındı.
Önümüzde ki 2014 mahalli seçimlerinde ise, yine Ak partinin hangi adayla seçimlere katılacağı merak konusu.
Şimdi ise, Murat mercan ve Kemal Unakıtan konumunda olan milli Eğitim bakanı Nabi Avcı var.
Muhtemelen de, adayın kim olacağına Avcı karar verecek.
Ak parti Büyükşehir adayının kim olacağı konusunda karar bizzat onun olacak.
Sonuç ne mi olacak?
Bunu söylemek için önce adayı görmek, sonra da seçimi beklemek gerekiyor galiba...
.......

Kendisinden haber alanların ya da yerini bilenlerin insaniyet namına...
CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum'u aylardır göremiyoruz.
Ya gelip gidiyor bizim haberimiz olmuyor, ya da gelmiyor.
Aslında çok da önemli değil gelip gitmesi.
Daha önceleri takıntı yapıyor ve "Seçim bölgesi olan Eskişehir'e niçin gelip gitmiyor ki?" diye düşünüyor ve yazıyorduk.
Baktık ki, sanki kendisini çok özlüyor pozisyonuna düşüyoruz, vaz geçtik bunu söylemekten.
Ama...
Dün öğrendik ki, CHP nin Meclis Anayasa komisyonunda ki üç üyesinden biri olan Süheyl Batum, yaklaşık iki aydır Anayasa komisyonu çalışmalarına da katılmıyormuş.
Üstelik...
CHP nin diğer iki üyesi toplantılara eksiksiz katılırken.
Durum böyle olunca da, ister istemez endişeye katıldık.
Öyle ya...
Eskişehir'e gelmiyor, Anayasa komisyonu toplantılarına girmediği söyleniyor, meclis oturumlarına da düzenli katılmadı biliniyor...
O halde, nerede Süheyl Batum?
-"Yerini bilenlerin insaniyet namına" diye başlayan ilanlar mı versek acaba...
Şaka bir yana...
Gerçekten merak ediyoruz nerelerde olduğunu...
Haberini alsak bile o yetecek...
........

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğru hocasına gider:
-"Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve beni cezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?"
-"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?"
-"İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size soracağım.
Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta kalacağım. Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı geçirteceksiniz. (Hocanın keyfi yerinde. Teklifi kabul eder.)
Ve öğrenci sorar:
-"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir?
Mantıklı olup, yasal olmayan nedir?
Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?"
Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz.
İddia gereği öğrencisine iyi not vererek sınıfı geçirir. Ama aklı da soruda kalır. Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar.
Öğrenci hemen cevap verir:
-"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz.Bu yasal ama mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var.
Bu mantıklı ama yasal değil.
Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması gerekirken iyi not verip mezun ediyorsunuz.
Bu da ne mantıklı, ne de yasal."

Haberleri