Hani bir vakit vardır. O vakitte herkes gider. Kalmak mümkün değildir, zamanı gelmiştir vedanın. Şanslıysan edersin o vedayı da aslında, belki de veda bile edemezsin, ani bir gidiş olur bazılarınınki. O beklenmeyen gidiş de çok koyar insana.
Herkesin hayatında bazı dönüm noktaları vardır. Kimi güzel, kimi acı dolu belki. Güzel olan mutluluk bahşeder bundan sonraki hayatına, acı olansa yaşayan ölüye çevirir adeta seni.
Kimseye çok bağlanmamak lazım onun için bu hayatta. Çünkü vakti gelince herkes gidecek ve sen tek başına kalacaksın. Onun için kendine yatırım yap, güçlü ol ve ayakların yere her zaman sağlam bassın.
Hayat zor, yaşam mücadelelerle dolu. Bir omuz veren, bir elini tutan varsa aman ha sımsıkı sarıl ona. Çünkü yanındayken kıymet bilmek lazım bu hayatta. Gereksiz şeyler için boş yere kalp kırmamak lazım. İnan ömür dediğin çok kısa, öyle gelip geçecek. Yetişemeyeceksin hızına.
Kavgayla, küslükle geçen zamana yazık. O vakitler bir daha asla geri gelmeyecek. Geçmişe dönüp baktığında keşke deyip, pişmanlık duymamak için yeri geldiğinde alttan alacaksın, lafını yutacaksın ama kavga edip, kalp kırmayacaksın.
Parayı baş tacı etmeyeceksin yani paraya tapmayacaksın. Cimri olmayacaksın. Gönlü zenginlerdir bu hayatta asıl mutlu olanlar, onurun paranla ölçülmeyecek. Arkandan kimse konuşmayacak yani, gülmeyecek.
Malın mülkün peşine çok düşmeyeceksin, varlık içinde yokluk çekmeyeceksin. Parayı sadece yaşamak için bir araç olarak görecek, varyemez olup hayatı kaçırmayacaksın. Sahip olduklarını götüremezsin yanında, kefenin cebi yok, o paraları senden sonra başkaları yiyecek, unutma mallarını başkaları bölüşecek.
Hayatta en azından bir kere deli gibi aşık olmak lazım, ötesini berisini düşünmeden çılgınca şeyler yapmak, birini sahiplenmek, ona bağlanmak… Yoksa kalp sevmeyi nasıl öğrenecek? Sevmeden de yaşanmaz ki, yalnızlık zor, yalnızlık Allah’a mahsus.
Hiç ağlamadıysan bir gidenin ardından, gözlerin ıslanmayı nereden bilecek? İnsan dediğinin acı çekmesi lazım, yoksa düşkünün hâlini nereden anlayacak, nasıl pişecek? Şöyle okkalı bir tokat patlatmalı hayat suratına arada. Yoksa kim, haddini nasıl bilecek?
Geçirip tırnaklarını yaşama, sımsıkı tutunmak lazım. Dertler nasılsa bir gün geçecek. Yine yeni bir gün doğacak, yeni hayallerin, umutların olacak. Yine gülümseyecek, yine neşeleneceksin. Önemli olan her daim dik durmayı öğrenmektir hayatta. Çünkü yaşadığın sürece hep sorunlar olacak ve birileri seni incitecek. Çekemeyip yeri geldiğinde ittirip, düşürecek. Düşe kalka öğreneceksin güçlü olmayı ve kimseye güvenmemeyi. Hayat bazen acımasız ve inan çok adi.
Mutlaka bir şeye inanmak lazım. Sen ister Allah de adına, ister Tanrı, ister evren, ben Allah diyorum. Kalpler sadece Allah’ı anmakla huzur bulur. Yoksa inanmazsan kim ruhunun boşluğunu doldurabilecek? Yani maneviyat önemli… Hepsinden önce de her zaman Allahın aciz bir kulu olduğunu unutmamak lazım! Bu dünya yalnız senin değil, başkalarının da yaşam hakkı var. Saygı duyman, alan tanıman gerekli.
Bitkiymiş, hayvanmış, havaymış, toprakmış kucaklamak lazım hepsini. Gün gelip onlar sana can verecek, onlar nefes almanı sağlayacak, yoldaş olacak, sana kucak açacak. Bir de hani içinde taşıdığın pıt pıt atan şu kalp var ya şu kalp, hah işte ona da sevmeyi öğretmek lazım. Öğretemezsen eğer, bu evren senin üstüne koca bir çarpı koyup geçecek. Unutma sevgi herşeyi yener, sevmek herşeye değer, hayat sevince güzel…