HAYVANCILIĞA KAYNAK YARATILMALI

Türkiye, AB ile yapacağı müzakerelerde en çok tarım alanında zorlanacak.Çünkü 80 bin sayfalık müktesebatın, 40 bin sayfası tarımla ilgilidir. Ayrıca ülkemizde, nüfusun büyük bir bölümü de tarımda istihdam edilmektedir.Türkiye’de...

Türkiye, AB ile yapacağı müzakerelerde en çok tarım alanında zorlanacak.
Çünkü 80 bin sayfalık müktesebatın, 40 bin sayfası tarımla ilgilidir. Ayrıca ülkemizde, nüfusun büyük bir bölümü de tarımda istihdam edilmektedir.
Türkiye'de tarım sektörünün, pek çok sorunu var. Özellikle de hayvancılık alanındaki problemler müzakerelerde, Türkiye'nin başını ağartacak niteliktedir. Çünkü ülkemizde hayvancılık zor koşullara direniyor. Her geçen gün de kan kaybediyor.
Özellikle de 1980'li yıllardan sonra, tarım ürünlerinin ithalatı, yani dışa bağımlı tarım politikaları, ülkemizde üretilen hayvansal ürünlerde ciddi azalmaya neden olmuştur. Son yıllarda ette yüzde 18,sütte %14 ve deri de ise %40 dolaylarında, azalma görülmüştür. Buna rağmen, halkı alım gücünün düşmesi nedeniyle de süt, et ve diğer hayvansal gıdalar, çiftçinin elinde kalmıştır.
Şu bir gerçek ki Türkiye'de, hayvan başına verim çok düşüktür. Ciddi boyutta damızlık sorunu var. Hayvan hastalıkları ise, yeteri kadar önlemedi. Hayvan yetiştiricilerinin örgütlenmesi istenen boyutta değil. Hala hayvancılık sektörüne, "babadan oğla miras" felsefesi hakimdir.
Eskişehir'de, hayvancılık sektöründe ciddi sorunlar yaşıyor. Türkiye genelinde olduğu gibi, kentimizde de yerli ırklar yok oluyor. Mera ıslah çalışmaları ise, yok denecek kadar az. Hayvan hastalıkları ise hala küçümsenmeyecek boyutlarda, özellikle de malta humması ve verem gibi hastalıklar, hala ilimizin önde gelen hayvan hastalıklarıdır. Hayvan hastalıkları ile mücadelede, ciddi engel ve sorunlar var.
Öte yandan Eskişehir'de, ekolojik hayvansal üretim teşvik edilmeli, bunun içinde Eskişehir'in yerli ırkları ve bölgemize adapte olabilecek, melez ırklar tercih edilmelidir. Bugün Eskişehir' de, toplam sığır mevcudu içerisinde yerli ırkların oranı % 13,5 kültür ırklarının oranı %38,6 ve melez ırkın oranı %47,9' dur.
Eskişehir'in, kalkınmasında hayvancılık temel unsur olarak görülmedi. Bunun sonucu olarak da havyacılık, sürekli kan kaybetti. Oysa hayvancılık, Eskişehir ekonomisinin motoru olabilirdi. Maalesef, Eskişehir' de uygulanan politikalarda, tarım ve hayvancılık kendi içerisinde değerlendirilmekte, tarım ve hayvancılıkta katma değer yaratan sanayi ürüne geçmek için, yeni politikalar geliştirilmemiştir.
Maalesef ülkemizde ve Eskişehir' de, hayvancılıkta bugün uygulanan politikalar iflas etmişti. Ülkemizde, nüfusun yüzde 35İ tarım sektöründe istihdam edilmekte, GSMH' dan yüzde 14 pay almaktadır. Hayvansal üretimin tarımdaki payı, yüzde 22 GSMH' daki payı ise 3.1' dir. Oysa AB' de çalışan nüfusun sadece %5.1 ' i tarım sektöründe istihdam edilerek GSMH' dan yüzde 14 pay almaktadır. Hayvansal üretimin tarımdaki payı yüzde 49.4'dür. GSMH' dan aldığı pay ise yüzde 35.3 dür.
Peki, ne yapılmalıdır?
Ülkemizde ve Eskişehir' de, kaynak yönünden hayvancılık sektöründe yeni politikalar oluşturulmalı, hayvan ve hayvansal ürünler, ihracatımız için temel ürünlerden biri olmalıdır. Ayrıca, çiftçilere, iyi ve kaliteli damızlık sağlanmalı, tarımsal kredilerin %30' u hayvancılık sektörüne ayrılmalıdır. Verilen krediler, amacına yönelik kullanılıp kullanılmadığı mutlaka denetlenmeli, mera ıslah çalışmaları da hızlandırılmalıdır.
Eskişehir'de hayvancılığın gelişmesi ve sorunlarının çözümü için, mutlaka örgütlenmek şart. İl bazında hayvancılık sektöründe, örgütlenme teşvik edilmeli, her türlü destek verilmeli ve çiftçilerimiz, tarımsal işletmelere özendirilmelidir.
Hayvan hastalıkları ilgili mücadele, mutlaka bir plan ve programa bağlanmalı, Özellikle sığırlarda kullanılması gereken, Mastit, IBR, pastörella aşıları da şap aşısı da zorunlu hale getirilmelidir. Ayrıca da kentimizdeki buzağı ölümlerine ve meme körlüğüne, çare bulunmalıdır.
Türkiye'nin, dışa bağımlı tarım politikaları nedeniyle, hayvancılık önümüzdeki yıllarda, daha da zarar görecektir. Nitelikli meranın istenen düzeyde olmaması ise hayvancılıktaki olumsuz gidişi daha hızlandıracaktır. Türkiye' de hayvancılık sektöründe, teknik ve ekonomik örgütlenme, en alt düzeydedir. Hayvancılıkla ilgili araştırma ve geliştirme çalışmaları ise yok denecek kadar azdır.
Maalesef ülkemizin, sürekli, alıcı ve sonuç alıcı, bir hayvancılık politikası yok. Hal böyle olunca da, Eskişehir'de bu tablodan etkilenmektedir. Turizm ve sanayi üretimine her türlü destek verilirken, hayvancılık tamamen ihmal edildi. Sorunlarına da palyatif çözümler getirilmeye çalışıldı.

Haberleri