Her defasında nasıl seçiliyorlar biliyor musunuz?

Bir dost sohbetinde konuşuyoruz.Ortamda tanımadığımız insanlar da var.Söz dönüp dolaşıp, siyasete geliyor.Tanımadıklarımızdan biri çıkıp "Ben artık Televizyonda Erdoğan’ın yüzünü görmek istemiyorum" diyor.Hem olağan...

Bir dost sohbetinde konuşuyoruz.
Ortamda tanımadığımız insanlar da var.
Söz dönüp dolaşıp, siyasete geliyor.
Tanımadıklarımızdan biri çıkıp "Ben artık Televizyonda Erdoğan'ın yüzünü görmek istemiyorum" diyor.
Hem olağan karşılıyoruz hem şaşırıyoruz bu söz üzerine...
-"Bu nasıl oluyor?" diye sorarsanız söyleyelim.
Olağan karşılıyoruz; çünkü, son günlerde başka insanlardan da duyduk aynı sözleri.
Şaşırıyoruz; çünkü, bunu söyleyen insan, her ne kadar yakından tanımasak da Ak parti seçmeni gibi duruyor.
Biraz daha deşince, şaşkınlığımız daha da artıyor.
Zira...
"Ben artık Televizyonda Erdoğan'ın yüzünü görmek istemiyorum" diyen kişi, bugün seçim olsa oyunu yine Ak partiye vereceğini söylüyor.
-"Bu nasıl bir çelişkidir?" dediğimizde ise, soruya soru ile cevap verip;
-"Başka oy verecek kişi mi var?" diyor.
K K K
Ankara'dayız.
Trenden inip, taksiye biniyoruz.
Yol biraz uzun olunca, taksiciyle sohbet başlıyor.
Taksici dertli.
-"Ankara'nın içine iyice edildi" diyor bir ara.
-"Kim?" diye soruyoruz.
-"Kim olacak Melih Gökçek" diyor.
Bu seçimde oy vermeyeceğini söylüyor taksici.
Hemen arkasından da...
-"Ama, aday gösterilirse yine seçilecek. Çünkü başka adam yok" dediğinde, biz gideceğimiz yere varmış oluyoruz.
K K K
Gelelim Eskişehir'e.
Eskişehir'de üç dönemdir büyükşehir belediye Başkanlığı yapan bir isim var.
Önümüzde ki seçimlerde aday olup olmayacağı pek de belli değil.
Aday olmazsa mesele yok da, aday olması halinde seçimlerin de en güçlü favorisi.
Belki insanlar artık kızıyor.
Belki, bazı olumsuzlukları ortaya çıktı. Belki de, bir değişim isteniyor bilemiyoruz ama...
Bugün seçim olsa, Büyükerşen'in kazanma ihtimalinin çok yüksek olduğunu,. Ak Parti anketleri bile açıkça ortaya koyuyor.
Peki, Hem başbakan Erdoğan, hem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve hem de Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen nasıl oluyor da her seçim, hem de oylarını arttırıp seçilebiliyor?
Aslında bu sorunun cevabı çok açık; Alternatifleri yok.
Daha doğrusu.
Kendileri ile kıyaslanabilecek rakipleri mevcut değil.
Karşısına çıkartılan ve kıyaslamaya tabi tutulanlar, vatandaşın gözünde "O mu? Hadi canım sende?" den öteye gidemediği için, sonuç hiç değişmiyor...
İşin ilginç tarafı ne biliyor musunuz?
Başbakan ve Gökçek'in her defasında seçilmesini normal bulunlar Büyükerşen'in her defasında seçilmesine bir anlam veremiyor...
Büyükerşen'in her defasında seçilmesini doğal karşılayanlar, Erdoğan ve Gökçek'in seçilmelerine bir türlü anlamıyor.
----------------------------------------
Meclisi izleyen
öğrenciler ne mi öğrendi?
2012 yılına ait bütçenin görüşülecek olması nedeniyle, Osmangazi Üniversitesi Maliye öğrencileri gelmiş büyükşehir meclisine.
Gelirken nasıl bir manzara bekliyorlardı bilemiyoruz ama, mecliste görüşülen imarla yaklaşık 15 madde ile karşılaşınca, başta ne olduğunu anlayamadılar.
Gündemin son maddesi olan 2012 yılına ait kesin hesap bütçesinin görüşülmesine başlanınca da, defteri kalemi çıkarttılar sessizce.
Zannediyorlardı ki, Büyükşehir Belediyesinin bütçesi kalem kalem inceleme altına alınacak.
Olmadı tabi öyle.
Bütçe kalemleri okundu, okunan bütçe kalemleri üzerinde konuşmalar başladı.
Ak parti grubu adına Ahmet Süzer idi konuşmacı.
Bütçenin gerçekleşmesinin yüzde 40 olduğunu söyleyip;
-"Bu denli faizi niçin ödedik?" diye sordu.
Cevap veren ise, Büyükerşen idi.
Neredeyse her yıl Bütçe görüşülürken olduğu gibi önce, Ahmet Süzer'e "Bu işi bir türlü öğrenemedin" dedi...
Ardından da...
-"Devlet, gelirlerinizi keserse, iller Bankası ödeneğinizi göndermez ya da budarsa, siz de gider, yatırımlar ve hizmetler için para bulursunuz. Bulduğunuz paranın da faizlerini ödersiniz" diye konuştu.
Ve neticede...
Ak partililer bütçeye Ret oyu, DSP liler ise Kabul oyu verdi.
DSP'liler mecliste Ak Partililerden daha çok olduğu için, Büyükşehir Belediyesinin 2012 bütçesi kabul edilmiş oldu.
Bunun sonucunda, meclis toplantısını izleyen maliye bölümü öğrencileri ne öğrendi dersiniz?
Bize göre şunu öğrendiler;
Öncelikle, her yerde olduğu gibi meclislerde de muhalefet muhalefetliğini, iktidar da iktidarlığını yapıyor.
Bir de...
Son sözü, çoğunluk söylüyor.
En önemlisi de...
Haklı olmak yetmiyor, güçlü olmak gerekiyor.
----------------------------------
Yıllar geçiyor, dertler aynı
Duble yol yapıldı Eskişehir'den her yöne, şeridin biri hemen her gün kapalı.
Eskişehir Kent geçişi karşılıklı üç şeride çıkartıldı, hala Bağlar Caddesi'nden gelip, Üniversitenin önden sağa, yani Çevre yoluna çıkamıyorsunuz.
Çevre yolu üzerine Bat-Çık'lar yapıldı tamam güzel ama, hala ışıklandırmaları yarım yamalak.
Demiryolu'nun yer altına alınması meselesine başlanalı yıllar oldu ama, yarısı hala bekleyip duruyor.
Büyükşehir belediyesi Kentpark'daki Nikah salonu ve kongre merkezi ile, Adliye karşısında ki Kültür Merkezi'nin inşaatına yıllar önce başladı ama, hala bitirip halkın kullanımına açabilmiş değil.
Daha bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Fazla uzatmayalım.
Nasıl ki karar almaktan çok uygulamak önemliyse, yatırımlarda da inşaata başlamaktan çok bitirmek ve halkın kullanımına açabilmek marifet olmalı.
Yukarıda verdiğimiz örneklere baktığınızda, Eskişehir'de bunun olmadığını rahatlıkla görebiliyoruz.
Yani...
Eskişehir'de Çok güzel ve yerinde hizmetler başlatılıyor ama.
Nedendir bilinmez...
Bir türlü bitirilemiyor.
Bitmeyen hizmetin başlaması da, haliyle hiç bir şey ifade etmiyor.
Kısacası...
Nasıl ki alınan güzel kararlar, eksiksiz uygulamaya geçtiğinde faydalı oluyorsa... Başlayan yatırım ve projeler de, tamamlanıp halkın ihtiyacına sunulduğunda bir anlam taşıyor.
Ve sonuç olarak...
Kararlar ne kadar güzel olursa olsun uygulanmadıktan, yapılan yatırımlar ne kadar müthiş olursa olsun bitirilmedikten sonra hiçbir işe yaramıyor...

Haberleri