Okurumuz Asgari ücretin biraz üzerinde bir maaşla çalıştığını söyledi.
Özellikle son birkaç ayır faturaları ödemeye yetişemediğini söyleyen okurumuz, hayat pahalılığının artık gırtlağa dayandığını belirterek “Elektrik ve dağalgaz faturalarını ödedikten sonra elimde para kalmıyor. Marketlere artık gitmeye korkuyorum. Temel gıda maddelerini bile alamaz hale geldim” dedi.
Kendisi gibi insanların çok zor durumda olduğunu, 20-30 lira ile pazara gidenlerin bulunduğunu ve kendisinin de bu kategoride olduğunu söyleyen okurumuz “ Her şey ateş pahası bir hale gelmiş. Hemen her gün bulgur pilavı ile yoğurt yiyoruz. Doğru dürüst beslenemiyoruz. Yumurta ve tavuk fiyatları bile aldı başını gidiyor. Bu işin sonu ne olacak bilemiyoruz ama durum hiç iş açıcı değil” dedi.
Bu kış aylarını, boğazlarından eserek elektrik ve doğal gaz faturaları ödemekle geçireceklerini söyleyen ve artık eve yiyecek götürememekten dolayı büyük bir eziklik yaşamaya başladığını söyleyen okurumuzun konuya ilişkin olarak söylediklerini aynen köşemize alıyor ve konuyu ilgililerin bilgisine sunuyoruz.
Seferberlik başlatılmalı…
Okurumuz, evlerde biriken atık yağların doğaya ulaşmadan kontrollü imhası için belediyelere daha fazla görev düştüğünü anlattı.
Bu konuda Eskişehirli belediyelerin son derece duyarlı olduğunu ancak buna rağmen, bu hizmetin yeterince anlatılamadığını dile getiren okurumuz; “Bu konu öylesine önemli ki, belediyeler bence şehirde bir seferberlik bile başlatabilir” dedi.
Atık yağ alımı hizmetinin şehirde yeterince duyurulamadığından şikayet eden okurumuz ayrıca; “Hatta belediyeler bir atık toplama merkezi gibi bir yer bile yapabilir. Bu konuda pek çok çözüm bulunabilir. Yeter ki, evlerde biriken yağlar doğamızla buluşmasın. Çünkü biliyorum ki, evlerdeki yağların bir çoğu toplanamadan atılıyor. İşte bunun tamamen önüne geçilmeli” şeklinde konuştu.