Nasıl ki!
-Kılıçdaroğlu'nun CHP'si Erdoğan'ın yarattığı gündemin peşine takılıp gidiyorsa...
Eskişehir'de de AK Parti Büyükerşen'in yarattığı gündemin peşine takılıp gidiyor.
Nasıl ki!
-Kılıçdaroğlu ve CHP kamuoyunda şerefli ikinciliğe razıymış gibi algılanıyorsa...
Eskişehir'de de AK Parti şerefli ikinciliğe razıymış gibi algılanıyor.
Nasıl ki!
-Kılıçdaroğlu ve CHP, yeni pozitif bir söylem geliştirememekle suçlanıyorsa...
Eskişehir'de de AK Parti aynı nedenle suçlanıyor aslında…
Nasıl ki!
-Kılıçdaroğlu ve CHP için "Tek yaptığı iktidar eleştirisine endeksli slogan üretmek" deniyorsa...
Eskişehir'de de AK Parti için aynısı söyleniyor…
Nasıl ki!
-Kılıçdaroğlu ve CHP'nin Erdoğan'ı tek adamlık ve diktatörlükle suçlaması pirim yapmıyorsa...
Eskişehir'de de AK Partinin Büyükerşen'i tek adamlık ve diktatörlükle suçlaması hiç bir işe yaramıyor.
Nasıl ki!
-Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinde her kafadan ses çıkıyor ve bu durum sıkıntı yaratıyorsa...
Eskişehir'de de AK Parti içinde her kafadan ayrı ses çıkması aynı sıkıntıyı yaratıyor.
Nasıl ki!
-Kılıçdaroğlu ne söylerse söylesin kendi tabanından başkasını inandıramıyorsa...
Eskişehir'de de AK Parti ne söylerse söylesin kendi tabanından başkasını inandıramıyor.
Nasıl ki!
-Kılıçdaroğlu ve CHP için sık sık "Bu ülkeyi onlara nasıl teslim ederim" diye düşünenler varsa...
Eskişehir'de de AK Parti için sık sık "Bu şehri onlara nasıl teslim ederim" diye düşünenler var.
Nasıl ki!
-Kılıçdaroğlu ve CHP'nin üzerine "Ebedi muhalefet" etiketi yapışıp kaldıysa...
Eskişehir'de de AK Parti için "Ebedi muhalefet" etiketi yapıştı kaldı.
Nasıl ki!
-Kılıçdaroğlu ve CHP girdiği her seçimde yenilgi almasına rağmen "Başarılıyız" diyebilme yolunu buluyor ve kendini böyle avutuyorsa...
Eskişehir'de de AK Parti her girdiği seçimde yenilgi almasına rağmen "Başarılıyız" diyebilme ve kendini de böyle avutabilme yolunu ezberledi.
Sonuç olarak...
Erdoğan'ın başarısını görmek için Eskişehir'de Yılmaz Büyükerşen'e...
Yılmaz Büyükerşen'in başarısını görmek için de Erdoğan'a bakmak yeterli.
çünkü...
Her ikisinin de karşısında tıpa tıp aynı muhalefet anlayışı var.
Halbuki...
Eskişehir'deki AK partililer, kendi liderlerine yapılan muhalefet yöntemini burada Büyükerşen'e yapmasa...
Eskişehir'deki AK Partililer, Kılıçdaroğlu ve CHP'nin eleştirilen muhalefet anlayışının aynısını burada gerçekleştirmese...
Eskişehir’deki AK Partililer, tıpkı Kılıçdaroğlu ve CHP gibi "iddiasız, şerefli bir ikinciliğe razı" gibi görünmese...
Belki bir şeyler olacak ama kafa tıpkı aynı kafa.
O yüzden…
AK Parti, CHP’nin ülkedeki muhalefetinden mutlu, Eskişehir’deki CHP de AK partinin muhalefetinden…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Sen bu özelliklere sahip bir kent ol, sonrasında küçücük sorunu bile halledeme…
Türkiye’nin 6 aylık okuma haritasını çıkartmış İdefix.
Şehirde satılan kitap adedi, toplam satılan kitap sayısı, şehir nüfusu ve toplam nüfus baz alınarak yapılmış araştırma.
Bu araştırma sonucunda Türkiye’de en çok kitabın okunduğu il Ankara olmuş.
Ankara’ya İstanbul ve Eskişehir takip etmiş.
Eskişehir’in ardından ise İzmir, Tunceli ve Muğla gelmiş.
Yani…
Eskişehir en çok kitap okunan Türkiye’nin 3 ncü şehri olmuş.
Yapılan bir diğer araştırmada, Eskişehir yaşanabilir eller sıralamasında da 3 ncü olduğu biliniyor.
Yine Eskişehir’in Kültür ve Sanat alanında Türkiye birincisi olduğu da yapılan araştırmalarla sabit.
Ve son olarak…
Eskişehir yine en az suç işlenen iller arasında üst sıralarda.
Sonuç olarak…
Okuyan, yaşanabilir, kültür ve Sanat’a ilgi duyan ve en önemlisi de suç oranı son derece düşük olan bir kent görünümünde Eskişehir.
Bir kent bu özelliklerden başka neye sahip olmak ister ki?
Zaman zaman Eskişehir’de yaşanılan sorunlar ve eksikliklerle ilgili yazılar yazıyoruz.
Şehrin ya da şehirde yaşayan insanların yakınmalarından oluşan, onların yaşamlarını zorlaştıran bu sorun ve eksiklikleri dile getirdiğimizde, bize şehrin bu özelliklerini hatırlatıp, tepki gösterenler oluyor.
-“Böyle özelliklere sahip olan bir şehir bulmuşun da bunuyorsun” gibi eleştiriler geliyor.
Aslında biz de bu yakınma ve sorunları dile getirirken tam da bunu söylemek istiyoruz.
“Böylesine özelliklere sahip bir şehirde nasıl olur da böylesine basit sorunlar olur” demek istiyoruz
“Okuyan, yaşanabilir, kültür ve Sanat’a ilgi duyan ve suç oranı düşük olan bir şehir, nasıl olur da küçücük sorunlarını halledemez?” i sorguluyoruz.
Eskişehir’in sahip olduğu özellikler bu kente yakışıyor yakışmasına da, yakışmayan, bu özelliklere sahip bir kentte var olan sorunların halledilemiyor olması olduğunu söylüyoruz…
Söylemeyelim mi?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Siyasette 2 ila 2 nin toplamı 4 etmez ki…
Geçmişte seçim birliktelikleri hep yaşandı.
Ama…
Bu birlikteliklerin iyi sonuç verdiği pek görülmedi.
örneğin, DYP ile ANAP’in Demokrat parti adı altında birleşip seçime girmeleri, bu iki partinin oylarını bulunduğu yerden de aşağıya çekti.
Yine…
CHP ile DSP seçim öncesi birlikte seçime girdiler.
Bu da başarısız bir birliktelik oldu.
Her iki partinin oyunun toplamı, hesap edilen sayının çok altında kaldı.
SP ile BBP seçim birlikteliği 7 Haziran seçimlerinde ortaya bir netice çıkartamadı.
Bunun anlamı şu:
Siyasette 2 ila 2 toplandığında 4 etmeyebiliyor.
önümüzdeki seçimlere AK parti MHP ile birlikte girecek.
Yöntem ve şekil ne olacak bilemeyiz ama iki partinin seçimde işbirliği yapacağı daha bugünden deklere edilmiş vaziyette.
Bakalım 2 partinin seçim işbirliği sonucunda iki parti oylarının toplamı olan rakam seçim sonucuna yansıyacak mı?
Yoksa…
Bugüne kadar olduğu gibi, siyasette 2 ila 2’nin 4 etmediği bir kez daha ispatlanmış mı olacak?
Hep birlikte göreceğiz…
***
BİRAZ DA GüLMEK LAZIM
Yaşlı kadın oldukça dini bütün bir insanmış. Her sabah kapısının önüne çıkar ve bağıra bağıra dua edermiş:
- "Tanrım bize verdiklerin için sana şükürler olsun" ve ardından her seferinde de yan komşusunun sesi duyulurmuş:
- "Tanrı yok kadın Tanrı yok!" Yaşlı teyze ne kadar sinirlense de yine her sabah dua edermiş, öteki komşu da inadından her seferinde ona öyle bağırırmış.
Bir akşam, komşusu yaşlı teyzeye bir oyun etmeye kalkmış. Markete gidip bir sürü meyve sebze ekmek vs. alıp torbalara doldurmuş, yaşlı teyzenin kapısının önüne bırakmış. Ertesi sabah teyze kapıyı açıp da yiyecekleri
görünce çok şaşırmış ve sevinçle bağırmış:
- "Sana şükürler olsun Tanrım, bu gönderdiğin yiyecekler için sana şükürler olsun!!!"
Ve ağacın arkasından onu seyreden komşusu seslenmiş:
- "Tanrı yok kadın Tanrı yok! O yiyecekleri ben aldım!"
Yaşlı teyze hiç istifini bozmamış:
- "Yüce Tanrım sana ne kadar şükretsem azdır!
Hem bu yiyecekleri göndermişsin hem de parasını…