HER ŞARTTA VATANSEVER OLMAK...

Başkent Üniversitesi Rektörü, Sayın Prof Dr. HABERAL’ la ilgili bir yazımızda, "Sayın Prof. Dr HABERAL… Ülkesinin menfaatlerini ön planda tutar. Ülkesi için de maddi ve manevi, hiçbir fedakârlıktan çekinmez. Türkiye sevdalısı,...

Başkent Üniversitesi Rektörü, Sayın Prof Dr. HABERAL' la ilgili bir yazımızda, "Sayın Prof. Dr HABERAL... Ülkesinin menfaatlerini ön planda tutar. Ülkesi için de maddi ve manevi, hiçbir fedakârlıktan çekinmez. Türkiye sevdalısı, bir bilim adamımız" demiştik.
Dünya Yanık Derneği'nin, 2010'da İstanbul'da yapılacak kongresinin Ergenekon soruşturmasının yarattığı güvensizlik ve ekonomik sorunlar nedeniyle, başka ülkeye kaydırılması ihtimaline, Sayın Prof. Dr. Mehmet HABERAL, tepki göstermesi ve bu gelişme karşısındaki tavrı, teşhisimizde ne kadar haklı olduğumuzu, bir kez daha ortaya çıkardı.
İstanbul'da yapılması planlanan, 15'nci, 2010 Kongresi'nin, yapılmama gerekçesi olarak da, Türkiye'de, Sayın Prof. Dr. HABERAL ve Başkent Üniversitesi'ne yapılan saygısızlık gösterildi. Hatta bu durum çözüme kavuşana ve Dr. HABERAL' ın saygınlığı iade edilene kadar da, 2 yılda bir gerçekleştirilen, toplantılar, Türkiye'de düzenlenmeyecek, denilerek, Sayın Prof. DR. HABERAL' a destek çıkıldı.
Bu gerekçeye rağmen, Sayın Prof. Dr. HABERAL, International Society for Burn Injury (Dünya Yanık Derneği ISBI) nin, uluslararası yönetimine bir mektup yazarak, "... Şu anda yaşanılan problemler tamamen benim ve ülkemin sorunlarıdır, nasıl ki sizlerin ülkelerinde yaşananlar beni ilgilendirmez ise, benim ülkemde yaşananlar da sizleri ilgilendirmez" diyerek sürece müdahale etti. Ve "Türkiye, dünyanın en güvenli ülkelerinden biridir ve bu kongrenin, bütün sorumluluğu da bana aittir" diyen HABERAL, 2010 Kongresi ile ilgili tüm hazırlık ve rezervasyonları çoktan tamamladıklarını da vurguladı. Bu tavrı ile de her şart ve zeminde, vatansever olduğunu da göstermiş oldu.
O' nu, terör örgütü kurmak ve yönetmek iddiasında bulunanlar, bu gelişme karşısından, ne düşünür bilinmez ama Sayın Prof. Dr. HABERAL' ın, tutuklanması ile Türkiye global alanda ciddi şekilde itibar kaybettiği gibi, hastaları, öğrencileri, ulusal ve uluslararası sempozyumlar, paneller ve konferanslar da onun bilgisinde mahrum kaldı.
Türk toplumu, geçmişte de bu tür yanlışlıklar yaptı. Ancak faturasını ağır ödedi. Nitekim Büyük Önder Atatürk, " ...Türk toplumu, yanlış fikir ve yanlış zihniyetlere sahip olanlar yüzünden, her asır, her gün, her saat, biraz daha gerilemiş, biraz daha çökmüştür. Bu çöküş yalnız maddiyatta olsaydı; hiçbir ehemmiyeti yoktu. Ne yazık ki çöküş ahlâk ve maneviyat değerleri de içine almış görünüyor. Hiç şüphe yok ki, bu büyük bir memleketi bu koca milleti yok olma uçurumuna sevk eden başlıca sebep, bu olmuştur. "demişti.
Sayın Prof. Dr HABERAL, terör örgütü yönetici olmadığını, sıkça gündeme getirdi. Nitekim kamuoyu ile paylaştığı " ...İddianamede terör örgütü yöneticisi olarak benimle birlikte ismi geçen Yalçın KÜÇÜK ve İlhan SELÇUK ile sadece aydınlar dilekçesi nedeniyle, 25 sene önce karşılaştım... 25 senedir görmediğim ve herhangi bir irtibatım olmayan kişilerle, örgüt kurup yönetmem, isnadı bir iftiradır " sözleriyle suçlamaları reddetti.
Sayın Prof. Dr. HABERAL, vatansever ve evresel kimliğe sahip bir bilim adamıdır. Hiç şüphe yok ki organ nakli ve yanık tedavisinde, fikri mücadelede, emsali nadir bir bilim adamıdır. Bu hususlarda, onu tanıyan bilim adamları, kişi/kişiler bu konuda hemfikirdir. Alanındaki bilim adamları ile karşılaştığında, bariz üstünlükleri göze çarpmaktadır. Bu alandaki üstün tarafı ise hem bilim, hem de hareket ve fikir adamı oluşudur.
Sayın Prof. Dr. HABERAL, yaşamı boyunca, vakıflar, dernekler oluşturdu. Başarılı çalışmaları ile de uluslararası alanda, ülkesine itibar kazandırdı. Bunlarla da yetinmedi. Başkent Üniversitesini kurdu. Ülkemize de birçok hastane kazandırdı. Ayrıca her türlü imkânsızlığa rağmen, inandığı fikir ve hedeflerini, hayata geçirebilmiş, içinde bulunduğu şartları değerlendirmede ve engelleri kaldırmada, örnek bir bilim adamıdır. Bütün teşebbüslerini, millet sevgisine dayandırmış, hitabeti ve güler yüzü, en önemlisi de ikna kabiliyeti ile insanların gönlün de taht kurmuştur.
Bugün, kendi deyimiyle de hiçte hak etmediği halde, tutukludur. Nitekim Sayın Prof. Dr. HABERAL, " İddianame de şahsıma yöneltilen diğer suçlamalar da asılsız olup, bu gerçekdışı iddialar nedeniyle 4 aydır, bütün özgürlüklerim hukuka, insan haklarına aykırı olarak kısıtlandığı gibi, sağlığımı da ciddi bir şekilde zedelemiştir. " demiştir.
CHP Genel Başkanı Sayın Baykal ise " ... Ne yaptı bu insanlar? Nedir onların suçu? Bir Mehmet Haberal' ın, suçu nedir Allah aşkına? Vicdanlarınız kanamıyor mu? O'nun orada durduğu, her gün benim yüreğimi eziyor" diyerek tepki gösterdi.
Elbette Türk adaleti, Sayın Prof. Dr. HABERAL' la ilgili gerekli kararı verecektir. Ancak aleyhinde fikir yürüten, önyargılı davranan, hatta yargısız infaz yapan medya ve kişi/kişiler, kamuoyu vicdanında mahkûm olurken, Sayın HABERAL, dünya durdukça, tıp literatüründe var olacak, ülkeye kazandırdığı eserleriyle de hep yaşayacaktır. Ya onlar...

Haberleri