Herkes ‘’basın özgürlüğü’’ istiyorsa basın neden özgür olamıyor?

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü…Her yıl olduğu gibi bu yıl da kutlamaların ardı arkası kesilmedi.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü…
Her yıl olduğu gibi bu yıl da kutlamaların ardı arkası kesilmedi.
Yayınlanan mesajlar, gazetecilere ‘’övgü’’ içeriyor.
Yine hepsinde ‘’basın özgürlüğünün önemi’’ vurgulanıyor.
İstisnasız herkes ‘’basının özgür olmasını’’ istiyor.
Okuyunca insanın sevinesi geliyor.
Ne yazık ki, sevinilemiyor.
Sevinmeyi engelleyen gerçekler var.
Basının hali ortada…
Olumsuz ekonomik koşullar, karşı karşıya kalınan tehlikeler ve daha neler…
Hepsi bir kenara bıraktıran büyük bir sorun var.
O da ‘’özgürlükten yoksunluk’’…
Türkiye’de ‘’basın özgürlüğü’’ diye bir şeyin olmadığı tartışılmaz bir gerçek.
Basınla ilgili sayısız düzenlemeler yapıldı.
Yapılmaya devam da ediyor.
Aralarında ‘’basını özgür kılacak’’ tek bir düzenleme yok.
Hemen hepsi olumsuz…
Yapılan her düzenleme ‘’eskiyi arattırır’’ türden…
Gazetecilik zaten ‘’riskli meslek’’ sayılıyor, ‘’yıpranma payı’’ sağlanıyordu.
‘’Yıpranma payı’’ kaldırıldı.
Ancak ‘’risk’’ ortadan kalkmadı.
Tam aksine gazetecilik ‘’çok riskli bir meslek’’ haline geldi.
Mesleğin doğal zorluklarının üstüne eklenen zorluklar saymakla bitirilecek gibi değil…
En önemlisi de sabaha karşı yataktan kaldırılıp ‘’kelepçeleme’’ var, sorgusuz sualsiz gözaltılar var, hüküm verilmeden yatırılan cezaevleri var.
Bunlarla da yetinilmiyor.
Sahip olunan kamusal gücün kullanımı ile oluşturulan büyük baskı var.
Ekonomik zorluklardan bunalan basın organları, ‘’ambargo’’ ve benzeri uygulamalarla ‘’teslim’’ olmaya zorlanıyor.
Tüm bunlar, yalnızca merkezi yönetimde iktidar olanlar tarafından uygulanıyor.
Ne yazık ki, uygulayan yalnızca onlarla sınırlı değil…
Yerel yönetimlerde iktidar olanların tavrı da aynı…
Onlar da bulundukları makamın güç ve olanaklarını ‘’basını teslim almak’’ için sonuna kadar kullanıyorlar.
Tüm bunlar herkesçe bilinen gerçekler.
Böylesi acı gerçekler varken, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde yapılan kutlamalar, yayınlanan ‘’övgü’’ dolu mesajlar insanı sevindirmiyor.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde sergilenen tavır karşısında oluşan bir soru var.
‘’İstisnasız herkes basının özgür olmasını istiyor da basın neden özgür olamıyor?’’
Sorunun yanıtı belli…
O mesajlarda dile getirilenler ‘’samimi duygu ve düşünceler’’ değil…
İktidar sahipleri ve güç odaklarının istediği ‘’basın özgürlüğü’’ belli…
Basının ‘’herkese karşı tam anlamıyla özgür’’ olmasını falan istemiyorlar.
‘’Kendilerine bağımlı, rakiplerine karşı özgür bir basın’’ istiyorlar.
Tüm iktidar sahipleri, yaygın tanımlamayla ‘’yandaş basın’’ istiyorlar. İstemekle de kalmayıp yaratmaya çalışıyorlar.
Bu konuda örnek aramaya gerek yok.
Eskişehirlilerin gözleri önünde sergilenen sayısız örnek var.
Sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.
Uzun sözün kısası ‘’basın özgürlüğü’’ gibi bir kavramın varlığından söz etmek olanaksız…
Bu 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde acı gerçek bu…
Ortadan kaldırılması şart…
Yalnızca gazeteciler için değil Eskişehir ve Türkiye için de ‘’basın özgürlüğü’’ çok önemli…
Ortadan kaldırmanın yolu da belli…
10 Çalışan Gazeteciler Günü yayınlanan o güzel mesajlar var ya… O mesajları yayınlayanlar, mesajlarında aktardıkları duygu, düşünce ve isteklerinde ‘’samimi’’ olsunlar, basının tam anlamıyla gerçekten özgür olmasını istesinler… İşte o zaman basın özgür hale gelir.
Aksi takdirde, her yıl 10 Ocak’ta aynı mesajlar yayınlanmaya devam eder.

Güncel Haberleri