Hiçbir parti çıkıp "Basın bizi yazmıyor" demesin...

“Basın bizim söylediklerimizi yazmıyor kardeşim”“Varsa yoksa AKP-CHP, sanki bu ülkede başka parti yok”“Aslında çok güzel söylemlerimiz ve tespitlerimiz var ama, Medya yeterli yer vermediği için kitlelere bir türlü ulaşamıyoruz”“Bu...

"Basın bizim söylediklerimizi yazmıyor kardeşim"
"Varsa yoksa AKP-CHP, sanki bu ülkede başka parti yok"
"Aslında çok güzel söylemlerimiz ve tespitlerimiz var ama, Medya yeterli yer vermediği için kitlelere bir türlü ulaşamıyoruz"
"Bu basın, bu medya kesinlikle iflah olmaz. Yarısı İktidarın borazanı olmuş, diğer yarısı da CHP'nin yayın organı. O yüzden partimizin düşünceleri gazete ve televizyonlarda bir satır dahi yer almıyor"
Muhalefette bulunan partilerin temsilcileri tarafından çok sık kullanılır bu yakınmalar.
En çok da biz gazetecilere yapılır bu eleştiriler.
-"Niçin hep AKP ve CHP'yi yazıyorsunuz. Sanki başka hiçbir parti yokmuş gibi davranıyorsunuz?" diye kızarlar bize.
Her defasında verdiğimiz cevap aynıdır.
-"Ne yapıyorsunuz?, ne söylüyorsunuz ki sizi yazalım?" şeklinde olur cevabımız.
Gazete ve televizyonlar (yandaşlar hariç) eğer bir partiye ve o partinin temsilcilerinin söylediklerine yer vermiyorsa, kabahat o gazete ve televizyonlarda değil, partinin bizzat kendisindedir.
Demek ki, o parti haber olabilecek bir konum yaratmayı başaramamıştır bize göre.
Demek ki, o partinin genel başkanı ya da temsilcileri, haber niteliği taşıyan bir söylem geliştirememiştir.
Haliyle, basında yer alabilmek o partinin iletişim anlamındaki becerileriyle mümkündür.
Bu tür becerileri gösteremeyen bir partinin, temsilcileri tarafından yapılan "basın bizi yazmıyor" eleştirisi, bize göre doğru bir eleştiri de değildir.
Bakın; Eskişehir'de önceki gün yaşanan bir olay Türkiye çapında gazete ve televizyonlarda haber oldu.
MHP il binasına, akıllı telefon aplikasyonları ile okunabilen ve üzerinde 'Bu pankartta hiçbir şey yazmıyor ama siz yinede ne demek istediğimizi anlayabiliyorsunuz' yazısının yer aldığı bir pankart asıldı.
Parti binalarından, asılan pankartların polis marifetiyle indirildiği bir süreçte, son derece ilginç ve zekâ gerektiren bir hareket bu bize göre.
Öyle ki; hem gelip geçen vatandaşların akıllı telefonlarla asılan ilginç pankartı okuması, hem de haberin gazete ve televizyonlarda fazlasıyla yer alması bakımından amacına da fazlasıyla ulaştı.
Demek ki neymiş?
İstenilir ve kafa yorulursa, vatandaşa da ulaşılabilinip, basında da yer alınabiliyormuş...
.....

Maketin fiyatını merak ettik...

Eskişehir son bir haftadır, mevcut Atatürk stadyumu alanına Vilayet tarafından yaptırılan planlamayı ve bu planlamaya ait sergilenen maketi konuşuyor.
Merak edip, sorup soruşturduk...
Acaba bu maket ne kadara mal olmuştur diye.
Söz konusu maketlerin yapımı adeta başka bir sektör halindeymiş.
Sorduğumuz birkaç mimar ve mühendisler, bu gibi detaylı proje maketlerinin 20 bin ila 60 bin lira arasında değiştiğini söyledi.
Doğru mudur? Yanlış mıdır? Bilemiyoruz ama, söylenenlere bakılırsa, büyükçe bir sitenin üç boyutlu maketlerinin yapımının, neredeyse bir daire fiyatını bile bulduğu ifade ediliyor.
Eğer bize söylenilenlerden yola çıkacak olursak, mevcut stadyum yerine yapılacak planlamayı gösteren üç boyutlu maketin en az 20-30 bin liraya mal olduğunu söylemek yanlış olmaz...
......

Vergi söz konusu olunca hemen akla Eskişehir
geliyor iyi mi?
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıkladı geçtiğimiz günlerde...
Vergi dairelerinin hizmet odaklı bir anlayışla şubelere dönüşeceğini belirterek, bankacılık modelini esas alan çalışmaların başladığını söyledi.
AVM'lere vergi dairesi şubesi açılacağı sistemin pilot uygulamasının da Eskişehir'de başlatılacağını sözlerine ekledi Maliye Bakanı.
Nedense, konu "Vergi" olduğunda ilk akla gelen il Eskişehir oluyor.
Eskişehir, yıllardır Vergi denetimlerinin en yoğun olduğu şehirlerin başında geliyor.
Ankara'dan denetim için Hızlı Trene atlayan SGK ve Maliye müfettişleri, ellerinde vergi rekortmenleri listesiyle birlikte soluğu yıllardır Eskişehir'de alıyor.
Eskişehir'de işyeri bulunan insanlar, yıl boyu birbiri ardına yapılan denetimler nedeniyle kendi işlerine bakamaz hale geliyor.
Sizin anlayacağınız...
Vergi denetimi ile ilgili değişen her sistemin ilk uygulandığı yer,her nedense Eskişehir oluyor.
Başta bu şehrin iktidar partisi aktörleri olmak üzere Ankara'ya baskı yapabilecek hiçbir kurum ve kuruluş da çıkıp;
-"Yeter artık yahu! Şu vergi baskısını biraz da başka illere kaydırın da, Eskişehirliler rahat bir nefes alsın" demiyor, diyemiyor...
.......


BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Üç arkadaş tren istasyonuna gitmişler. İçlerinden biri gişeye yaklaşıp bilet almış ve trenin kalkmasına ne kadar zaman olduğunu sormuş.
- Bir saat on beş dakika... Arkadaşlarına dönmüş:
- Daha çok var, hadi gidip şu karşıki kefede çay içelim... Oradan buradan derken lâf lâfı açmış... Birden tren düdüğüyle kendilerine gelmişler. Koşarak dışarı fırlamışlar ama, nafile... Tren kaçmış.. Sormuşlar:
- Sonraki tren ne zaman?
- Bir buçuk saat sonra... Yine dönmüşler kefeye. Yine çay, yine lâf ve derken yine düdük sesi...
Koşmuşlar ama bu defa da treni kaçırmışlar. Bir saat sonra bir tren daha varmış. Dönmüşler kefeye... Ama bu kez uyanık duruyorlar. Trenin sesini duyar duymaz kalkmışlar ve koşmaya başlamışlar. İçlerinden ikisi; biri bir vagona, diğeri başka vagona zar zor yetişmiş... Üçüncü ise geride kalmış ve yetişememiş...
Bir süre dövündükten sonra başlamış katıla katıla gülmeye. Durumu gören istasyon memuru dayanamayıp sormuş:
- Hem treni kaçırdın hem gülüyorsun!
- Ulan nasıl gülmeyeyim Onlar beni uğurlamaya gelmişti...


Haberleri