Hükümet, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelik seçimlerinin, en kritik etabını kazandı ve sekiz üyelik ile HSYK' da salt çoğunluğu elde eden hükümet, artık, yargıda her istediğini, daha rahat yapabilecek.
Hükümet, desteklediği liste kazandı ama bundan böyle yargının aldığı her karar karşısında, kaygı duyulacak, yargının tarafsızlığı da tartışılacaktır. En üzücü taraf ise yargı, adaletli karar alsa da birçok vatandaş, tarafından kabul görmeyecek veya kuşku ile bakılacak.
Nitekim Avrupa Komisyonu ve Liberal Düşünce Topluluğu' nun, işbirliğiyle yapılan yakın zamandaki bir kamuoyu araştırmasında sorulan, Türkiye' de mahkemeler, kanunlar, adil ve tarafsız olarak uyguluyor mu ? sorusuna, araştırmaya katılanların %64,5 uygulanmadığı, %21,2 uygulandığı, cevabını vermişlerdir. Bu oranlara göre halkın, 1/5' i mahkemelerin verdiği kararları, adalete uygun ve tarafsız bulmakta, 3/5' ini oluşturan büyük bir çoğunluk mahkeme kararlarını, adil ve tarafsız bulmamaktadır.
Yargı üzerindeki siyasi baskı, hukuk sisteminde, yetersiz yapılar, özellikle artan iş yoğunluğuna yetişemeyen mahkemeler, eleman yetersizliği ve adliye personelinin nitelik aranmadan alınmaya başlanması... Avukatlık mesleği ile ilgili sorunlar, özellikle de siyasi iktidarın, yargıya müdahalesi. Kısır çekişmeler, yargı ile asılsız söylentiler, yargı üzerinde olumsuz hava yarattı. HSYK seçiminde yaşananlar ise olumsuz gidişin, tuzu biberi oldu.
HSYK seçimleri arifesinde, iyi niyetle de olsa, Adalet Bakanı Sayın BOZDAĞ' ın, ilk derece mahkemelerindeki tüm hâkim ve savcılar ile Yargıtay ve Danıştay üyelerinin maaşlarında 1155 lira artış yapılacağını, böylece mesleğe yeni başlayan hâkimlerin maaşının 3 bin 986 liradan 5 bin 141 liraya çıkacağını bildirmesi, kamuoyunda tartışma yarattı. Hatta HSYK seçimleri arifesinde, adalet camiası töhmet altında bırakırken, HSYK seçimini de gölge düşürmüştür.
HSYK seçimlerinde, hükümet ve paralel yapı ayrım yapılması, yargıya zarara vermiştir. Çünkü hukuk devletinin, olmazsa olmazı, devletin tüm vatandaşlarına, hukuk devleti güvencesi vermesidir. Hukuk devleti normlarının yerleşmemiş olması toplumda ve yargıda güveni yok eder. Aslında devlet yönetimi, hiçbir gücün vesayeti altında olmamalıdır. Ayrıca Hesap verilebilirlik, şeffaflık ve yolsuzlukla mücadelenin de ancak hukuk devleti içinde bağımsız ve tarafsız yargı ile ele alınabilir.
Ayrıca teknik anlamda hukuk; örgütlenmiş bir toplum içinde yaşayan insanların birbirleriyle veya kişilerin yine kendilerinin meydana getirdiği topluluklarla ve bu toplulukların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen, kişilerin güvencesini ve insan haklarını sağlamak amacıyla oluşturulan ve hükümetin değil, devlet gücü ile desteklenen, bağlayıcı, genel, soyut ve devamlı kurallar bütünüdür.
Hukuk devleti, demokrasinin, vazgeçilmez ilkesidir. Bu nedenle anayasamızın değiştirilemezleri arasındadır, Çünkü hukuksuz, demokrasi olamaz. Yasama ve yürütme gibi yargı da kaynağını anayasadan almaktadır.
Millet adına yetki kullanan yasama organı, nasıl yürütme organı tarafından denetlenmiyorsa, yine Türk milleti adına, yargı yetkisi kullanan, mahkemeler ve bağımsız olan yargıçlar da yürütme organı tarafından biçimlendirilip denetlenmemelidir.
Yargı da yasama ve hukukun üstünlüğü gibi, "demokrasinin olmazsa olmaz koşulu"dur. Yürütme organı, hem yasamanın, hem de yargının denetimine tabi iken, "mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıçlık teminatı" esaslarına göre görev yapan yargıçların anayasal çerçevesinin, Adalet Bakanlığı tarafından şekillendirilmesi yanlıştır. "Mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıçlık teminatı" esaslarına göre görev yapan HSYK' nin de aynı esaslara göre kurulması gerekir.
Hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesi, insan haklarının güvence altına alınması ve özgürlüklerin, demokrasinin vazgeçilmez ilkelerinden birisi de kuvvetler ayrılığıdır. Anayasamızca da benimsenmiş olan kuvvetler ayrılığı ilkesi, egemenlik yetkisinin devlet erkleri arasında, hiyerarşik olarak değil işbölümü ve işbirliği içerisinde kullanılması olarak tanımlanmıştır. Yasama yürütme ve yargı erkleri, önceleri tek bir otorite tarafından kullanılırken; demokrasi düşüncesinin gelişmesiyle, erklerin birbirinden bağımsız çalışması olgusu gerçekleşmiştir. Bu ilkenin temel amacı, egemenliğin, bir kimsede, bir zümrede, bir erkte toplanmasına izin verilmemesidir.
TBB Başkanı, Sayın Prof. Dr. FEYZİİOĞLU' nun da söylediği gibi, ilim ve sanat, takdir edilmediği yerden, göç eder. Oysa ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Sanat olmazsa, hepimiz tek renge, tek sese mahkûm oluruz. Aydınlık bir gelecek ancak bilimle, fenle ve sanatla mümkündür. Adalet ise bütün bunların ve geleceğimizin güvencesi olup, hukuk, bir gün herkese lazım olur.
HUKUK VE HSYK SEÇİMLERİ
Hükümet, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelik seçimlerinin, en kritik etabını kazandı ve sekiz üyelik ile HSYK da salt çoğunluğu elde eden hükümet, artık, yargıda her istediğini, daha rahat yapabilecek. ...