Son günlerde, dış ve içte TSK' ya karşı ciddi bir saldırı var. Amaç bellidir. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ve Atatürkçülüğü, pasifsize ederek, Türkiye üzerindeki senaryoları gerçekleştirmektir. Bunu sağlamak için de bazı iç ve dış basını, taşeron olarak kullanıyorlar.
Yüksek Askeri Şura'nın, ağustosta yapılacak toplantısı yaklaşırken, komutanlara ait olduğu öne sürülen ses kayıtları ve fotoğrafların yanı sıra andıç belgeleri de internet sitelerinde yayınlandı. Genel Kurmay Başkanı olacak olan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, Yahudiler' in Kudüs'teki ünlü ağlama duvarının önünde dua ederken çekilmiş görüntüleri, internete yer alırken Mescidi Aksa' yı ziyareti göz ardı edildi.
TSK' ya karşı maksatlı ve seviyesiz saldırılar yapılıyor. Hakarete varan dış ve iç bazı basın ve yayın organlarında veya meçhul İnternet sitelerinde, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve komutanlarına karşı maksatlı ve seviyesiz bir karalama kampanyaları, devam ediyor. Bu ve benzer gelişmelerin, YAŞ öncesi yapılması ise manidardır.
Şu bir gerçek ki dış ve iç ş odaklarının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel niteliklerini, değerlerini ve kurumların, sorgulama ve aşındırma çabaları artarak devam etmektedir. Türk Silahlı kuvvetleri ise son günlerde, bazı basın ve yayın organlarının Özellikle de Taraf Gazetesi' nin hedef tahtası haline geldi.
Elbette Sayın Orgeneral Büyükanıt' ın da söylediği gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri tenkitlere her zaman açık olmalıdır. Ancak bu tenkitler bilime, mantığa ve gerçeklere dayanmalıdır. Ne var ki son günlerde yerli ve yabancı basın ve yayın organları tarafından yapılan bazı beyanlar, her türlü teamül, nezaket ve tahammül sınırını aşmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri' nin adeta sabrı ölçülmelidir.
Hülasa Türkiye' nin, en güvenilir kurum olan, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı dış ve iç şer odaklar tarafından adeta bir kampanya başlatıldı ve en önemli hedeflerinden biri haline getirildi. Kampanya, TSK' nın, toplum içindeki yerini sorgulamaya ve Türk Silahlı Kuvvetlerini demokratikleşme yönünde bir engel olarak göstermeye kadar ulaşmıştır. Oysa TSK, demokratikleşmenin önünde engel değildir. Bilakis önünü açan ve demokrasinin teminatı da olan bir kurumdur. Ayrıca Taraf gazetesi yazarlarını söylediği gibi TSK içinde, darbeci, şahinler, güvercinler falan da yok. TSK' yı, etkisiz hale getirme ve halktan koparma gayretleri var. Ancak bu mümkün olmayacak Çünkü bugün, Türkiye'de en güvenilir kurum TSK' dır. Aynı zamanda TSK, İslamiyet'in de teminatıdır. İslam dünyasının da ufkunu açmış, onlara ışık tutmuş, esin kaynağı olmuştur. Bunu, 26Ağustos 1922 'de Rahmetli Yahya Kemal, en güzel şekilde ifade etmiştir.
ŞU KOPAR FIRTINA TÜRK ORDUSUDUR YA RABBÎ!
SENİN UĞRUNDA ÖLEN ORDU BUDUR YA RABBİ!
TAKİ YÜCELSİN EZANLARLA MÜEYYED NAMINA
GALİP ET ÇÜNKÜ BU SON ORDUSUDUR İSLAM'IN.
Öte yandan son günlerde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, yaşam biçimi olan Atatürk ilkeleri sorgulanmakta ve Atatürkçülük, Türkiye'nin önünü kapayan, gelişmesini engelleyen bir husus gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Atatürkçülüğü savunanlar ise bağnaz ve tutucu olarak nitelendirilmiştir. AKP'li Dengir Mir Mehmet Fırat'ın, Atatürk devrimleri için, "Türk toplumu, bir travma yaşamıştır" cehaletini yabancı bir basınla paylaşması, türbanlı bir kadının, "Atatürk'ü sevmiyorum, Humeyni'yi seviyorum. Çünkü Atatürk yüzünden inançlarımı yaşayamıyorum. Hatta işgal kuvvetlerini bile tercih ederdim" sözleri ve bu kesimlerin, ısrarla da 1920 tarihinin söylenmesi, Türkiye' nin, nasıl bir senaryo ile karşı karşıya kaldığının da en bariz göstergesi olup, ifade özgürlüğünün, ihanet özgürlüğüne nasıl dönüştüğünün de bir kanıtıdır. Ayrıca Atatürkçülük, BOP' un gündeme getirdiği, "ılımlı İslam modeli" önündeki başlıca engeldir. Atatürkçülüğün ve TSK' nın, hedef alınmasının nedeni de budur.
Bazı AKP kurmaylarının yaptıkları, artık demokratik nezaketi de aşıp, resmen totaliter bir kimliğe büründü. Devlet ciddiyetinde de uzaklaşıldı. Söz ve icraatları ile de Türk milletine ve devletine zarar verir hale geldiler. AKP kurmayları ve Politikacılar, aklını başına almalı, din, rejim ve ırk ekseni üzerinden, politika yapmayı bırakmalıdırlar
Ayrıca kendilerini, "demokrat" olarak tanımlayan karalık aydınlar veya TSK ve Atatürk ilkelerini, her fırsatta eleştiren kesimler, şu günlerdeki inanılması güç gelişmeleri, bir kez daha değerlendirmesi gerekmektedir. Aksi halde olacakları, düşünmek bile istemiyoruz...
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ, İHANET ÖZGÜRLÜĞÜ OLDU
Son günlerde, dış ve içte TSK ya karşı ciddi bir saldırı var. Amaç bellidir. Türk Silahlı Kuvvetlerini ve Atatürkçülüğü, pasifsize ederek, Türkiye üzerindeki senaryoları gerçekleştirmektir. Bunu sağlamak için de bazı...