Ülkemizde, İnsan hayatı, sudan ucuzdur. O nedenle de hayatının baharında, 25 gencimiz, "İHMALER" zinciri sonucu, hayatını kaybetti. Şehitlerin cenazeleri ortada iken Üstelik vali tarafından, Genelkurmay Başkanına, çeşitli hediyeler ve onurluk takdim edildi.
Vali ve Genelkurmay Başkanının, vurdumduymazlığı, kamuoyundan büyük tepki aldı. Bu gelişme karşısında, Afyonkarahisar Valisi BALKANLIOĞLU" nun, 'Tepkilere anlam veremiyorum. Acımız tarifsiz! Ancak hayat da devam ediyor' " sözleri, " ÖZRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK" dedirtecek nitelikteydi.
Oysa geleneklerimize göre, bırakın hediye almayı, cenaze evinin yakın çevresinde televizyon seyredilmez, radyo dinlenmez, yüksek sesle gülünmez, şaka yapılmaz Böylece cenaze sahibinin acısı paylaşılmış olur. Cenaze evi bir müddet düğün ve eğlencelere gitmez, süslenmezler ve düğünleri varsa ertelerler. O nedenle de hediye veren vali ve alan Genelkurmay Başkanının, bu hareketinin, ne mazereti, ne de kabul edilir bir tarafı vardır.
Afyon'da, 25 askerimizin daha cenazeleri tespit edilmeden, vali ve Genelkurmay Başkanı arasında yaşananlar, "AKIL TUTULMASI" ndan başka bir şey değildir. O nedenle de 25 şehidin ardından, "Afyon hatırası" olarak çektirilen kilimli fotoğraf, Vali ve Genelkurmay Başkanı'nın, istifa için tek başına yeterlidir. Ancak AB ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde böyle bir gelenek yok. Çünkü ölen ölür, kalan sağlar bizimdir.
Aynı olay, AB ülkelerinde olsa, sorumlular, hemen istifa eder veya görevlerinden alınır. Türkiye' de bu uygulama ne zaman başlar, sorumlular, ne zaman istifa eder ve görevlerinden alınır veya yargılanır bilinmez ama Rum kesiminde, mühimmat deposu patlayınca, Rum Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, Rum Genelkurmay Başkanı istifa etti. Üç günlük yas ilan ettiler. Halen Dışişleri-Savunma bakanları ve Devlet Başkanı yargılanıyor.
Ayrıca TSK, patlamanın nasıl meydana geldiği hakkında bilgilerinin olamadığını açıklarken, Orman ve Su İşleri Bakanı, Sayın Veysel Eroğlu, kimden öğrendi bilinmez, "Olay tamamen, bir adet el bombasının, kaza neticesinde patlamasıyla meydana gelmiştir." dedi. Benzeri patlamaların, Pakistan ve Hindistan'da da meydana geldiğini savunan Sayın Eroğlu, "TAKDİR-İ İLAHİ" sözleri ile de eleştiri aldı.
Bakan, ya "TAKDİR-İ İLAHİ" bilmiyor, ya da birilerini sorumluluktan kurtarmak için bilmezlikte geliyor. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in, birçok ayetinde geçen "kader" kelimesi, ölçme, güç yetirme, kudret, ölçerek, takdir ederek tayin etme, rızkı daraltma, Allah'ın irade ettiği külli hüküm, önceden ölçüp biçip hüküm verme manalarında kullanılmış.
Ayetlerin hemen tamamı, Allah'ın evreni ve varlıkları belli bir plan ve düzen dâhilinde yarattığına işaret ederken, hiçbiri, insanın fiillerinin ortaya çıkmasından önce takdir edildiği anlamını taşımamaktadır.
Elbette Cenab-ı Hakk'ın, yarattığı her şeyle ilgili bir takdirinin bulunduğunda hiç şüphe yoktur. Ancak hiçbir tedbir almadan, meydana gelecek olayları veya insanların kusurlarını, "TAKDİRİ İLAHİ" demek, İslamiyet' i bilmemektir. Ayrıca mesuliyetten kaçmak veya bahane bulmaktan başka bir şey de değildir.
Genelkurmay ise sitesinde, görgü tanıklarının ifadeleri kaynak gösterilerek yaptığı açıklamada : "Patlamanın depo içinde olduğu, O esnada depoda iki astsubay, iki uzman erbaş ile 3-4 uzun dönem askerin bulunduğu, İstifleme işleminin yetkili ve uzman olan bu personel tarafından yapıldığı, Diğer askerlerin ise deponun önünde ve dışında oldukları, Hava karardıktan sonra "dışarıda kalan az sayıda mühimmatı da emniyete alalım ve faaliyeti bitirelim" düşüncesiyle çalışmaların sürdürüldüğü vurgulandı.
Ancak patlamanın, nasıl meydana geldiği hakkında bilgilerinin olmadığı da yer alan bildiride, bazı görsel medyada, şehit olan askerlerimizin, yeni askerler olduğu iddiaları gerçek dışı olduğu belirtildikten sonra, " Bunun gerçekle bir ilgisi bulunmamaktadır. Asker şehitlerimizin, 15'i kısa dönem askerdi."dendi.
Aslında TSK' nın açıklaması, beklenen gelişmedir. Her olayda, genellikle felaketlerin sebebi bilinmez, sorumlu yoktur. Yıllardır, her olayda, bu tür gelişmeler yaşandığı için de felâketler, hep sürekli tekrar ediyor. Ayrıca felaketlerde, Siyasi iktidarlar ve sorumlular suçlu iken, her nedense, fatura medyaya kesiliyor.
Afyonkarahisar'daki mühimmat deposundaki patlama, "TAKDİRİ İLAHİ" değildir. Çünkü patlama, kaza ve sabotaj da olsa "İHMAL" dir. Sonuç, ne olursa olsun, olaylardan sorumlu olanlar, bu tür ihmalkârlıkların tekrar etmemesi için, Batı ülkelerinde olduğu gibi, istifa etmeli, yargılanarak da hak ettikleri caydırıcı cezalar verilmelidir. Hukuk devletine düşen görev de bu değil midir? Şehit düşen 25 vatan evladının, mekânları cennet, ruhları şad olsun...
İHMALKARLIK!
Ülkemizde, İnsan hayatı, sudan ucuzdur. O nedenle de hayatının baharında, 25 gencimiz, "İHMALER" zinciri sonucu, hayatını kaybetti. Şehitlerin cenazeleri ortada iken Üstelik vali tarafından, Genelkurmay Başkanına, çeşitli hediyeler...