İki listeli Eskişehirspor!
Mesut Hoşcan dur durak bilmeden çalışıyor.Hakkını vermek gerekli
Neredeyse gitmediği yer kalmadı."Arkadaş, oyu ziyaret ettiği yerler değil, delegeleri verecek! sözüne rağmen de ziyaretlerine devam ediyor.Bu mücadele, sadece...
Mesut Hoşcan dur durak bilmeden çalışıyor.
Hakkını vermek gerekli...
Neredeyse gitmediği yer kalmadı.
"Arkadaş, oyu ziyaret ettiği yerler değil, delegeleri verecek!' sözüne rağmen de ziyaretlerine devam ediyor.
Bu mücadele, sadece delegenin oyunu alabilme mücadelesi taşımıyor bu yüzden!
Takımın, takım yönetiminin kentle bütünleşmesi adına da önemli adımlar olduğu düşüncesindeyim.
Yani;
"Eskişehirspor seçimlerine, milletvekili seçimlerine hazırlanır gibi hazırlanılmaz" eleştirisini iyi bir eleştiri olarak bulmuyorum.
***
Meseleye işte bu yüzden daha değişik bir pencereden bakmalıyız.
Örneğin;
Yarın seçim yapılır, Mesut Hoşcan kaybederse, Hoşcan'ın tüm bu yaptıklarına kim itiraz edebilir ki?
Ya da Mesut Hoşcan ne kaybeder?
Ama birde kazanırsa?
İşte o zaman, sadece yönetimi değil, çok şeyi de kazanır.
En önemlisi, kentin bütün olarak desteğini alır.
Görevine de böylesine bir atmosfer içinde başlama piyangosunu bulur.
***
Neyse;
Hoşcan, gazeteleri geziyor artık.
Son dönemece girerken 'birde kamuoyu desteğini alayım' hesabında.
Doğru bir düşünce...
Çünkü rakip cenahta benzer bir çalışma ortamı görünmüyor.
Öyle görünüyor ki "genel kurul garanti" onlar için...
***
Başbakan geldi, gitti, siyaset, yorumlar vs derken;
Artık önümüzde çokça yorumlayacağımız bir sürece giriyoruz.
O da 'İki listeli Eskişehirspor Genel Kurulu' süreci...
Bir tarafta yönetime talip olan Hoşcan var.
Arkasına belediye başkanlarının desteğini bile almayı başarabilen bir Hoşcan.
Diğer tarafta bizce efsane olmuş bir Halil Ünal...
***
Anlatmak istediğime gelelim şimdi...
Eskişehirspor, tarihi boyunca ilk kez tüm şehri böylesine bir yarışın içine sokmayı başardı.
Şehir tam anlamıyla ikiye bölündü.
Hedef ise Eskişehirspor yönetimi alabilmek...
Biz adaylar ya da seçimde yarışacaklar adına bir şey demiyoruz.
Sadece Eskişehirspor adına seviniyoruz.
Çünkü tarihinde ilk kez Eskişehirspor böylesine bir yarışın muhataba oldu.
"Ben daha iyi yönetirim" sloganları ile takıma talipler çıktı.
En önemlisi de, artık Eskişehirspor'un da bir muhalif gurubu oldu.
Böylesi Eskişehirspor için iyi olacak.
Yapandan hesap sorulacağı, ya da 'neden yapmıyorsun?' diye çıkışılacağı bir ortam var artık.
***
Bu sürece biz bu gözle bakıyoruz.
Ve bu gözle bakmaya da devam edeceğiz.
En önemlisi de;
Kazanının Eskişehirspor olması için verebileceğimiz katkı ne varsa, onu vermeye devam edeceğiz...
Avcı & Yanal !
Milli maçı izlerken, kenardan gelecek hamleleri özellikle bekledik.
Oyun, öylesine bir hal aldı ki;
Birkaç hamle ile rakibin gardı düşecekti.
Bizim hoca ne yaptı?
Yapmaması gerekeni yaptı.
Topu ayağında tutan tek kişiyi!
Orta sahayı, hücumla bağlayan ismi...
Kısacası;
Sahanın en iyisini oyundan aldı.
Sonra maçta gitti zaten.
***
Çok ilginç bir şey aslında!
Maçı izlerken, Avcı'nın hamlelerini görünce, bizim Ersun Hoca geldi aklıma...
Kamuoyuna göre her ikisi de çok iyi hocalar.
Hatta her ikisi de milli takım için mücadele ettiler, birisi de hala devam ediyor.
İkisi de benzer karakterde sanki!
Çünkü ikisi de maçı aynı şekilde izliyor!
Olmadık şekilde oyuna müdahale ediyorlar.
Sonra maçı kurtarsın diye 90ncı dakikada forvet oyuncusu alıyorlar.
İlginç bir benzerlik değil mi?