Atatürk, " İki Mustafa Kemal vardır; biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "BEN" kelimesi ile ifade edemem. O, ben değil, bizdir. O memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz. Hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve Muaffak olması gereken Mustafa Kemal odur" demiştir.
İkinci Mustafa Kemaller, onun gösterdiği hedeflere ve eserlerine, fikir ve düşüncelerine, yeteri kadar sahip çıkmadı. Atatürk'ten sonra iktidara gelen bazı siyasetçiler, Atatürk' ün, çizgisinden uzaklaştılar. Siyasi çıkar için, devrimlerinden sürekli ödün verdiler. Nesillere de Atatürk' ü, resim ve heykel olarak tanıttılar
Atatürk' ün, fikir ve düşüncelerinin hakim olmadığı iktidarlarda ise, ulusal gelirin, yarından fazlası mutlu bir azınlığa verildi. Zengin, daha zengin, fakir, daha fakir oldu. Vurgu, soygun, sömürü, yolsuzluk hep gündemde oldu. ABD ve AB' ye, sürekli ayrıcalık tanındı. AB' ye uyum yasaları, felaketleri ve sömürüyü körükledi.
İşin vahim tarafı ise, devleti ve halkı soyanlar, tefeciler, vurguncular, rüşvetçiler bile Atatürk' ü, ya maske yaptı, ya da kalkan... Sahte Atatürkçüler, gerçek hedef ve amaçlarına ulaşmak için, her yolu denediler. Sonuç ise ortadır. Ülkemizde, sefalet, işsizlik, açlık ve adaletsizlik sürekli gündemde oldu. Bu tabloya rağmen, vatan millet, din, iman Sakarya, Atatürk ve Atatürk devrimleri, üzerinde nutuk atıldı. Atatürk ve Atatürkçülük sürekli sömürüldü.
Ayrıca Atatürk' ün ölüm yıldönümü olan bugün, KÜRT AÇILIMI" nın, muhalefetin ve kamuoyunun karşı çıkmasına rağmen, TBMM' de, ön görüşmesi yapılacaktır. Onca muhalefete karşı, AKP' nin, ısrar etmesi ise dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de.
Öte anda Atatürk, tam bağımsızlık ve antiemperyalist yanlısıdır. Atatürk, emperyalizm- in, her türlüsüne karşıdır. Nitekim Atatürk, " Tam bağımsızlık denildiği zaman elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla bütün bağımsızlığından mahrumiyet demektir. Biz bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz" demiştir. Ne hazin ki, Ülkemizdeki yönetim boşluğu nedeniyle, AB' de kurmayları ve Batı ülkelerinin elçileri, adeta sömürge valisi gibi, Karadeniz' de, Güneydoğu' de, Ege' de, Doğu' da...
Diğer bir gerçekte, Atatürk ve Atatürkçülüğü, yasa zoru ile ayakta tutuyoruz. Pek çok kişi' de Atatürk' ü, yasa gereği seviyor. Kapalı kapılar arkasında, Atatürk' e hakaret yapanlar, daha sonra yüzlerine Atatürk maskesi takarak, timsah gözyaşı dökerler. En büyük Atatürkçü olarak kendilerini, kamuoyuna takdim ederler. Bugün Atatürkçülüğü yasa zoru ile koruduğumuz, ayakta tutuğumuz yadsımaz bir gerçektir. Oysa Milli kurtuluşa bayrak olan fikir ve düşünceleri ve ölmez eserleriyle, tesirleri memleket sınırını aşmış, MAZLUM MİLLETLERİN bağımsızlık ve hürriyet mücadelelerinde, mavi kuvvet olmuştur.
Bugün Atatürk' ün, ölüm yıldönümüdür. Türkiye' nin, her tarafından anma törenleri yapılacak, ülkemiz için yaptıkları, bir kez daha anımsanacak, törenler de Atatürk hakkında çok şey de söylenecektir. Ancak Türk insanı, bugün, bir kez daha düşünmeli ve vicdan muhasebesi yapmalıdır. Çünkü Türk Milleti için, Tek kurtuluş yolu Atatürkçülüktür. Bu yolun dışı, emperyalizmin kucağı ve ortaçağ karanlığıdır.
Açılımlarla, ULUS devlet ve TÜRK kavramı ortadan kaldırılmak isteniyor. Bu karşın etnik milliyetçilik, örtülü olarak körüklenerek, Türkiye' yi, federal yapıya kavuşturulmak veya bölmek için, her yol deneniyor. Türk milletçiliği, bazı kişi/kişilerce tartışma konusu yapılıyor. Hatta suç teşkil ediyor.
Oysa Atatürk, milliyetçi idi. Ancak O, ümmetçi, ırkçı, kafatasçı Turancı, ayrımcı, bölücü ve yıkıcı, bir milliyetçi değil, bütünleştirici, kaynaştırıcı, akılcı, barışçı ve çağdaş milliyetçi idi. Etnik milletçiliğe karşıydı. Çünkü Atatürkçülük, her şeyden önce millete haklarını tanıma ve tanıtmadır; millet egemenliğinin ifadesidir. Milletçe bağımsızlığa kavuşmadır.
Anadolu'nun, her karış toprağında şehit kanı ve alın teri var. O nedenle tüm yurttaşların, bugün, dünden daha bilinçte olması ve Atatürk' ün, mirasına da sahip çıkmaları gerekmektedir. Doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyi ile bütünleşen, tek vatan, tek devlet ve tek bayrak, dışında, çözüm arayanlar, ya da çözüm önerenler, cumhuriyet ve kazanımlarını yıkarak, ulusal iradeyi yok saymaya çalışanlar; bilsinler ki her şeye rağmen bu vatan sahipsiz değildir. Çünkü iş başa düşünce, hepimiz birer MUSTAFA KEMALİZ...
Büyük Önder Atatürk' ü, saygı ile anıyoruz.
İKİNCİ MUSTAFA KEMALLER...
Atatürk, " İki Mustafa Kemal vardır; biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal
İkinci Mustafa Kemal, onu "BEN" kelimesi ile ifade edemem. O, ben değil, bizdir. O memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için...