İktidar Partisinin umudu bu kez DSP nin böleceği oylar olacak

İktidar Partisi Eskişehir'de ve Büyükerşen karşısında iki kez seçim kaybetti.
Her iki seçim öncesinde de anketler, seçimi Büyükerşen'in kazanacağını gösteriyordu.
İktidar Partisinin her iki seçimde de tek şansı ve tek beklentisi CHP idi...
Çünkü...
Büyükerşen her ki seçime de DSP'den girmişti...
O nedenle...
CHP nin çıkartacağı adayların alacağı oylar, bir anlamda Sol oyların bölünmesine yol açacak ve böylece iktidar partisine de belediyeleri kazanma şansı doğacaktı.
2004 seçimlerinde olağanüstü bir durum gerçekleşti.
CHP, aday listelerini belirlenen süre içinde seçim kuruluna yetiştiremediği için, mahalli seçimlere katılamadı.
Böylece...
İktidar Partisinin hayali, Büyükşehir'de suya düşmüş oldu.
Tepebaşını kendi oyuyla, Odunpazarını ise, başka bir sol parti olan SHP nin bölmesiyle alan iktidar partisi, Büyükşehir'i kaybetti.
Aynı beklenti 2009 seçimlerinde de ortaya çıktı.
Seçim öncesi anketler, iktidar partisinin Büyükşehir ve diğer Belediyeleri alabilme imkanını, CHP nin oylarına bağlıyordu.
Neticede CHP, çıkarttığı adaylarla seçime katıldı.
CHP nin Büyükşehir ve Tepebaşında gösterdiği adayların aldığı ve sol'dan böldüğü oylar, iktidar partisinin bu Belediyeleri almasına yetmedi.
Zira...
DSP den giren Büyükerşen ve Ataç, CHP'li adayların aldığı oylara rağmen Belediye Başkanı seçildi.
İktidar Partisinin, Sol oyların bölünmesiyle seçim kazanma beklentisi, sadece Odunpazarı'nda tuttu.
Zira...
CHP nin Odunpazarı adayının aldığı yüksek oy, seçimi AKP nin kazanmasına yol açtı.
İlk iki seçim böyle geçti.
Süreç içinde, iki seçime DSP den katılan Büyükerşen ve Ataç CHP ye geçtiler.
Önümüzde ki mahalli seçimlere de CHP çatısı altında girecekler.
Ancak...
Bu kez iktidar partisinin seçim kazanma beklentisi bu CHP olmayacak.
Geçtiğimiz iki seçimde de kazanabilmek için CHP nin sol oyları bölmesini umut eden iktidar partisi, bu seçimde tam tersine DSP nin oyları bölmesini umut edecek.
Görüleceğe üzere...
Siyasette beklentiler hep aynı yerde durmuyor.
Bazen...
Bunun gibi tam tersine de işleyebiliyor...

........
Halbuki aylar hatta yıllar sonra
ilk kez bir konu üzerinde anlaştılar...
Eskişehir'in merkezinde üç Belediye var.
Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri...
Büyükşehir ve Tepebaşı Belediyeleri CHP'li.
Odunpazarı Belediyesi ise AKP li Belediye.
Farklı partilerden olmaları nedeniyle, üç Belediyeyi aynı konuda mutabık görmek pek mümkün olmuyor.
Büyükşehir ve Tepebaşı Belediyelerini aynı konuda ve aynı düşünce içinde görmek doğal olsa da, üç Belediyenin birlikte karar verdiği ve birlikte hareket ettiği konular, parmakla gösterilecek kadar az olabiliyor.
Geçmiş yıllarda, Balıkçıların şehir merkezinde satış yapmaması konusunda anlaşmıştı üç Belediye.
Ve en son Çatı katlarının imara açılması konusunda mutabık kaldılar.
Ancak...
Nadir de olsa Çatı Katları konusunda anlaşan Belediyelerin bu kararına, özellikle Mimar ve Mühendis meslek odalarından tepki geldi.
Aylar, hatta yıllar sonra ilk kez bir konuda aynı düşünen üç Belediyenin Çatı katları ile ilgili kararına itirazlar bir tarafa, konu mahkemeye de taşındı.
Belediyeler, Çatı katlarının oturulabilecek hale getirilmesi kararıyla, binaların boş olan alanlarının değerlendirileceğini düşünüyor.
Karara itiraz den meslek odaları ise, çatı katlarının imara açılmasıyla birlikte şehir merkezi nüfusuna yüzde 20 lik bir yoğunluk geleceğini, bu yoğunluğu karşılayabilecek sosyal donatı bulunmadığı için de şehir merkezinin içinden çıkılmaz bir hal alacağını ifade ediyor.
Sonuç olarak...
Üç Belediye yukarıda da söylediğimiz gibi aylar, hatta yıllar sonra anlaştı.
Ama bu kez de, üzerinde anlaştıkları konu mahkemelik oldu.
................
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Amerika'da mahkemede yargıç,
tanık kadına kaç çocuğunun olduğunu sorar.
Kadın
-"on" diye cevap verir.
Adları sorulunca...
Tanık kadın, yargıca
-"David, David, David, David, David, David, David,
David, David, David... " der.
Yargıç bu kez merak eder.
-"On çocuğunuzun onunun da adı David mi?.."
Kadın
-"Evet.." deyince,
yargıç merakla:
-"Peki çocuklarınız bahçede oynarken onları içeri nasıl çağırırsınız?..."
Kadın bu soruyu gülümseyerek yanıtlar:
-"Ben yüksek sesle bir kez 'David' diye bağırırım,
bir anda onu birden eve gelir..."
Yargıç yine merak ve de kuşkuyla:
-"Peki, yemeğe nasıl çağırırsınız onları?..."
Tanık kadın yine gülümser:
-"Yüksek sesle bir kez, 'David yemek hazır... Haydi sofraya..." derim, çocuklarımın onu birden sofrada yerlerini alırlar...
Yargıçın merakı gittikçe artar:
-"Peki... İçlerinden yalnızca birine bir şey söylemek
istediğinizde ne yapıyorsunuz?"
Tanık kadın bu soruyu da kolaylıkla yanıtlar:
-"O zaman soyadlarıyla çağırırım..."