İKTİDAR VE MUKTEDİR OLMAK...

CHP ile ilgili yazımızdan sonra, eleştiri ve övgü de aldık. Ancak bir okuyucunun " ... CHP ile ilgili yorumunuza, denecek bir şey yok. Ancak seçim taahhütnamesi hazırlanıyor. Bittikten sonra pek çok soru cevabını bulacaktır. "sözleri ve bir başka okuyucumuzun da" ...CHP' ye Türkiye' nin ihtiyacı var sözünüzle bizleri üzdünüz. " sitemi dikkatimizi çekti.
Elbette herkes, her alanda yorum yapabilir; bu doğaldır. Ancak CHP, ülkemizin en eski partisi. Ancak neden bilinmez, bir türlü kendisinden beklenen performansı göstermedi. Bunda en büyük neden, CHP' nin, yıllardır aynı kadrolarla yönetilmesidir. Halkın ne düşündüğü, hiçbir dönem dikkate alınmadı. Yeni yüzlere, yer verilmedi. Hatta lider olabilecek partililere, parti içinde pasif görevler verildi. Ya da partiden, ihraç edildi veya ayrılmasına da neden olundu. En önemli neden ise son yıllarda, sol vurgusunun ikinci plana atması, emekli, işçi ve dar gelirlilerle ilgili proje üretmemesidir. Yıllardır ayni kişi/kişilerin, parti kadrolarına egemen olması, Yeni yüzlere, gençle parti teşkilatlarında, yer verilmemesidir Bunun tezahürü olarak da toplumda güven inşa edici değil de, toplumsal belirsizliği körükleyici, politika izlemesi olmuştur.
Nitekim Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, "...CHP, artık irtica' nın, rejim için tehdit olmadığını gördü. Ancak CHP lideri Deniz Baykal, birkaç gün önce Cübbeli Ahmet Hoca'yı telefonla arayarak 'geçmiş olsun' diledi. Biz hocayla aynı karede bir fotoğraf versek başımıza gelmeyen kalmaz" diyerek CHP' nin, bir yanlışını daha ortaya kodu.
Elbette CHP, iktidara gelmek istiyorsa, mutlaka merkez parti olmak, her kesime de hitap etmek zorundadır. Nitekim araştırmalar göstermiştir ki, Türkiye'de kendini solda tarif edenlerin oranı yüzde 18 – 20' dir. Türkiye'de, seçmenin büyük çoğunluğu, yüzde 50'den fazlası kendisini merkezde görüyor Ancak CHP, siyasi çıkar için, dün ve bugün eleştirdiği akımlarla temas kuruyorsa, tabanında ve kamuoyundan tepki görür.
CHP' nin, iktidar alternatifi olması için, kendisini merkezde tarif edenlerden oy alması ve en önemlisi de önümüzdeki dönemde, CHP'nin varoşlarla, kucaklaşması şarttır. CHP'nin, din üzerinden politika yapması gerekmiyor, ama o kesimi incitmeyecek, yerel seçimlerde olduğu gibi, şova dönüştürmeyecek, bir duruş sergilemesi de gerekir. Kırsal kesim, sabit ve dar gelirlilere, yönelik projeler üretmesi, iktidar şansını artıracaktır.
Aslında CHP' yi, analiz eden ve teşhislerini de kamuoyu ile paylaşan pek çok düşünür, yazar ve bilim adamı var Nitekim Prof. Fuat KEYMAN "CHP'nin dönüşmesi gerekiyor" derken, CHP'li Umut Oran, "Sadece solu değil, toplumu kucaklamalıyız" diye görüş bildirdi. En doğru teşhisi de CHP Grup Başkan Vekili Kemal KILIÇDAROĞLU' nun ODTÜ Mezunları Derneği'ndeki"...Oturduk, sıcak evlerimizde gazete okuduk. Ankara'da sosyolojik uçurumlar var. 'Ankara'nın öbür tarafına gidelim' dedik mi? Altındağ'da bir aileye misafir olduk mu, onları misafir ettik mi? Onlar bunu yapıyor, biz yapmıyoruz. Rahata alıştık, tatillere gidiyoruz." tespiti oldu
Sayın KILIÇDAROĞLU haklı, CHP halka umut olacak projelerle gündeme gelmedi. Varoşlara özde değil, sözde sahip çıktı. Yerel siyasete önem vermedi. Oysa çağımızda siyasetin olmazsa olmazı, yerelden başlamasıdır. Tüm demokratik ülkelerde siyasetin işleme biçimi budur.
Tüm partilerde olduğu gibi, CHP' ye yıllardır, Baykal ve kadrosu hakim oldu. Oysa çağımızda lider dönemi bitti. Liderin tanımı da değişti. Gerçi karizmatik bir kadronun temsilcisi insanların üzerinden odaklanan reklâm kampanyaları, ülkemizde, hala prim yapıyor ama lider ekibi ve programıyla liderdir.
Elbette Sayın BAYKAL' ın, iyi niyetine ve dürüstlüğüne, denecek hiçbir şey yok. Ancak uzun yıllardır, CHP' de lider olarak görev yapıyor. Bu durum, kamuoyunda sıkıntı yarattı. Halk, yeni yüzler istiyor. CHP önümüzdeki genel seçime, yeni bir lider ve kadro ile girerse, başarılı olmaması için hiçbir sebep yok. Bunu sohbetlerde, açık bir şekilde görmek mümkündür.
CHP' ye, Türkiye' nin ihtiyacı var. İktidara gelmek istiyorsa, yeniden yapılanmak ve vitrinde yeni yüzlerde yer vermek zorundadır. Ancak halkla, yaptığımız sohbetlerde genel kanı "CHP aslında iktidar olmak istemiyor. Hatta CHP lideri erken seçim ve Geçmişte baraj altında kalmış olmasına rağmen yüzde 10'luk barajın inmesini de istemiyor.
Dikkat etti. CHP grup toplantılarında konuşan Sayın BAYKAL, yaptığı konuşmalarında hiç 'İktidara geldiğimizde...' "sözcüğünü kullanarak, iktidara geldiklerinde yapacaklarını anlatmadı. Hep bildiğimiz, tavrı ile hareket etti. Aslında bu durumu, yadırgamamak lazımdır, ülkemizdeki siyasiler, özellikle de liderler; düşüncede saplandıkları kalıplaşmadan çok zor kurtulurlar. Ayrıca İKTİDAR, PARTİ VE LİDER OLMAK, AYRI, MUKTEDİR OLMAK AYRI ŞEYLERDİR. Hala bu gerçeği göremeyen siyasetçiler, varsa ne denebilir ki...