İl başkanı "her şey kontrolüm altında" derken krizler birbirini izliyor

CHP İl Başkanı Recep Taşel’in söylemlerine bakılırsa, her şey ‘’güllük gülistanlık’’…
‘’Her şey kontrolüm altında’’ deyip ‘’geliyor gelmekte olan’’ tweetleri atıp duruyor.
Gerçekler ise söylediklerinin tam tersi…
Ne gül var ne de gülistan…
‘’Kontrolü altında’’ olan bir şey de yok.
Olaylar onun kontrolü dışında gelişiyor. O da kabullenmekten başka bir şey yapamıyor.
CHP, Eskişehir’de ‘’krizler partisi’’ haline gelmiş durumda…
Bir kriz giderilemeden bir başka kriz patlak veriyor.
‘’Kılıçdaroğlu gönüllüleri krizi’’ henüz çözülmüş değil…
‘’Evrakta sahtecilik’’ suçundan mahkum olan, partiden ihraç edilmek üzereyken istifa eden bir kişinin ‘’il koordinatörü’’ yapılmasının yarattığı öfke büyüyerek varlığını sürdürüyor.
Recep Taşel’in sergilediği tavır oldukça ilginç…
Başlangıçta ‘’bizim dışımızda’’ dediği oluşumu benimsemiş durumda…
Partililerin kabullenmediği, ateş püskürdüğü ‘’il koordinatörü’’ hakkında övgüler yağdırıyor, birlikte çalışmalara gidiyor.
Dahası…
Çok iyi bildiği, mahkeme kararlarını gördüğü ‘’evrakta sahtecilik’’ olayı hakkında ‘’bilgim yok’’ diyebiliyor.
Bu tavır karşısında ‘’pes’’ dememek olanaksız…
O, kabullenilemeyecek olayları kabullense de partililerin kabul etmesi söz konusu bile değil…
Partililer kabullenmiyorlar, sorumlulara ateş püskürüyorlar.
Kısacası ‘’Kılıçdaroğlu gönüllüleri krizi’’ varlığını sürdürüyor.
İl Başkanı Recep Taşel’in şaşırtıcı tavırlarıyla birlikte partiye büyük zarar veriyor.
Bu büyük kriz dururken patlayan yeni bir kriz var.
Kısaca ‘’kadın kolları krizi’’ dense olur.
Odunpazarı İlçe Kadın Kolları Yönetim Kurulu toplanır.
Toplantıya İl Kadın Kolları Başkanı Fikriye Söğütlü de katılır.
Toplantıda, İlçe Kadın Kolları Başkanı Sultan Özçimen ‘’başkanlık görevini bırakıyorum’’ der.
Hazırladığı istifa dilekçesini de verir.
Bu sırada olaydan haberdar olan Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar da müdahil olur.
‘’Oturup konuşalım Sultan Çimen’in yerine uygun bir isim bulalım’’ der.
İl Kadın Kolları Başkanı Fikriye Söğütlü buna karşı çıkar.
‘’Biz bu konuyu kendimiz konuşup hallederiz’’ der.
Rahmi Çınar ‘’ben bizimle uyumlu çalışacak bir isim istiyorum, bizim çalışmalarımıza katılmayan bir ismin başkan olmasını kabul etmiyorum’’ karşılığını verir.
Ortam gerilir, tartışmalar sertleşir.
Rahmi Çınar toplantıdan ayrıldıktan sonra Gülbahar Çeker ‘’biz kararımızı alıp imzalayalım’’ önerisinde bulunur.
Fikriye Söğütlü’nün de onayıyla öneri kabul edilir.
7 kişinin katıldığı toplantıda Sultan Özçimen’in istifası kabul edilir, ondan boşalan başkanlık görevine de Gülbahar Çeker getirilir.
Alınan kararlar karar defterine işlenip imza altına alınır.
Karar, karar defterinde kalmaz…
Anında dışarıya yansır.
Yalnızca duyurulmuş olsa neyse, sorun olmaz.
Ancak kararın fotoğrafı çekilip gönderilir.
Oklar da Gülbahar Çeker’e çevrilir.
Nedeni de karar defterinin fotoğrafının onun tarafından çekilmiş olması…
Karar defterini fotoğrafını çeken o olunca ‘’olayın faili’’ olarak da o görülür.
Olaylar basına da yansıyınca ortalık karışır.
İlçe Kadın Kolları yöneticileri de olaya büyük tepki gösterirler.
Dilekçelerini yazıp yönetimden istifa ederler.
İstifa edenlerin sayısı 6…
Bu kadar istifa kadın kolları yönetiminin düşmesine neden olur.
Gülbahar Çeker, başkanlık yapamadan yönetimle birlikte görevden düşer.
Dahası, hakkında şikayette bulunulur.
‘’Partiye ait belgeyi dışarıya sızdırmak suçlaması ile İl Disiplin Kurulu’na verilmesi’’ isteniyor.
Şu an Odunpazarı İlçe Kadın Kolları yönetimi yok.
Ortada ciddi bir kriz var.
İl Başkanı Recep Taşel ne yapıyor?
Bir şey yaptığı yok.
Sorulsa yine ‘’sorun yok, her şey kontrolüm altında’’ der mi ki?
Kesinlikle der…
Neler için demedi ki…
Hiçbir şey yapmadan, yalnızca seyrederek onca olayı nasıl ‘’kontrol altında’’ tutabiliyor ki?
Bu hiç kimsenin beceremeyeceği bir iş…
Ama o beceriyor.
Takdir etmemek elde değil…