İNANÇLAR VE ÖNYARGI

HSYK’ da, haftalard?r süren kararname krizi sonunda aş?ld?. 164 hakim ve savc?n?n yeri değişti. Ancak yaşananlar, özelikle de Alevilerle ilgili imalar hala haf?zalarda. Maalesef gelişmeler gösterdi ki, Alevi vatandaşlar?m?z, günah...

HSYK' da, haftalard?r süren kararname krizi sonunda aş?ld?. 164 hakim ve savc?n?n yeri değişti. Ancak yaşananlar, özelikle de Alevilerle ilgili imalar hala haf?zalarda. Maalesef gelişmeler gösterdi ki, Alevi vatandaşlar?m?z, günah keçisi yap?lmak, birileri de akl? s?ra, Alevi-Sünni kardeşliğini bozmak için çaba gösteriyor. Nitekim HSYK toplant?lar? gizli olmas?na rağmen, Sabah Gazetesi yazar? Emre Aköz, Hakimler ve Savc?lar Yüksek Kurulu'nda yaşanan son krizde, Alevilerin parmağ?n?n olduğunu ima etti. HSYK' da üyelerin yüzde 50'sini Alevilerin oluşturduğunu söyleyerek, t?kan?kl?ğ?n bundan kaynakland?ğ?n? ileri sürdü.
HSYK' da yaşanan sorundan, Alevileri sorumlu tutmak, hassas günleri yaşad?ğ?m?z şu günlerde, ülkemize yap?lacak en büyük kötülüktür. Türkiye' de, birileri sürekli inanç ve etnik kimlik üzerinden, siyaset yapmak veya ülkemizi kaosa sürüklemek istiyor. İnsan?m?z, bu oyuna gelmemelidir.
Oysa Alevilik, "Allah, Muhammed, Ali kutsall?ğ?n? kalbinde taş?yan, Hz. Ali'nin adaletinden ayr?lmayan, temelinde insan sevgisi bulunan, her dine, mezhebe, her inanca sayg? duyan ve hoşgörü ile bakan, dil, din, ?rk, renk, fark? gözetmeyen, eline diline sahip olma ilkelerini şart koşan, laik, demokrat, eşitlikçi, kat?l?mc?, paylaş?mc? düşünceyi savunan...
Bir inanç sistemidir.
Türkiye' de siyasi iktidarlar, Ruhban Okulu' nun aç?lmas? için formül aray?p, kararl?l?k gösterirken, Alevi vatandaşlar?m?z?n isteklerini, sürekli tart?şma konusu yapt?. Hükümetler, Alevilerin isteklerine yönelik ad?m atmakta hep tereddüt ettiler.
Cem Vakf? Başkan? Prof. İzzettin Doğan'?n deyişi ile 25 milyon, baz? kesimlerin tahminkerine göre ise 12-15 milyon aras?nda Alevi yaş?yor. Alevi toplumu; Osmanl? Devleti'ni kuran k?l?çl? dervişlerin torunlar?n? oluşturmaktad?r. Mustafa Kemal Paşa'n?n kurduğu Cumhuriyet ile Aleviler bir nefes alabilmişlerdir. Bu nedenle de Aleviler; Atatürk' ü ve Atatürkçülüğü, olmazsa olmaz hayat şartlar?ndan biri kabul etmişlerdir. _ Aleviler, "Devlet okullar?nda, din ve ahlak eğitimi ile camilerde, imamlar vas?tas?yla Sünni İslam yaş?yor ve yaşat?l?yor. Alevi varl?ğ? yok say?l?yor. Devlet yetkilileri yapt?klar? aç?klamalarda, Türkiye'nin, tümünü Sünni göstermeye çal?ş?yor. Aleviler, halen Aleviliklerini gizlemek zorunda kal?yorlar. Diyanet İşleri, İslam'?n sadece Sünni kolunu temsil ediyor" iddias? ile bunlar?n düzeltilmesini, en az?ndan laikliğin gereğini yap?lmas?n? sürekli siyasi iktidarlardan istediler.
Bu ve benzer istekler, bugün de, s?kça gündeme gelmektedir. Bu istekler hakl? veya haks?z demek yanl?şt?r. Ülkemizde demokrasi varsa, kişi/kişiler ve her kesim, istediği gibi düşünür ve öneri de getirir. Önemli olan kamuoyu ve hükümetlerin, Alevilere, hatta bütün inançlara, bak?ş aç?s? laiklik perspektifinde olmal?d?r. Ayr?ca hükümetler, bütün inançlara eşit mesafede durmal?d?r.
Elbette Türkiye'de, H?ristiyan, Yahudi, Süryanilerin bile kendilerine ait ibadethaneleri olduğu halde, Aleviler bundan yoksun b?rak?lmas?, ayr?ca bugün, Alevi kültürünü yaşatacak hiçbir kurum bulunmamas?, Alevi vatandaşlar?m?z? rahats?z edecektir.
Avrupa Birliği; Alevilerin inanç haklar? konusunda demokratik aç?l?mlar istiyor. Ayr?ca Alevi vatandaşlar, Avrupa İnsan Haklar? Mahkemesi'ne dava açt?lar ve kazand?lar; onlarca dava da yolda. Bu durum, hükümeti aç?l?ma zorluyor. Bütün bu gelişmeler, Türkiye için hiçte olumlu puan değildir. Gerçi AKP Hükümeti, Alevi kökenli milletvekili Reha Çamuroğlu arac?l?ğ? ile Alevi toplumuna bir ?ş?k yakt?. Alevilerin, isteklerinin gündeme al?nabileceğini de kamuoyu ile paylaşt?. Ancak bir türlü, sonuca ulaşt?ramad?.
Şu bir gerçek ki Aleviler, Atatürk devrimlerine ve ilkelerine bağl?lar. Bugüne kadar da tüm tahriklere rağmen, sağduyuyu elden b?rakmad?lar. Türkiye Cumhuriyeti' nin savunmada, en ön saflarda yer ald?lar. Türk Milletinden yana da hep taraf oldular.
Elbette demokrasi ile yönetilen laik bir ülkede, değişik inançlar olacakt?r. Bu doğal bir gelişmedir. Ancak iktidar ve devletin kurum/kuruluşlar?, tüm inançlara, eşit mesafede durmas?, imkân ve olanak yaratmada, hakkaniyet ve eşitlik içinde hareket etmesi, bir zorunluluktur. Laik devlete de yak?şan da budur.
Türkiye'de, yaşayan kişi/kişiler, devletin kurum/kuruluşlar?, özellikle de yaz?l? ve sözel medya, etnik gruplara ve inançlara, ön yarg?l? yaklaşmamal?, bilakis nerede dinsel ve etnik önyarg?, nefret ve kin varsa, onlarla mücadele etmelidir.
Bilgin Einstein şöyle der: "İnsanlardaki önyarg?y? parçalamak, benim atomu parçalamamdan çok daha zor".

Haberleri