Van'da yaşanan acı depremin ardından, Başbakan Sayın Erdoğan'ın talimatı ile harekete geçen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, dönüşüm haritasını belirlemeye başladı. Bundan, böyle artık kimsenin 'karlı iş' diyerek müteahhitlik yapamayacak. Bütün daire sahipleriyle anlaşma şartını kaldırılacak. Zemin etüdünden iskân müsaadesine kadar, çok ciddi bir denetim mekanizması oluşturulacak. Cezalar, ciddi biçimde uygulanacak!
Elbette bu alanda alınan önlemlerin, uygulanıp uygulanmayacağı, modern ve depreme dayanıklı, sosyal donatıları olan yerleşim birimleri, kurulup kurulmayacağı, önümüzdeki aylarda görülecektir.
Türkiye, geldiği pozisyon itibariyle özellikle yapı, inşaat ve üst yapılarda, bundan sonra artık ruhsat işkenceli değil, denetim odaklı bir yapıyı kurmak zorundadır. O nedenle de, Bakanlık Zemin etüdünden, iskân müsaadesine kadar, olan safhasında, denetim mekanizması oluşturulacak. Yapı denetim kuruluşları 'A,B,C,D' diye kategorize edilecek ve teknik müşavirlik kuruluşları haline dönüştürülecek.
Sayın BARAKTAR' ın."Bu sorumluluk lafta kalmayacak. Başta maddi cezalar olmak üzere, yapım sırasında ciddi para cezaları, arkasından kapatma cezaları ve disiplin cezaları olmak üzere kişinin konumuna göre cezalar getireceğiz. Hafiften ağıra doğru uygulanabilir cezalar olacak. Nasıl polis sisteminde, vergi sisteminde, zabıta sisteminde, sağlık sisteminde bir denetim varsa yapı sisteminde, aynı şekilde bir denetim sistemini kuracağız." sözlerine katılmamak mümkün?
Ancak bu sözlere, her deprem sonrası tanık olduk. Ancak bir müddet sonra verilen vaat ve sözler unutuldu. Ortama "eski tas eski hamam felsefesi hakim oldu. Ortama da mevzuat değil "POLİTİK" ve "ELİT" güçler hakim oldu.
Sayın BAYRAKTAR' a göre yeni uygulama da cezalar, artık çok ciddi biçimde uygulanacak. Bir yapı denetim kuruluşu, bir teknik müşavirlik kuruluşu, eğer binasını denetlemiyorsa, onun gözünün yaşına bakılmayacak. Masa üzerinde imza atarak, denetim yapma ve inşaatlara hiç uğramama dönem bitecek!
Alınan önlemlerde, teknik müşavirlik kuruluşları, müteahhitliğin dışında inşaat sektörüyle ilgili her işi yapabilecekler. Proje de yapabilecekler, denetim de yapabilecekler. Yalnız kendi yaptıkları projeyi, kendileri denetleyemeyecek. Yapı sahibi, yapıyı yapan müteahhit, yapının fenni mesulü, yapıyı denetleyen teknik müşavirlik kuruluşu, bunu denetleyen belediyeler, zincirleme bir şekilde hepsi sorumlu olacak ama geçmişte oluşturulan "YAPI DENETİM" birimlerinin, icraatı ortadadır.
Vaatlere göre imar kanununda, yeknesaklık getirilecek. Her belediye kendi istediği gibi imar yönetmeliği yapamayacak. Belediyeler rahatlayacak, ama imar bütünlüğü de sağlanacak. İmar Kanunu da denetim esaslı bir yapıya kavuşacak. Bugün bir imar ruhsatı, bir inşaat ruhsatı alıncaya kadar 120 imza atılıyor, 70 belge alınıyor. Bu 7'ye düşürülecek.. 7 belge ile inşaat ruhsatını alınacak ama inşaatın her safhasında temeli dökerken, kolon dökerken, zemin dökerken, kalıp yaparken her safhasında denetlenecek!
Depreme dayanıksız olan, kaçak olan, salaş olan ve yıkılması gereken binaları iştirak halinde mülkiyet durumuna getirilecek. Bu mülkiyetlerde ortaklığın giderilmesi, izale-i şuyu davası açma yolu açılacak. Kat irtifakını bozup, orayı tek parsel haline, getirilecek. Bu parsel bazında yapabileceği gibi ada bazında da yapılacak..En önemli ayağı da budur. Burada imar hakkı transferi yapılacak, menkullerin likitleştirilmesi imkânını getirilecek Gayrimenkul hakkının transferini, başka yere gitme hakkının transferi yapılacak. Vatandaş bunları kabul etmezse, binalar kamulaştırılacak.
Alınan önlemler öncelikle, İstanbul, İzmir, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Bingöl, Van, Diyarbakır illerinde uygulanacak. O nedenle de Eskişehir belediyeleri, bu uygulamalar karşısında gerekli önlemler almalı ve filibite çalışmalarını yapmalıdır. Çünkü Eskişehir' de pek çok bina, Özellikle de Yunus Emre, Atatürk ve Ziya paşa gibi caddelerindeki binalar deprem yönetmenliği öncesi yapıldı. Depremlerde, özellikle de 17 Ağustos depreminde, bu caddelerdeki pek çok binalar ciddi hasar gördü. Kentteki hasarlı ve depreme dayanıksız binalar, vilayet ve belediyeler tarafından mutlaka tespit edilmeli, uygulamaya alınması içinde hazırlıklı olunmalıdır. Ayrıca bakanlıkla da sürekli temas halinde olunmalıdır.
İNŞALLAH! Siyasi irade, kaçak ve depreme dayanıksız yapılardan, artık Türkiye'yi kurtarma kararlılığını hayata geçirmelidir. Özellikle fay hattında, kaçak, depreme dayanıksız binalar mutlaka yıkılmalı, en azından vatandaşa binasının depremde zarar göreceği söylenmelidir. O nedenle de Eskişehir'deki dayanaksız ve kaçak binalar, tespit edilerek, hazırlıklı olunmalıdır. Çünkü insanları, deprem değil, binalar öldürüyor.
İNŞALLAH!
Van’da yaşanan acı depremin ardından, Başbakan Sayın Erdoğan’ın talimatı ile harekete geçen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, dönüşüm haritasını belirlemeye başladı. Bundan, böyle artık kimsenin ’karlı iş’ diyerek...