İNŞALLAH SÖZDE KALMAZ

Yıllardır," Ülkemizin, Yükseköğretimle ilgili sorunlarını çözmek için, yükseköğretim kurum/kuruluşlarında, süratle reorganizasyona giderek, yeniden yapılandırılmak zorunda olduğu, Üniversitelerin, öğretim elemanı sıkıntısı...

Yıllardır," Ülkemizin, Yükseköğretimle ilgili sorunlarını çözmek için, yükseköğretim kurum/kuruluşlarında, süratle reorganizasyona giderek, yeniden yapılandırılmak zorunda olduğu, Üniversitelerin, öğretim elemanı sıkıntısı için, ciddi projeler hazırlanması ve öğrencilerin, yurt ve burs problemlerine, kalıcı çözümler üretilmesi gerektiği hep söylendi.
Ayrıca üniversitelerin, "ÖZERK " ve bilgi ve teknoloji, üreten ve ülke sorunlarına çözüm bulan kurumlar haline getirilmesinin, zorunlu olduğu da sürekli vurgulandı.Ve nihayet!
Anadolu Üniversitesi 2012-2013 ders yılı açılış töreninde bir konuşma yapan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, yeni YÖK Yasası tasarısının ana dayanağının çeşitlilik ilkesi olduğunu belirterek, "Yeni YÖK yasası ile üniversiteler farklı modellerle yönetilecek" dedi.
Üzerinde çalıştıkları yeni yükseköğretim yasasının, içeriği hakkında detayları hakkında bilgiler verdikten sonra, mevcut yükseköğretim sisteminin, bu büyüme sürecinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi ve kaliteli bir biçimde inşa edilmesi için, yeniden yapılandırılma ihtiyacı ile karşı karşıya olduklarını vurguladı.
Ayrıca YÖK Yükseköğretim kurumlarının, kurumsal olarak, daha özerk, rekabete daha açık, daha esnek ve daha güçlü bir biçimde örgütlenebilmesinin önünün açılması, özellikle üniversitelerin tek tip ve merkezi politikalar ekseninde, yapılandırılması yerine farklı özelliklerdeki üniversitelerin, farklı yönetim modellileri eşliğinde faaliyette bulunabilmeleri öngörülmesi umut vericidir.
Yükseköğretim kurumlarının, özellikle bölgesel dinamikleri ve ihtiyaçları gözeterek farklı olanakları kullanabilmelerini, gerekli yetkilere sahip üniversite ve yüksek öğretim birimlerimizin araştırma işlevlerini öne çıkarabilmelerini mümkün kılan bir yapı tasarlanması, üniversitelere ne şekilde yansıyacak, zaman gösterecektir.
Hiç şüphesiz Üniversiteler, "ÜRETKEN" olmadıkça, varlıklarını sürdürmeleri zor olacaktır. Nitekim Amerikan üniversite modeli, "Market Model University" = "Pazar Temelli Üniversite" olarak kavramsallaştırılır. Çağdaş şirket modeline göre tasarlanan modelin, amacı "karı maksimize etme" kuralına uygun işlemektedir. Bu kapsamda "öğrenci-üniversite", "üniversite-toplum" ilişkisi ve en önemlisi akademik içerik, bu kurala göre yapılandırılmıştır (Karatepe,2007).
Bu üniversite modeli, Amerika'nın sürekli büyüyen sanayisinin, her türlü ihtiyacını karşılamış, özellikle savaşlar sırasında, kritik misyonlar yüklenmiştir. 2. Dünya Savaşı sırasında, atom bombasının ve Vietnam Savaşı' ında kullanılan napalm bombalarının yapımı bu üniversite eliyle gerçekleştirilmiştir.
Başkent Üniversitesi Rektörlerinde, Sayın Prof. Dr HABERAL' ın, " ...Başka bir deyişle, üretken Türkiye'de, üretken insan olmanın vazgeçilmezliğine inanıyoruz. Üretkenlik, ülkemiz ve insanlık için en büyük hizmettir. Çünkü üretilen, ülkemizin yaşamıdır. Bu yaşam, ülkemizin gücü ve zindeliğidir. Eskiye karşı yeninin, karanlığa karşı aydınlığın zaferidir; başka bir deyişle, Üretken Türkiye, uygarlığın zafer alanıdır. Bütün bunlar ışığında biz Başkent Üniversiteliler, diyoruz ki: Üretken Türkiye için, üretken üniversite olmak, Cumhuriyetin kurucuları, Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimize, bir borç ödeme biçimidir." sözlerine, katılmamak mümkün mü?
Üniversitelerin özerk olması rekabet ortamının sağlanması yanında Ar-Ge çalışmaları yapmaları, Üretken olması, öğrencilerini ezberci değil araştırmacı bir yapıda yetiştirmeleri, bilimsel ve düşünce özgürlüğünü, bünyelerinde gerçekleştirmeleri yanında , . Ayrıca bilgili ve deneyimli, araştırmacı, dinamik, ülke sorunlarına duyarlı, mesleklerinde ve iş dünyasında başarılı insanlar yetiştirmek öncelikli hedefleri olmalıdır.
YÖK Başkanı Sayın, Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya' nın, hedefleri umut vericidir. Ancak yeterli değildir. Çünkü üniversitelerde, "KALİTE", öğrenci artış ile değil, nitelikli öğrenci, öğretim üyesi ve alt yapı, Ar-GE çalışmaları yanında, bilgi ve teknoloji üretme ve ülke sorunlarına, çözüm bulma, performansları ile eşdeğerdir.
Sayın Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, " Üniversitelerimizin çeşitliliğine, evrensel kalite standartlar içerisinde hareket edebilmesine, kurumsal özerklik ve hesap verebilirliğine, rekabet imkânlarının geliştirilmesine ve finansal esneklik içerisinde faaliyet gösterebilmelerine, imkân tanıyacak bir sistem hedeflenmektedir." sözleri, inşallah! Sözde kalmaz.

Haberleri