İSLAMİYET VE KÜLTÜR

İnsanın, bilim ve din adamı ve alanında söz sahibi olması için, yürek ister. Belki de bu yüzden, dünyaya gelenlerin, çok azı gerçek bilim ve din adamı olur. Bazı din ve bilim adamları, yalnızca yaşadığı günü kurtarır,...

İnsanın, bilim ve din adamı ve alanında söz sahibi olması için, yürek ister. Belki de bu yüzden, dünyaya gelenlerin, çok azı gerçek bilim ve din adamı olur. Bazı din ve bilim adamları, yalnızca yaşadığı günü kurtarır, var olmakla yetinir. Hatta bildiği gerçekleri de söylemekten kaçınır.
Elbette günümüzde, bildiğini, düşündüğünü, özellikle de her türlü riske rağmen, gerçekleri ve doğruları, savunan insanlarımız da var. Bu insanlarımızdan biri de Eskişehir, Türk Ocağı'nın, Pazar günkü konuğu, olan, 9 Eylül Üniversitesi. İlahiyat Fakültesi .Öğretim.Üyesi Sayın Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM' dır.
Sayın Prof. Dr. YILDIRIM, Eskişehirlidir. Kütahya İmam Hatip Lisesi'nden sonra, 1979'da İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nden mezun oldu. Haseki Arapça İhtisas Kursu'nu tamamladı. İslam Hukuku anabilim dalında, 1994'te doktor, 2000'de doçent, 2006'da profesör oldu. Halen Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku anabilim dalında öğretim üyesidir.
Sayın Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM, "Ramazan ve Kültürümüz" konulu konferansta, Kuran ve kültürümüz hakkındaki, cesur söylemleri ile dikkat çekti. Pek çok ezberi de bozdu. Çünkü bugüne kadar, pek çok hoca ve ilahiyatçı, bazı nedenlerden dolayı , bulunduğu yere çakılıp kaldılar. İslamiyet adına, bildiği doğruları söylemekten, acı dahi çekse de, risk almaktan, sürekli kaçtılar. İslamiyet'e de zarar verdiler,
Sayın Prof. Dr. YILDIRIM, yalnız İslami düşünceleri ile değil, tavır ve davranışları ile de örnek oldu. Çünkü O yaşamanın cesaret istediğini fark eden ve zihni düşünceyi, korku yaratmadan kullanabilen, yaşamak için, her an her şeye hazır olmak gerektiğini, öğreten de bir insanımız olarak gördük..
Sayın Prof. Dr YILDIRIM' a göre, kültürün, ayrılmaz bir öğesi olan din, diğer kültür öğeleri üstünde etkiye sahiptir. Her kültür, inanılan dinin izlerini taşır. Bu, bütün dinlerin özelliğidir Diller ahlak kuralları, sanat ve edebiyat, tarih vb bütün kültür öğeleri dinden etkilenmişlerdir Hepsinin içeriğinde, inanılan dinin izleri vardır Bunun için din, basit bir kültür öğesi değildir Aksine diğer öğeleri de etkileyen bir niteliğe sahiptir.
Sayın Prof. Dr. YILDIRIM, "Kuran'ın ahretle, ahlaki değerlerle ilgili ayetleri standarttır "o nedenle de başka şekilde yorumlamak yanlış olur."dedi. Yine ona göre, insanların, en hayırlısı, insanlara en çok faydası dokunandır. Üzmeden, kırmadan, dökmeden, Allah'ın çizdiği kırmızıçizgileri çiğnemeden, istismar etmeden, insana, ne gerekiyorsa onun razı olacağı, onun mutlu olacağı her şeyi yapmak, insani ve İslami bir görevdir.
Sayın Prof. Dr. YILDIRIM, gıybetin ve iftiranın, orucu bozduğunu, bunu da pek çok Müslüman' ın, bilmediğini söyledi. Ona göre iftira, toplumu çürüten bir şeydir. Ve çok ağır bir suçtur. Nitekim Allah'ın Resulü " 'iki çenenizin arasında, bir et parçası var, ona garanti verin, ben de size cenneti garanti edeyim'.buyurmuştur.
Sayın Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM, Salih Amel: BİLGİDİR, DÜŞÜNCEDİR ÜRETİM ve SANATTIR" "diyerek, bir gerçeği katılımcılarla paylaştı. İslam ülkelerinin bu gerçeğe önem vermesi gerektiğini de vurguladı. Nitekim Sayın Karakoç da, ". Sanat ve bilim, Tanrı'ya yaklaştırdıkça, kutlu olan insan faaliyetleridir... Ondan uzaklaştırdıkça, insanı aşağıların, aşağısına düşüren, bir vasıta haline gelir." Demiştir.
Konferansta, dikkat çeken bir ifadede , "KÜLTÜR KILIFINA GİRMEYEN DİN YAŞAYAMAZ " vurgusuydu. Her kültürün, Kuran ve sünnetlerin evrenselliğini zarar vermeden, kendi kültür değerleri ile yaşayabileceklerini, sıkça vurguladı. Bu ilke dışında davranmanın, İslamiyet' e zara vereceğini belirtikten sonra " Kültürü ve değerleri ortadan kaldırırsanız, Seleflik değirmenine su taşırsınız" dedi.
Ayrıca "Asya'nın, Hıristiyanlaşmasının, önündeki, en büyük engelin, Türk Milleti ve Diyanet işleri Başkanlığını olduğunu belirttikten sonra, Diyanet İşleri Başkanlığı' na, hataları olsa da sahip çıkılmasını istedi.
Son yıllarda, diyanet kurum/kuruluşların dışında, kuran kurslarını, açıkladığını, bunları İslamiyet'e zara verdiğini vurguladıktan sonra, "Din merdiven altında olmaz. Herkes kendine göre merdiven altında eğitim yapılırsa, Irak ve Suriye'ye döneriz" diyerek, uyarıda bulundu. Bu uyarısı ilgiller tarafında dikkate alnır mı bilinmez ama bu tür gelişmelerin, Kuran öğretmekten ziyade, başka amaçlar taşıdığı ve İslamiyet' e de zarar verdiği de bir gerçektir.
Şu bir gerçek ki Peygamberimiz ve dinimizin öncüleri, hepsi de cesur insanlardı. Hak uğrunda ölümü göze alan ve Allah'tan başkasından korkmayan, önlemlerini de cesurca alan insanlardı. Çünkü Allah'a, güvenen ve bildiği doğruları savunan insanlar, cesur olurlar. Halkın da güvenine layık olurlar. Sayın Prof. Dr. YILDIRIM' da, İslamiyet ve kültürümüzle, ilgili bildiklerini, ezber bozan düşüncelerini, cesurca söyleyen, insanımızdan biridir.
Kutluyoruz..

Haberleri