İki haftadır şirk koşmanın basit bir tanımlama olmayıp, maddȋ olabileceği gibi manevi bir duyguyu ısrarla ve tek hedef olarak belirleyip peşinde olmanın da şirk koşma olabileceğine Ayetler ışığında açıklamaya çalıştım. Bugün de ısrarla şirk koşmakta olanın durumu ve karşılıkları konusuna değineceğim.
Nahl-63 ncü ayette açıkça Allah'a bir şekilde ve bilinçli bir ısrarla şirk koşmaya devam edenin, ayrıca riyakârca davranışlar yanında iman da etmemiş ise artık Şeytan'ın dostu diye tanımlanacağı vurgulanmıştır (Nahl-63.....Şeytan, o gün de, bugün de şirk-ortak koşanların, riyakâr ve iman etmeyenlerin dostudur. Bu nedenle de ayrıca ona uyup yanlış yola saptıkları için onlara acı bir azap da olacaktır.). Çünkü bu kişilerin anlama ve doğru yolu bulabilme yetenekleri, hak etmiş oldukları için körleştirilmiş, diğer bir ifade ile kalpleri mühürlenmiştir. Bu nedenle de olumsuz nefslerinin esiri olacakları için, Şeytan bu olumsuz nefslerini kullanır ve daima peşlerinde olur.
Kur'an'da tartışılmaksızın kabul edilen ve her topluma ve her zamana uygun özellikli kesin hükümlerin ilki ve en çok üzerinde durulanı Şirk koşmanın haksız yere Peygamber öldürme ile eşit büyük bir günah olduğu dikkat çekmektedir (Al-i İmran-21. Sonuç olarak insanlara, Allah'ın bildirdiklerini inkâr edip, saptırıp veya gizleyerek ve şirke de saparak küfre girmiş olanlarla, haksız yere peygamberleri veya halkın arasında adaleti, hakkı ve doğruyu uygulayan veya savunanları öldürenler için oldukça elem verici bir azap olacağını bildir.). Dolayısıyla da karşılık cezasının da ağır olacağı belirtilmiştir. Fakat enteresan bulduğum bir yaklaşım İsra-18 nci ayette belirtilmiş olduğu gibi, şirk koşma hatalarına rağmen bu kişilere de çok arzu ettikleri her türlü nimetin esirgenmeyeceğidir (İsra-18. Tam bir imanının olmaması sonucu kim sadece acele eder ve bu geçici dünya için istekte bulunur ve çaba gösterirse, uygun bulduğumuz üzere ona istediklerini veririz. Ancak ahrette, ortak-şirk koşup bildirilenleri inkâr ederek küfre saptığı için, huzurumuzda kınanmış ve kovulmuş bir şekilde onu Cehenneme sokarız.).
Allah'a şirk koşanın af edilmesinin kolay olmayacağı ve bazı şartlara bağlı olacağına Hud-3 ncü ayette değinilmiştir (Hud-3. Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra da işlemiş olduğunuz hatayı tekrarlamayacağınıza dair tevbe edin. Öyle yaparsanız Allah, belirlenmiş yaşamınız süresince sizi güzel nimetlerle besler ve geçindirir. Fazladan olumlu ameller gerçekleştiren herkese de, bu amellerinin karşılığını fazlasıyla verir.). Görüldüğü gibi tevbe etme yanında, bu hatayı bir daha tekrarlamama ve Kur'an'da 400 ün üzerinde sayıda belirtmiş olduğum ve her biri birer ibadet yöntemi demek olan kesin (muhkem) hükümlere uygun olumlu /salih ameller gerçekleştirme şartları da gerekmektedir. Şirk koşanın, tevbe ve tek Allah'a iman etmeksizin sadece salih /olumlu ameller gerçekleştirmesinin ancak Dünya hayatında fayda sağlayacağı, Ahret hesaplaşmasına ise yansımayacağı belirtilmiştir (Zumer-65. Şunu bilesin ki, Sana ve Senden önceki elçilerimize "Eğer Allah'a şirk-ortak koşanlardan olursanız, olumlu da olsa amelleriniz boşa gider ve Ahrette kaybedenlerden olursunuz" diye vahyederek ikaz etmiştik.). Hatta Tevbe-17 nci ayette Mescit yaptırmalarının bile onları kurtarmayacağına ve sorgusuz sualsiz doğrudan Cehennem'e atılacaklarına değinilmiştir (Tevbe-17. Müşrik olanların mescitler yapıp durmaları /veya onarmaları onlara bir şey kazandırmaz ki. Çünkü onlar, bildirilenleri inkâr ederek küfre sapmışlardır ve tüm amelleri boşunadır. Bu nedenle onlar sorgusuz sualsiz, sürelerce kalacakları Cehennem ateşine doğrudan atılacaklardır.). Çünkü Allah'a yaklaşmanın bir yolu olan Salih ameller gerçekleştirmenin yetmeyeceği ve mutlaka şirk koşmamanın da birlikte olması gerektiği Kehf-110 ncu ayette açıkça vurgulanmıştır (Kehf-110. "Ben de sizin gibi bir beşerim, ilahınızın da bir tek Allah olduğu Bana vahyedildi. Tek Allah inancına ulaşmak ve Allah'a yakınlaşmak isteyen herkimse, salih ameller gerçekleştirsin ve Rabbine kullukta /ibadetinde hiç kimseyi şirk-ortak koşmasın".).
Şirk koşma hatası nasıl Allah'tan uzaklaştıran en önemli bir konu ise, aynı paralelde Al-i İmran-118 nci ayet ile biz beşerlerin de böylelerinde uzak durmamız ve sıkı-fıkı dost olmama yanında özellikle devlet sırrı olan makamlara da atanmamaları konusunda uyarı yapılmaktadır (Al-i İmran-118. Ey iman edenler! Şirk-ortak koşup bildirilen gerçekleri red ederek küfre sapmış olanları, yakın dost ve sıkı-fıkı sırdaş edinmeyin ve devlet sırrı olan mevkilere de getirmeyin. Çünkü böylelerinin ağızlarından çıkan sözler, kin ve nefret dolu olur ve içlerinde gizledikleri düşmanlık ise, çok daha büyüktür. Belki aklınızı çalıştırırsınız diye ayetlerimizi işte böyle açıklıyoruz.).
Görünen herhangi bir kişiye veya maddeye Allah'tan öncelik vererek şirk koşma yanında, gizli şirk dediğimiz ve hepimizin farkında olmaksızın nefslerimize Allah'tan öncelik vererek şirk hatası yapacağımıza ve ancak ondan sonra tek Allah inancına ulaşabileceğimize Yusuf-105-106 ncı ayetlerde değinilmiştir (Yusuf-105. Göklerde ve yerde ders alınacak o kadar çok ibretler var ki, ama insanlar onlarla hiç ilgilenmezler. 106. Çünkü insanların çoğu, şirk-ortak koşma hatasını işlemeden Allah'a iman etmezler.). Bu duruma göre hepimizin maddȋ putlar yanında özellikle manevi putları da, kısaca şirk konusunu çok iyi kavramamız gerekmektedir.
Değineceğim son bir konu, her ne olursa olsun hiç kimsenin inancına karışmamada olduğu gibi şirk koşulan herhangi bir puta da sövmenin yanlış olacağına En'am-108 nci ayet ile dikkat çekilmektedir (En'am-108. Ey Peygamber! Şirk-ortak koşanların, taptıkları veya Allah'tan öncelik verdikleri varlıklara kötü davranarak sövmeyin /hakaret etmeyin. Sonra ortak koşanlar da sinirlenerek bilgisizce sizin Allah'ınıza söverler /hakaret ederler.).
Sonuç olarak Allah, kendisine gönderilecek olan bir dilekçede, sadece dilekçe sahibinin imzasını istemektedir. Değil ikinci bir imza, paraf bile istememektedir. Sekreter de kullanılmasını istememekte ve ilahi bir yardım isteğinin doğrudan Kendisinden istenmesini emretmekte ve olumlu bütün amellerin "Allah'ın rızasını önceleyerek yapılmasını" şart koşmaktadır.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi "SON DAVET KUR'AN" ve "İSLAM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 6 Ocak 2016 tarihlerinde 2 haftada bir Çarşamba günleri saat 17.30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "DİN-BEYİN ve KUR'AN SOHBETLERİ" ne İnşallah devam edeceğim.
ISRARLA ŞİRK KOŞAN, ŞEYTAN'IN DOSTUDUR
İki haftadır şirk koşmanın basit bir tanımlama olmayıp, maddȋ olabileceği gibi manevi bir duyguyu ısrarla ve tek hedef olarak belirleyip peşinde olmanın da şirk koşma olabileceğine Ayetler ışığında açıklamaya çalıştım....