çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işsizlik oranındaki artış ve ekonomideki yavaşlama sebebi ile Milli Seferberlik programının ilan etti.
Eskişehir’i, ziyaret eden, çSGB Müsteşar Yardımcısı Sayın Arat,"çalışma Hayatında Milli Seferberlik" programı kapsamında, çSGB ile bağlı ve ilgili kurumların bürokratları Eskişehir’de, bir takım ziyaretlerde bulundu. Bu ziyaretlerin, 6 Ocak’ta başlatılan, il ziyaretleri ile 60 ilin tamamlanacağı” söyledi.
Açıklamalarında, istihdam piyasasını, çok hareketlendirecek tedbirler açıklandığını belirten Sayın Arat, “Bunlardan biri, işbaşı eğitim sayısının, 500 bin kişiye çıkarılması oldu. Bu sayının, 100 bin kişisi de özel politika gerektiren gruplara ayırıyoruz. Bunlardan, 50 bini kadınlara, 40 bini engellilere, 10 bini ise eski mahkûmlara olmak üzere 3 aylık eğitim programları, hayata geçiriyoruz.” dedi.
İktidar, iş başı eğitimlerin yanında, buna bir de ek teşvik getiriyor. Bu teşvikle yaklaşık 1 buçuk milyon kişi yararlanacak. Teşvik sayesinde, işveren sadece asgari ücreti ödeyecek. Geriye kalan vergiler ve sigorta primleri, 31 Aralık 2017 yılına kadar, her ek istihdam, devlet tarafından karşılanacak.
Elbette hükümetin, almış olduğu bu tedbir, işsizliği önlemek için önemli bir gelişmedir. Ancak kalıcı olamadığı gibi, çözüm de değildir. çünkü ekonominin güçlenmesi, hayat standardının yükselmesi, özellikle de işsizliğin ortadan kalkması için, iki unsur çok önemlidir. İlki” üRETİM” ,diğersi ise “EĞİTİM” dir.
çağımızda, ülkelerin refahı, işsizliğin çözümü, üretim, alt yapısının gücüyle doğru orantılıdır. ülkeler, doğal kaynaklar yönünden petrol, doğalgaz gibi, zengin bir coğrafyada bulunmuyorsa, “üRETİM” olmazsa olmaz konumdadır.
çağımızda, sanayileşme ve teknolojik gelişme, eğitimin, biçim ye içeriğinde de sürekli değişikliğe yol açtı. Ancak ülkemiz, bu gelişmeye cevap verecek, eğitim sistemini, bir türlü gerçekleştiremedi. Oysa eğitilmiş ve becerili insan gücü akımının, sürekliliğini sağlamak önem kazandı ama ülkemizde, bu alanda da arzu edilen bir strateji belirlenemedi.
Batılı ülkeleri ise bilinçli bir nüfus planlamasıyla, eğitim altyapı hizmetlerini, çoktan tamamlamış ve eğitim için, ayırmakta oldukları kaynakları ile de sürekli eğitim alanında, kaliteyi yükseltmeye çalışıyorlar.
öte yandan toplumlarda, gelecek, vaat ve sözle olmaz, "proje, bilgi ve teknoloji üretimi" gerektirir. Bugün toplumlar, zengin ve yoksul diye ayrılmıyor. Proje, bilgi ve teknoloji üretebilen veya üretemeyen diye tanımlanıyor. Toplumların ve kurum/kuruluşların zenginliği, işsizliğin çözümü, hayata standardının yükselmesi, bünyelerindeki, bu unsurlar yanında, yetişmiş insan gücü ile orantılıdır.
Ayrıca Ortadoğu’ daki gelişmeler, terör, iç siyasi belirsizlikler, girdi maliyetlerindeki artış ve faizlerdeki artışın da etkisiyle, özelikle de iç talepteki daralma nedenleriyle, sanayi üretimi, neredeyse durma noktasına gelmesi, işsizliğin en önemli nedenidir.
Nitekim 2016 yılında, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TüİK) , açıkladığı altı aylık sanayi üretim endeksi verilerine göre, üretim artışı yüzde 0.8 ile yılın en düşük düzeyinde gerçekleşti.
En büyük gerileme ise imalat sanayinde yaşandı. Sanayi üretiminin, en önemli göstergelerinden sayılan, istihdamın ve üretimin ağırlıklı kısmını oluşturan imalat sanayi endeksi, 2016 yılında, yüzde 0.4 gerileyerek, geçen yıla göre düşüşle kapattı.
Türkiye, istihdam sorununa çözüm bulmak, hayat standardını yükseltmek istiyorsa, mutlaka sanayileşmek zorundadır. çünkü Türkiye’de, çalışan nüfusun, üçte biri tarım kesiminde istihdam edilmektedir. Buna karşılık milli gelirde tarımsal üretimin payı %14’lerde, imalat sanayi üretiminin payı ise %29’lardadır.
İşsizliğin çözümünde, İŞKUR KOSGEB, çSGB ve Ekonomi Bakanlığı gibi, kamu kurumlarına, büyük görevler düşmektedir. Ancak bu kurumların, gayreti yeteli değildir. özellikle de mesleki eğitime önem verilmeli, tarım, sanayi ve hizmet üretiminde azami katma değer oluşturarak yaratılacak tasarrufları, yeni yatırımlara yöneltilmelidir..
Ayrıca büyük-küçük, her türlü işletmeyi kuran işveren sayısını artırılmalı, her türlü teşvik de yapılmalıdır. Global pazarlarda, rekabet ortamında, rekabet eden girişimcilere ve onların eseri olan işletmelere, her türlü kolaylık gösterilmelidir.
Şu bir gerçek ki işsizlik, sadece ülkemizin sorunu değildir, Bütün dünyanın sorunudur. O nedenle de kamu yönetimleri, devletin, her kademesi, siyasi partiler, üniversiteler, finans sektörü, medya, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve tüm halkımız, işsizliğin çözümüne, destek vermelidir..çünkü Leb Rostens söylediği gibi, Dünyada, en güç iş, işsiz gezmektir.
İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işsizlik oranındaki artış ve ekonomideki yavaşlama sebebi ile Milli Seferberlik programının ilan etti.
...