Her yıl, 8 Mart günü Kadınlar Günü, olarak kutlanır. Bugün, dünyada ve ülkemizde, kadınlar için, konferans, gösteri ve eğlence gibi çeşitli etkinlikler düzenlenecek, kadınlar arası dayanışma, birlik ve beraberlik vurgulanacak. Ayrıca tüm kadınların, eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu, yaşam özlemleri ve istekleri dile getirilecektir.
8 Mart kadınlar günü; sömürünün, ırkçılığın, cins ayrımcılığının, erkek egemen değerlerin, kaderin, töre cinayetlerinin, tecavüz, gasp, taciz, baskı ve aşağılanmanın sorgulandığı bir gün de olacaktır.
Dünya Kadınlar Günü, ilk kez 1800'lü yıllarda, bir tekstil fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için, greve giden kadın işçilerin, fabrikaya kilitlenmesi arkasından da çıkan, yangında, fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamayarak, ölmeleriyle gündeme geldi.
Aslında kadınlara özgü, bir günün var olması düşüncesi, ilk kez, 26-27 Ağustos 1910'da Kopenhag'da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında, ortaya atıldı ve kabul edildi. Birçok ülkede, her yıl kutlanmaya başladı.
Oysa tarihte, kadına değeri Türkler verdi. O dönemde Türklerde, toplum içinde kadınla erkeğin konumu eşitti. Devlet yönetiminde, Hakan ile Hatun'un ortak karar verdikleri biliniyor. Bir yazılı emre yalnızca,"Hakan emrediyor ki" sözleriyle başlamak o emre boyun eğmemek için, geçerli bir neden. "Hakan ve Hatun emrediyor ki" ifadesi, buyruğun geçerli olduğunu gösteriyordu. Hakan tek başına bir elçiyi kabul etmiyordu. Şölenlerde, kurultaylarda, ibadetlerde, ayinlerde savaş ve barış meclislerinde, birlikte yer alıyorlardı.
Şu bir gerçek ki ülkemizde, ciddi anlamda kadınlara tanınan fırsat eşitliği politikaları, Cumhuriyet döneminde, Atatürk'le başlamaktadır. 1922 ve 1934 yılları arasında yapılan devrimlerle ki, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, kadını, vatandaş statüsüne eriştiren, Medeni Kanun ve daha sonra, siyasal hakların tanınması, son derece önemlidir. 1935'te kadınlar da seçimle meclise girmeye başladı ama arzu edilen orana ulaşamadılar
Artık günümüzde, kadınlarımızın durumu çok farklıdır. Artık ülkemizde, azda olsa kadınlar, başarılı olmak için, erkeklerin kurallarına göre oynamak, ya da erkek gibi, kadın olmak gerekmediğini, çok iyi biliyorlar. Batılı ve doğulu hemcinslerinden de hiç hiçbir farkı yok. Kadınlar, iş yaşamının her kademesinde, aktif olarak çalışıyorlar. Pek çoğu da başarılı kariyer çizgisine sahiptir.
Türkiye'de, her 10 yöneticinin biri kadın. Ancak işveren konumundaki, her 100 erkeğe karşın, 2 kadın var. Kadınların işgücünün, toplamı içinde, kadın işverenlerinin oranı ise, yüzde 13. ülkemizde, yeni sermaye sahibi kadın sayısı ise çok azdır.
Son yıllarda, dünyada ve ülkemizde, "KADINA ŞİDDET" gündemden düşmedi. Bu yıl kadınlar gününe de kadına şiddet, damgasını vuracaktır. Maalesef ülkemizde, her 100 kadından 97'sinin, en az, bir kez eşinden, babasından ya da yakınlarından, şiddet gördüğü belirtildi. Kadın Dayanışma Vakfı'nın araştırmalarına göre, kadınlar aile içindeki şiddetle başa çıkmakta, zorlanırken, yüzde 20'si silah, bıçak, makas gibi tehlikeli, aletlerle tehdit altında, yaşamlarını sürdürüyor.
Eğitim ve gelir seviyesi, düşük ailelerde şiddet daha çok. Üniversite mezunu kadınlarda da durum farklı değil. Yükseköğretim gören kadınlar, Kadınların yüzde 23'ü fiziksel ve sözel şiddet yaşıyor, yüzde 71'i de ekonomik ve cinsel şiddete maruz kalıyor.Anketlere göre, erkeklerin yüzde 35'i, eşlerine şiddet uyguladıklarını kabul ediyor. Şiddete uğrayan kadınlar, şiddeti, ya kaderi olarak görüyor, ya da sessiz kalıyor veya sorunlarını kendi içerisinde, ya da yakın arkadaşlarıyla dertleşerek çözmeye çalışıyor. Sürekli şiddet tehdidi altında kalan kadınlar ise, davranış bozukluğu gösteriyorlar.
Öte yandan Türk kadını, hak almak istiyorsa, ulusal değerlerine sahip çıkmak zorundadır. Ancak hep beraber dünyadaki, 1 milyar kadın ile beraber, 185 ülkeyle, birlikte kadına şiddete hayır demek için, dans eden, Eskişehir'deki kadınlardan bazılarının, Türk Bayrağı açtırması, aklıselim kadınlarımızı üzmüştür.
Oysa işgal altındaki Anadolu'da başlatılan, Milli Mücadele'de, binlerce kadın cephe gerisinde, büyük bir çaba harcarken, çok sayıda kadın da silahlı mücadeleye katılarak, Dünyaya, örnek olacak kahramanlıklar gösterdi. Cumhuriyetimizin temelinde, Türk kadınının çok büyük emeği, kanı ve gözyaşı vardır.
Nitekim Mustafa Kemal ATATÜRK, "''Dünyanın, hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu kadınının üstünde, kadın çalışmasını zikretmeye imkân yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını, "Ben Anadolu kadınından, daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim" diyemez.'' demiştir.
Kadınlar günü kutlu olsun...
KADINLAR GÜNÜ
Her yıl, 8 Mart günü Kadınlar Günü, olarak kutlanır. Bugün, dünyada ve ülkemizde, kadınlar için, konferans, gösteri ve eğlence gibi çeşitli etkinlikler düzenlenecek, kadınlar arası dayanışma, birlik ve beraberlik vurgulanacak....