Her yıl 8 Mart, "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanır. Kadınlarla ilgili konferans, panel, gösteri ve eğlence gibi çeşitli etkinlikler düzenlenir. Kadınlar arası dayanışma ve kadınların, toplumdan beklentileri vurgulanır.
Tepebaşı Belediyesi tarafından, Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen etkinliklerden Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salon'da, Foto Muhabiri Ali ÖZ' ün, "Tekel kadın işçileri" konulu saydam gösterime davetli idik. Ancak Hastanede olduğumuz için katılamadık. Tekel eylemi boyunca işçilerin, 10 bine yakın fotoğrafını çeken Ali Öz'ün katılımıyla gerçekleştirilen gösterim, kadınlar günü için çok anlamlı oldu. Çünkü Dünya Kadınlar Günü, ilk kez 1800'lü yıllarda, tıpkı" Teke İşçi Kadınları" gibi, bir tekstil fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için, greve giden kadın işçilerin, fabrikaya kilitlenmesi arkasından da çıkan, yangında fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamayarak ölmeleriyle gündeme geldi. Kadınlar, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de 8 Mart'ta, eşitlik isteklerini, daha yüksek sesle dile getiriyorlar. Ayrıca da 8 Mart, sömürünün, ırkçılığın, cins ayrımcılığının, erkek egemen değerlerin, kaderin, töre cinayetlerinin, tecavüz, gasp, taciz, baskı ve aşağılanmanın sorgulandığı gündür.
Dünyada ilk defa, kadına değeri Türkler vermiştir. Çünkü tarihte Türklerde, toplum içinde kadınla erkeğin konumu eşitti. Devlet yönetiminde Hakan ile Hatun'un ortak karar verdikleri biliniyor. Bir yazılı emre yalnızca,"Hakan emrediyor ki" sözleriyle başlamak o emre boyun eğmemek için geçerli bir neden. "Hakan ve Hatun emrediyor ki" ifadesi, buyruğun geçerli olduğunu gösteriyordu. Hakan tek başına bir elçiyi kabul etmiyordu. Şölenlerde, kurultaylarda, ibadetlerde, ayinlerde savaş ve barış meclislerinde, Hakan ve Hatun birlikte yer alıyorlardı.
Aslında dünya, kadınlar için hiçte tozpembe değil. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre; Dünyadaki işlerin, %66'sı kadınlar tarafından görülüyor. Buna karşın kadınlar, dünyadaki toplam gelirin ancak %10'una sahipler. Dünya'daki mal varlığının ise % 1'ine sahipler. Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34'ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin, % 90'ına ve toplam mal varlığının % 99'una sahipler.
Türkiye' de, kentlerde, evli kadınların % 18'i, köylerde de % 76'sı, eşleri tarafından dövülüyor. Kadınların % 57,7'si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor. Aile içi suçların % 90'ını, kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.
Her türlü olumsuzluğa rağmen Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kadınlar, her sektörde başarılı performans sergilemektedir. Her geçen günde, kariyer sahibi ve başarılı kadın sayısı artmaktadır. Nitekim dünkü yazımda da belirttiğim Sayın Cumaziye KARA buna en güzel örnektir.
Türkiye'de, her 10 yöneticinin biri kadın. Ancak işveren konumundaki, her 100 erkeğe karşın, 2 kadın var. Kadınların işgücünün toplamı içinde, kadın işverenlerinin oranı ise, yüzde 13. ülkemizde, yeni sermaye sahibi kadın sayısı ise çok azdır. Oysa günümüzde, kadınlarımızın durumu çok farklıdır. Artık ülkemizde, azda olsa kadınlar, başarılı olmak için erkeklerin kurallarına göre oynamak, ya da erkek gibi kadın olmak gerekmediğini, çok iyi biliyorlar. Batılı ve doğulu hemcinslerinden de hiç hiçbir farkı yok. Kadınlar, iş yaşamının her kademesinde, aktif olarak çalışıyorlar. Pek çoğu da başarılı kariyer çizgisine sahiptir.
Ayrıca ülkemizdeki pek çok kadının, bir işi, kariyeri güvencesi vardır. Hayatını kendi kazanıyor. Kendi başının da çaresine bakıyor. Hülasa kadınlar, her alanda geliyor! Hem de oldukça donanımlı, hazırlıklı bilinçli ve kadın olarak geliyorlar. Yaşadıklarını ve yaşananları sorgulayarak, bunlardan ders çıkararak, çevrelerini, özellikle de çocuklarını bu bilinçte yetiştirerek, toplumsal kuralları, bilgiyle yıkarak geliyorlar.
Doğrudur. Küresel ve ülke düzeyinde orta ve üst düzey yönetime gelebilen kadına sayısı her geçen gün artıyor. Ancak oranları, hale yüzde 3 civarındadır. Ayrıca Yönetin ve profesyonel kadrolar arasında cinsiyet ayrımcılığının azalmasına karşın, kadınların üst düzey yönetici kadrolarına gelmesi engelleniyor.
Her türlü olumsuzluğa rağmen, ülkemizde, kadınların elde ettiği haklar asla küçümsenmemeli, daha fazla hak almaları için de mücadele devam edilmelidir. Çünkü onlar her şeye layıktır. Nitekim Atatürk "Zaman ilerledikçe, İLİM geliştikçe, MEDENİYET dev adımlarıyla yürüdükçe; hayatın, asrın bugünkü gereklerine göre EVLAT YETİŞTİRME' nin güçlüklerini biliyoruz. Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlatlar yetiştirmek, pek çok özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple KADINLARIMIZ, HATTA ERKEKLERDEN DAHA ÇOK AYDIN, daha çok FEYİZLİ, daha fazla BİLGİN OLMAYA MECBURDURLAR." demiştir.
KADINLAR HERŞEYE LAYIKTIR
Her yıl 8 Mart, "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanır. Kadınlarla ilgili konferans, panel, gösteri ve eğlence gibi çeşitli etkinlikler düzenlenir. Kadınlar arası dayanışma ve kadınların, toplumdan beklentileri vurgulanır.Tepebaşı...