KADRO YOK DEMEK ÇÖZÜM DEĞİL

Siyasi partiler, ülke sorunlarını çözmek için, iktidara talip olurlar. İktidar olduktan sonra da sorunları çözmedikleri gibi, yeni sorunlar yaratırlar. Sonra da kendi yaratıkları sorunlardan müşteki olurlar. Bu sorunlardan, mağdur...

Siyasi partiler, ülke sorunlarını çözmek için, iktidara talip olurlar. İktidar olduktan sonra da sorunları çözmedikleri gibi, yeni sorunlar yaratırlar. Sonra da kendi yaratıkları sorunlardan müşteki olurlar. Bu sorunlardan, mağdur olanları da sorumlu tutarlar.
Nitekim Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli'de gerçekleştirilen, "Yer altı Kaynakları Türkiye'nin Serveti" isimli toplantıya, Türkiye'nin, özel sektörde, çok sayıda çalışana ihtiyacının olmasına karşın, 5 milyon kişinin, Kamu Personele Seçme Sınavı'na (KPSS) başvurduğunu anımsattı ve bir şeylerin yanlış yapıldığını söyledi
Ayrıca Sayın ZEYBEKçİ, konuşmasında, 2 yıllık maliye ve muhasebe mezunlarının bir milletvekili aracılığı ile kendilerine ulaştırılan atanma talebine de değindikten sonra “yok kardeşim devlette böyle bir kadro” diyerek, bu yöndeki tekliflere tepki gösterdi.
öte yandan da Sayın ZEYBEKçİ, Türkiye'de, mesleki eğitimi üretim sektörlerine kanalize edilemediğini ve bunun başarısızlık olduğunu vurguladı   daha sonra da “Halimiz kötü bugün maalesef üniversitelerimizden mühendisler mezun ediyoruz, bu mühendislerimizi ne bir atölye görmüş ne bir inşaat görmüş, ne bir fabrika görmüş, ne de eline bir anahtar alıp bir makineye veya inşaata, demire dokunmuş mühendislerimiz var” diyerek eleştiride bulundu
Oysa bu tablodan, kendileri de sorumludur. çünkü iktidarlar, ülkemizde, insan gücü ve eğitim planlaması yapmadığı gibi, İmam hatip okulları dışındaki tüm meslek okulları kapatıldı. Sanayinin ihtiyacı olan, nitelikli ara elaman yetiştirmek için gayret göstermediler.
Sonuçta da bir yanda, ihtiyaç duyulan nitelikli işgücü, diğer yanda doğru planlama eksikliğinden dolayı oluşan, mutsuz işsiz kitleler, sadece bireysel değil, toplumsal sıkıntıları da beraberinde getirdiler..
Hâlbuki ülkemizde, istihdam edilecek bireylerin, sayı ve nitelikleri ile bu bireyleri çalışma yaşamına kazandıracak, son nokta olan,  eğitim sisteminin kontenjan ve müfredat olarak, işgücü piyasasının da ihtiyacını, gözeterek tasarlanmış olsa bu sorunlar olmayacaktır.
İnsan gücü planlaması,  ülkemiz için, doğru sayıda insanın, doğru meslek çeşitliliğinde, doğru niteliklerle, doğru yerde bulundurulmasıdır. Yaklaşımın özünde, işgücü piyasasına, dâhil olan bireylerin, cinsiyet, meslek dalı, eğitim düzeyi temellerinde gruplandırılmasıdır. Bunu yapacak olan da ülkemizdeki siyasi iktidarlardır.
İnsan gücü ve eğitim planlaması için, özellikle yükseköğretimde okul, bölüm ve kontenjan hesaplamalarına kaynak oluşturur. Belirlenen ekonomik hedeflere ulaşabilmek için, hangi mesleklerde, hangi özelliklerde, ne kadar insan gücüne ihtiyaç bulunduğunun hesaplanması gerekmektedir.
Ayrıca insan gücü planlaması” na göre, eğitim sisteminin, gerekli nitelik ve niceliği üretebilmek için, verilen hedefler dâhilinde, “eğitim planlaması”  yapılması da bir zorunluluktur. Bu planlama, her eğitim kademesi için, sektörlerde, ihtiyaç duyan nüfus temel alınarak yapılır.
ülkemize, nitelikli işgücüne ihtiyaç varken,   meslek Liseleri kapatılırken ve mevcutları da yerinde sayarken, Anadolu İmam Hatipler, hızla artıyor. Nitekim 3 bin 110 imam hatip okulu hizmet verirken, geçen eğitim-öğretim yılında, bin 2 artarak, 4 bin 112’e ulaştı. Oysa Türkiye’ nin, imama ihtiyacı yok denecek kadar azdır.
Devlet, İşgücü ve eğitim planlaması yapmalı,  her sektörde, meslek liselerinin sayısını artırmalıdır.   çünkü MESLEKİ EĞİTİM", ülkemizin, kalkınması için, vazgeçilmez bir unsur olup, olmazsa olmaz konumdadır. 
Sistem içinde yetiştirdiğimiz, insan gücünün, üstün niteliklere sahip olması, gelişen bilim ve teknolojiye uyum sağlamasını istiyorsak, meslek eğitimi yapan insanlarımız, gerçek iş koşullarında, yaparak, yaşayarak öğrenme esaslarına göre yetiştirmek zorundayız. Bu ancak Endüstri- Hizmet sektörü ve okul işbirliği ile mümkündür.
Aslında Türkiye’ de,  Nitelikli ara elaman için, üniversiteler, meslek liseleri de, hizmet sektörü ve sanayi ile sürekli arayışı içindeler. Ancak bu ortak arzu bir türlü, tarafları tatmin edecek seviyeye getirilemedi.
öte yandan küresel pazarların, yarattığı rekabet ortamı, her yerde olduğu gibi Türkiye’de de daha iyi mal ve hizmet üretimini, zorunlu kıldı. Bunu sağlayabilmek için de sanayi ve hizmet sektörünün, iyi ve kaliteli üretim yapabilecek, nitelikli elemana ve bu elemanları yetiştirecek Meslek Yüksek Okulları ve Meslek liselerinin de ihtiyaç vardır.
Elbette devlette, kadro yok demek, çözüm değildir, Siyasi iktidar, ülkemiz, sanayimizin ve hizmet sektörünün, ihtiyacı olan nitelikli işgücünü  sağlamak için işgücü ve eğitim planlaması yapmak ve gerekli önlemleri de almak zorundadır. çünkü alanında, uzman nitelikli işgücü, zamandan, enerjiden ve malzemeden tasarruf sağlarken, verimi de artırır.  Unutmamalıdır ki ülkelerin ve şirketlerin, ulusal ve global pazarda, rekabet gücüne, sahip olmaları  " bünyelerin de nitelikli işgücü" ile orantılıdır.

Haberleri