KADROLAŞMA VE ORMAN YANGINLARI

Bazı kesimler, Antalya orman yangınındaki başarısızlık ve Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki bebek ölümlerinin, bir nedeni olarak da kadrolaşma olduğunu söylediler. Çok partili dönemde,...

Bazı kesimler, Antalya orman yangınındaki başarısızlık ve Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki bebek ölümlerinin, bir nedeni olarak da kadrolaşma olduğunu söylediler.
Çok partili dönemde, personel alımlarında içeride çalışanların, kendi aralarında kadroya girecek kişilerin belirlemelerini sağlayan, yasal olmayacak şekilde, gelişen ve eş dost akraba şeklinde kadrolaşma her dönem oldu. Bunun sonucunda ise, ehliyetsiz, tecrübe ve deneyimi olmayan insanlar, hak etmedikleri makamlara getirildi. Bu nedenle oluşan hataların beldeli ile ilgili faturaları ise millet ödedi.
Söylentiler ne kadar doğru bilinmez ama Antalya' da Serik ve Manavgat ilçelerinde etkili olan büyük yangın, 6'ncı gününde tamamen kontrol altına alınabildi. 4 bin 550 hektarlık verimli orman ve 15 milyon kızılçam kül oldu. En iyi vasıflı ve kendi kendine yetişmiş orman alanları, orman yolları ve köprüler, altyapıya zarar gördü. Yangında 2 kişi alevlerin arasında kalarak öldü, 60 ev, 88 ahır, bir okul, bir cami ve bir köy konağı zarar gördü. 32 küçük ve büyükbaş hayvan ile 18 arı kovanı yangında telef oldu.
Antalya'yı kasıp kavuran orman yangını ile ilgili en çarpıcı açıklama, Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu' dan geldi. Kurtulmuşlu, "Yangının tek iyi tarafı keneleri yok etmesi oldu" dedi. Kamuoyundan da ciddi tepki aldı.
Orman yangınında, başka illerden gelen personel ve bölge halkı geçen-gündüz, canla başla, çalıştı. Büyük bir fedakârlık örneği gösterdi ama Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu' nun gafı, bütün bu çalışmaları gölgede bıraktı. Daha sonra yaptığı açıklamada ise 1940 ve 1950'li yıllarda bölgede çıkan orman yangınlarının kayıtlarına bakıldığında, bazı büyük yangınların orman köylülerince çıkarıldığı anlaşılıyor. Köylülere sorulduğunda 'bu ormanları yakmazsak, hayvanlarımızı keneden kurtaramayız' dedikleri kayıtlarda yer alıyor. Yani geçmişte, insanlar hayvanlarını keneden kurtarmak için ormanları yaktığını gerekçe olarak gösterdi. Bu tavrı ile de, özrü kabahatinden daha da büyük oldu.
Antalya Orman Yangını gösterdi ki, Türkiye'nin sürekli ve kalıcı orman yangınları ile ilgili stratejiler yok. Yangınların seyrine göre, tedbir alınıyor veya imkân yaratılıyor. Nitekim gözetleme kulelerini görevini yapmadığı, yangına erken müdahale edilemediği, bölgenin, büyük yangınlara karşı, önceden hazırlıklı olmadığı da söylentiler arasında
Antalya orman teşkilatında, kadrolaşma var mı bilinmez ama yangının bu denli büyük olmasında, şiddeti ve süresi üzerinde, meteorolojik koşullar önemli bir rol oynamıştır. Maalesef gerek insan kaynaklı, gerekse nedeni doğaya bağlı orman yangınları, ancak meteorolojik koşullar uygun olduğu zaman meydana geliyor. Onun içinde, yangınla mücadele amacıyla geliştirilen model ve sistemler de, hassas olarak ölçülen meteorolojik verilere, sürekli işlerlik kazandırılmalıdır.
Orman yangılarını, yıldırım, kasıt, ihmal ve dikkatsizlik, nedeni bilinmeyen olmak üzere 4 grupta toplamak mümkündür. Nedeni ne olursa olsun, orman yangınlarında topluma da ciddi görevler düşmektedir.
Ayrıca ormanları korumada ve yangınları önlemede, tıptaki "koruyucu hekim" felsefesi, icraata hakim olmalıdır. Yani ormanlar, zarar görmeden, tedbir alınmalıdır. Bunun için de ciddi bir planlama, eğitimli personel ve yeterli teknoloji gereklidir.
Orman yangınlarının, yarattığı olumsuzlukları o ülke ya da bölgeyle sınırlamak mümkün değildir. Çünkü dünya ekosistemi ve iklim sistemi içinde, çok önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle bir yerde görülen orman yangınının, evrensel boyutta olumsuz etkileri olduğu bir gerçektir. Şüphesiz, görüldüğü yerde çok daha büyük can ve mal kayıpları ile, ekonomik ve sosyal sorunlara neden olmaktadır.
Ayrıca orman yangınlarında, biyolojik çeşitlilik büyük zarar görür. Ormanlarda yaşayan canlıların yaşam alanları yok olur. Canlı ve cansız örtünün yok olmasıyla Erozyon, sel, taşkın, Hava Kirliliği yanında, Sıcaklık, Rüzgâr, Nem, Yağış gibi unsurları da etkiler.
Eskişehir' de, orman yangınları ile karşı karşıyadır. Ancak Eskişehir Orman Bölge Müdürlüğün' de, orman yangınlarına karşı planlı ve ciddi bir çalışma var. Personelin bu alanda deneyimli olması, Orman Bölge Müdürü Sayın Sıtkı Küçüköz' ün, uzun yıllar Eskişehir'de görev yapması, yeterli deneyim ve tecrübeye sahip olması, büyük şanstır. Yeterli midir? Elbette değildir. Eskişehir halkı da, en az Orman Bölge Müdürlüğü kadar, ormanlara sahip çıkmalı, üzerlerine düşen görevleri de eksiksiz yerine getirmelidir.

Haberleri