Dün gece yapmak istedikleriyle, yapamadık ları arasında sıkışmış kalmış bir Eskişehirspor izledik.
Futbol olarak ortaya konan farklı bir şey yok.
Rakibine yılgınlık vermeyen ve üretmeyen anlayışının etkisi vardı.
Yenilen iki basit gol, bu sezon Eskişehirspor'un klasiği zaten.
Bir takım, Balıkesir gibi savunması çok kötü olan ve belli isimlerin performansına bağlı kalan bir ekip karşısında organize olmakta zorlanıyorsa;
Ve yakaladığı bazı fırsatları değerlendiremeyip buna rağmen öne geçmeyi başarsa da üstünlüğünü koruyamıyorsa;
O takımın kalite anlamında sorunları büyük demektir.
Eskişehirspor ilk yarıda çok içine kapanıktı. Hatlar arızalı, pozisyon üretimi kesintide. Orta alanda oyunu yönlendirecek kimse yok.
Enine paslardaki zenginlik, dikine paslarda mevcut değildi.
Takıma ağırlık yapanlar vardı.
Funes Mori'nin sadece attığı golde varlığını hissettim.
Harcadıklarını ise not etmeyi transfer uzanmalarına bıraktım.
Erkan Zengin zaten bu sezon ölü...
'Sıssoko herhalde küçük maçları bekliyor' dedim.
Mirkan Aydın'ın bu takımda hala oynuyor olması, herhalde Ertuğrul Sağlam'ın kendisinde gördüğü ama bizim fark edemediğimiz yeteneğini göstermesini istemesinden kaynaklıydı.
Eskişehirspor savunması için ise sizlere şu soruyu sorayım:
'PTT 1.ligde şampiyonluk hedefi olan bir takım bile sezona Birol ve Berkay ile başlar mı?'
Cevabı aslında her şeyi özetliyor değil mi?
HHH
Futbolun en basit kurallarını bile uygulamaktan yoksun bir takımın, iki maçtaki tablosu ortada.
'Yenilen 6 gol, karşılığında tek puan'
Eskişehirspor şuanda atamadığından değil, yediklerinden kaybediyorsa, bazı isimlerde bu kadar ısrar niye?
Bu takımdaki doğrularla yanlışları sorgulamak, gelecek adına önemli.
Futbol olarak bir şeyler hala net değil.
İlginç oyuncu tercihleri ve bu bulanık sistem, daha çok şeylere gebe.
Maç oynanırken, önce bir yedek kulübesinde oturanlara baktım, sonra oynayanlara...
Ertuğrul Sağlam'a inancımız tam olmasa 'Kendisini kundaklıyor' derdim.
Ama gerçek şu ki yanlışların üzerine yapılan yapılar çökmeye mahkumdur.
Kendi gerçekleriyle yüzleşmeyenler, işte böyle kayıplarla sözleşir.
Ve taraftara gerçek suçluları işaret etmek gerekir.
Bu takımın bu hale gelmesinde en büyük suçlu yönetimdir.
Biz yine de, "bazen hatalar takımların lehine işler" diyelim.
Sabırla gelecek maçları bekleyelim.
Sezon ilk haftalarda alınan derslerin geleceği onaracağını düşünelim.
Ama sezon başında kaybedilen puanların aslında kaç puan ettiğini, en iyi biçimde sezon sonunda görürüz.
Hesap veren göremesek de...
Ertuğrul Sağlam kendisi adına 'İyiler sendeler ama yıkılmaz' demişti.
Aslında çok haklı...
Çünkü O Eskişehirspor'da başarısız olsa dahi bir şey kaybetmeyecek. Ama bu takım toparlanmazsa kulübün ve şehrin kaybedecekleri ortada...
Son olarak ülke futbolunun en büyük sorunu hakemler.
1 metrelik ofsayt pozisyonunu göremeyecek kadar bakarkörler var!
Kararlar hep tutarsız!
Böyle maç yöneten adamların adı hakemdir, yüreği değil.
Ama Eskişehirspor'un dünkü aldığı sonucun tek nedeni de bu değil.
KALİTE SORUNU
Dün gece yapmak istedikleriyle, yapamadık ları arasında sıkışmış kalmış bir Eskişehirspor izledik.Futbol olarak ortaya konan farklı bir şey yok.Rakibine yılgınlık vermeyen ve üretmeyen anlayışının etkisi vardı.Yenilen...