İşler iyi giderken de sorgulayabilmek önemli bir özelliktir. Farkındalık gerektirir. Ama zor olan, kaos (karmaşa) ortamında yönetebilmektir.
Evren, kaos ile durağanlık arasında bir yerlerde dengede durur. Dinamik bir dengedir bu. Bir ara denge bozulur, daha sonra bir başka noktada geçici olarak kararlı hale gelir.
Yaşamda sık ve yoğun olan karmaşadır. Karmaşanın bizi çepeçevre sardığını söylesek yanılmış olmayız.
Karmaşa (kaos) ortamında karar verirken stratejik olmak gerekir. “İyilerim ve kötülerim nelerdir?”, “Fırsatlar ve tehditler nelerdir?” diye –basit anlamda da olsa– bakabilmek hem kararı kolaylaştırır hem de çözüme daha sağlıklı yaklaşılmış olur.
Karmaşa ortamı genelde kişi ve firmaları ürkütür. Hâlbuki karmaşa ortamında da kararlar verilebilir, girişimlerde bulunulabilir. Bu gibi durumlarda da risk alınarak girişimci olunabilir. Ama başarı çıtasını belirlerken, alınacak riskleri saptarken özenli olmak gerekir. Maliyetlerin kime ve ne kadar olacağında özenli olmak kaçınılmazdır.
Zor zamanlarda hatırlanması gereken yaklaşımlardan biri, yapılan işlerin daha iyi yapılmasına çalışmak, bir başka deyişle iş yapma modeli kalitesinin artırılmasıdır. Bu gibi durumlarda firmada çalışanlar arası iletişimin daha sağlıklı hale getirilmesi, işler konusunda takımlar oluşturulması, projeler konusunda daha geniz ve yoğun zaman kullanılması her zaman yararlı olur.
Yeni iş modellerinde yönetim uzmanlarının sıklıkla önerdikleri yaklaşımlardan biri başkalarına (çalışanlara) iş ve sorumluluk vermek... Üst düzey yöneticinin (veya işin büyüklüğüne göre bizzat patronun) işin bütün ayrıntılarını bilmesi koşuluna rağmen işin kısımlarının sorumluluk ve yetki ile birlikte çalışanlara aktarılması giderek zor zaman yönetiminin temel bileşenlerinden biri oluyor.
Siyaset de tipik bir karmaşa ortamı... Kişisel gelişim ve firma iyileştirmesi konularında karmaşa ortamları için üretilmiş sayısız yaklaşım var. Ama ne yazık ki, ülkenin yönetimine talip olan siyaset alanında bu yaklaşımları fazlasıyla göremiyoruz.
Bir firma yönetiminde yer alabilmek için yukarıda anlattığıma benzer bir sürü yordam, teknik ve bilgi bilmek gerekirken siyaset için herhangi bir “diploma veya sertifika” aranmıyor. Parti yönetimini ve delegeleri ikna et; oyları al ve yönet… Bu kadar basit…
Sonra o karmaşa ortamında kime yazık olduğu kimsenin umurunda bile değil. Eğer şu veya bu nedenle bir firma çalışanı işinde başarısız olursa işini kaybedebilir. Ama bir siyasetçi için bu durum asla söz konusu değildir. Siyasetçi maaşını almaya devam eder; hatta onu bir de süper emekli yaparız.
İş-işletme yaşamlarında geleneksellikten kurtulup çağa uygun yeni yönetim modellerine doğru ilerliyoruz. Bunların arasında Türkiye’de sık yaşanan karmaşa ortamında yönetme modeli de var. Ama ne yazık ki, siyaset bunu henüz öğrenemedi. Geleceği akılcı biçimde şekillendirmeyi siyaseti kim öğretmeli dersiniz…
Kaos, Yönetici Olduğunda
İşler iyi giderken de sorgulayabilmek önemli bir özelliktir. Farkındalık gerektirir. Ama zor olan, kaos (karmaşa) ortamında yönetebilmektir.Evren, kaos ile durağanlık arasında bir yerlerde dengede durur. Dinamik bir dengedir bu....