Kapatmakla. Onu oraya, bunu buraya bağlamakla...

Darbeler, mevcut yasalara rağmen yapılır.Zaten darbelerin amacı Anayasal düzeni değiştirmektir.O yüzden…Okulları kapatmakla, onu oraya, bunu buraya bağlamakla oluşabilecek darbelerin önüne geçmek mümkün değildir.Eskiler çok...

Darbeler, mevcut yasalara rağmen yapılır.
Zaten darbelerin amacı Anayasal düzeni değiştirmektir.

O yüzden...
Okulları kapatmakla, onu oraya, bunu buraya bağlamakla oluşabilecek darbelerin önüne geçmek mümkün değildir.
Eskiler çok iyi bilir, 1960 ihtilalı, Türk Silahlı Kuvvetleri Milli Savunma Bakanlığına bağlı iken yapılmıştır.
Yani...
Silahlı Kuvvetlerin Bakanlığa doğrudan bağlı olması da darbe yapılmasını önleyememiştir.
O halde, bir yerleri kapatmak, bazı kurumları bazı yerlere bağlamak bundan sonra olabilecek darbeleri engelleyecek tedbirler değildir.
Çare...
Darbe koşullarını ortadan kaldıracak olan Adil, çağdaş ve likayate dayalı bir anlayışı tüm kurumlara yerleştirmek ve bunun dışındaki örgütlenmeleri, hangi düşünceye yakın olduğuna bakmadan engellemektir.
Kısacası...
Bu gün darbe girişiminde bulunan anlayışa karşı sürdürülen mücadeleyi, o anlayışın kurumlara yerleşmemesi adına verebilmektir.
Hep söylüyoruz...
Milletimizi bir arada tutan tarihi kurumlarımız vardı.
Bütün kültürümüz ve tarihi değerlerimiz bu kurumlarda hayat buluyordu.
15 Temmuz darbesini yapan kafanın amacı zaten bu kurumların içine sızıp, yönetimleri ele geçirerek, var olan bu kurumları kurum olmaktan çıkartmaktı.
Dindar diye tarif edilen aynı kafa yaptı bu darbe girişimini.
Girişim sonrasında ise ilk yapılan iş, Milleti bir arada tutan bu tarihi kurumları kapatmak oldu.

İşte bu yüzden:
Biz bu kapatma kararına da, kurumların işleyişini sağlayan yapılarının bozulmasına da karşıyız.

***

Umarız bu haber doğrudur...

-AK Parti hükümetinin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuda başlattığı tasfiyeye yönelik eleştirilere AKP'li milletvekilleri de katılmış.
-"Kurunun yanında yaş da yanmamalı" görüşü dile getirmiş...
-Bir vekilin, isim vermeden "Kardeşleri, yakınları darbeci olan arkadaşlarımız gereğini yapmalı, partiden istifa etmeli" sözleri büyük alkış almış.
Cumhuriyet gazetesinden Emine Kaplan'ın haberine göre: AK Parti, darbe girişiminin ardından ilk kez milletvekilleriyle kapalı grup toplantısı gerçekleştirilmiş.
-2 saat süren toplantıda, bakanlar Bekir Bozdağ, Efkan Ala ve Fikri Işık, milletvekillerine bilgi vermiş.
-Toplantıda, kamuda 70 bine yakın kişinin görevden alınmasıyla ilgili birçok milletvekili endişesini dile getirmiş.
-Bazı vekiller, "Atamaların tümünün doğru yapıldığına dair şüphelerimiz var. Cemaat ile ilişkisi olmayan ancak o yönde ihbar olup görevden alınan kamu görevlileri de olduğu yönünde duyumlar geliyor. Kurunun yanında yaş da yanmamalı" eleştirisinde bulunmuş.
-Bakanlar Ala, "Aralarında FETÖ mensubu olmayanlar da çıkabilir. Çok ayrıntılı inceleme yapılıyor, 4-5 kaynaktan teyit alınıyor" demiş.
Toplantıda bir milletvekili, "Kamuda bir tasfiye yapılıyor. Ama kendi içimizde yapılmıyor. Bazı arkadaşlarımızın yakınları, kardeşleri, akrabalarının isimleri FETÖ örgütü içinde geçiyor. Bu arkadaşlarımız gereğini yapmalı, istifa etmeleri gerekir" demiş.
-Bu konuşma, grupta büyük alkış aldı.

Ne diyelim?
Umarız bu haber doğrudur.
Umarız bu haberde olduğu söylenilen konuşmalar, endişeler ve sorgulamalar gerçekten yapılmıştır.
Umarız...
Herkes gibi, AK Partililerin de kendi içinde var olduklarını bildikleri Fetö örgütü ile ilgisi olanların ayıklanmasına yönelik bu istekleri yüksek sesle dile gelmiştir.

***

Bu, bu kadar basit olmamalı...

Eskişehir'de bir gazeteci arkadaşımız, Büyükşehir Belediye Başkanını Yılmaz Büyükerşen'in Amerika'da Fetullah Gülen ile görüştüğü iddiasını köşesine taşımıştı.
Daha doğrusu.
Böyle bir iddia olduğunu iddia etti yazısında.
Bunun üzerine, Yılmaz Büyükerşen'e muhalif olduğu bilinen bir vatandaş, bilgi edinme yasası çerçevesinde bir dilekçe göndermiş Belediye'ye.
Yılmaz Büyükerşen'in cevaplandırılmasını isteyerek "Gazetede yer alan iddia doğru mu?" diye sormuş.
Dilekçesinin altına da;
-"Vereceğiniz cevabı Vileyet ve Basın'a da gönderin" notunu iliştirmiş.
Şimdi:
Eğer Yılmaz Büyükerşen iddia edildiği gibi Fetullah Gülen ile Amerika'da görüştüyse, devlet bunu bilir.
Büyükerşen'in bu örgütle ilişkisi varsa, devletin istihbaratı bunu zaten biliyordur.
Zaten...
Devletin 15 Temmuz darbe girişimini yapan örgüte karşı başlatmış olduğu mücadelede göz altına alınan, tutuklanan ve görevden uzaklaştırılanlar, devletin elinde var olan bu bilgiler ışığında yapılan işlerdir.
Devlet, gazetede yer alan iddialar üzerine ya da şu günlerde olduğu gibi herkesin herkesi "Fetöcü" diye ihbar etmesi üzerine değil, sahip olduğu belge ve bilgiler üzerine söz konusu mücadeleyi sürdürür.
O yüzden...
Şu günlerde bu tür iddiaların ortaya atılması ve bu iddialar üzerinden birilerini zor durumda bırakarak, o birilerinden intikam alınma düşüncesi hoş olmadığı gibi, biraz da Yangından mal kaçırma, Selden kütük kapma, fırsattan yararlanma girişimleri gibi geliyor.

Haberleri