"Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar" halleri...

Büyükşehir Belediye meclisinde çoğunluğu elinde bulunduran AK Parti grubunda bir sorun var.Belli ki aralarında sıkıntı yaşayan meclis üyeleri var.Ya da...Sözünü ettiğimiz sıkıntı aynı zamanda grup başkanı olan İl başkanı...

Büyükşehir Belediye meclisinde çoğunluğu elinde bulunduran AK Parti grubunda bir sorun var.
Belli ki aralarında sıkıntı yaşayan meclis üyeleri var.

Ya da...
Sözünü ettiğimiz sıkıntı aynı zamanda grup başkanı olan İl başkanı ile meclis üyeleri arasında yaşanıyor.
Bunu nereden mi çıkarttık?
Doğrusu bu tespiti yapmak için uzun uzadıya kişilik analizleri falan yapmak gerekmiyor.
Zaten bu tespitin doğruluğunu hemen her büyükşehir meclis oturumunda AK Partili üyeler açık seçik ortaya koyuyor.
Örneğin: Çoğunlukta oldukları komisyonda kabul ettikleri bir konuyu meclis oturumunda red ediyorlar.
Örneğin: Komisyon raporu hazırlanırken "evet" dedikleri bir gündem maddesine mecliste "hayır" diyorlar.
Alınacak otobüs sayısını kendileri önerip, bu öneriye mecliste yapılan oylamada red oyu veriyorlar.
Şehrin kameralarla gözlem altına alınması ile ilgili bir maddeyi ret edip, ertesi gün benzeri bir konuyu kabul edebiliyorlar.

Yani...
Bir dediklerinin diğerini tutmayan haller var AK Parti meclis grubunda.
Durum böyle olunca insanın aklına iki şık geliyor.
Ya, AK Parti meclis grubu ikiye bölünmüş, bir tarafın olur dediğini diğer taraf olmaza dönüştürüyor.

Ya da...
Aynı zamanda il başkanı olan AK Parti büyükşehir meclis grup başkanı olaya el koyup "Siz ne yapıyorsunuz kardeşim? Böyle karar alınır mı?" müdahalesinde bulunuyor.
Aslına bakarsanız her iki durum da kötü.
Çünkü...
Her iki durum da AK Parti grubunun daha tam anlamıyla "grup" olamadığını ortaya koyuyor.

Kısacası...
Büyükşehir belediye başkanı ve CHP'liler meclis çoğunluğuna sahip olamadıkları için sık sık mecliste engellendiklerini söylüyor.
AK Partililer de bu söylemin gerçek olmadığını ifade ediyor sık sık.

Ancak...
Ortada AK Parti grubunun "karakolda doğru söyler mahkemede şaşar" halleri oldukça, Büyükerşen ve CHP'lilerin sözleri daha gerçekçi gibi duruyor.
.....

Haklı çıkmışız galiba...
"iktidarı devirmenin ne kadar zor bir iş olduğunu bilmeyen yoktur.
Kim ne derse desin Mesut Hoşcan ve yönetimi, Eskişehirspor kongresini kazanarak büyük bir iş başardı.

Ancak...
Şu unutulmamalı ki, Mesut Hoşcan ve yönetimi için asıl büyük iş bundan sonra başlıyor.

Yine şu unutulmamalı ki...
Mesut Hoşcan ve yönetiminin öncelikle yapması gereken Kulübün hesapları, teknik Direktör ve takımın yeni sezona hazırlanmasından ziyade, gelinen noktayı sindirebilmek olmalı.

Söyleyeceğimiz o ki:
Bir kere, geçmişin intikamından kesinlikle uzak durulmalı.

Çünkü...
Dün ile bugün kavga ederse, Eskişehirspor açısından kaybeden kesinlikle "Yarın" olacaktır.
Kazanılan başarının vermiş olduğu cüretle hiç kimse aşağılanmamalı.

Çünkü...
İnsanları sürekli aşağılarsanız, o insanlar büyür kocaman olur ve bir gün karşınızda ordu bulursunuz.
Yönetmeye layık bulunulduğu için, Eskişehir'in sahibiymiş gibi roller içine girilmemeli.
Çünkü en tehlikelisi, büyük yerlere gelmiş küçük düşünen insanlardır.
Seçilmiş olmanın verdiği güçle ukala davranışlar içinde kesinlikle olunmamalı.

Çünkü...
Zihin fukara olunca, akıl ukala olurmuş.
Geçmişte yaşananları gösterip "O yaptı ben niye yapmayacağım ki?" denilmemeli.

Çünkü...
Dünün yanlışı hiçbir zaman bu günün doğrusu olamaz.

Sonuç olarak...
Amacımız, Şeyh Edebali'nin Osmangazi'ye verdiği nasihati vermek değil elbette.
Ne böyle bir görevimiz, ne de böyle bir haddimiz var.

Ama...
Bunları birilerinin söylemesi, birilerinin de bunları dinlemesi gerekiyor galiba..."
Eskişehirspor kongresinin hemen ardından yazmıştık bu yazıyı.
Haddimiz olmayarak nasihat niteliğinde cümleler kurmuştuk.
Bu gün gelinen noktayı tarif etmişiz bir ölçüde.

Keşke haksız çıksaymışız...
.....

İnsanlar üzerinde ayrım yapılmayan bir dünya...
Şu sıralar sosyal medya üzerinde dolaşan çok güzel ve anlamlı videolar var.
Bunlardan biri son derece etkileyici...
Şehrin en kalabalık yerinde çekilmiş görüntüler.
Dilenci kılığına girmiş bir genç, insanların vızır vızır geçtiği bir meydanlık alanda yere düşüyor. İnsanlardan yardım istiyor sürekli. Yanından geçen insanlar adeta görmüyor düşen ve kıvranan adamı. Üstelik, bizzat yanlarından geçmelerine rağmen.

Aynı genç kostüm değiştiriyor. Takım elbise giyiyor ve aynı yerde aynı şekilde yere düşüp, çevredekilerden yardım istiyor.
Tıpkı dilenci kılığında yaptığı gibi...

Herkes koşuyor yardımına. Biri başını kaldırıyor, diğeri ellerine masaj yapıyor.

İkisi de aynı kişi aslında.
İkisinin de düştüğü yer aynı.
Fakat,insanlardan aldıkları tepki çok farklı.

Video "İnsanlık sözcüğünün anlamı basit ama cesur davranışların altında gizlidir' diye devam ediyor...
Aynı video "İnsanların dış görünüşüne göre değerlendirmeye bir son verin" diyerek de sona eriyor...
Hangi konu ile ilgili olarsa olsun, insanlar arasında ayrımın yapılmadığı bir Dünya dileğiyle...

Haberleri