KAVGAYA GEREK YOK DİYE DİYE AK PARTİ BU NOKTAYA GETİRİLDİ!

  Yılmaz Büyükerşen kazandıkça Ak Parti’deki siyaset tarzı hep irdelendi.Başarısızlığın sebepleri tek tek gözden geçirilip;AK Parti’ye bir taraflardan hep akıl dağıtıldı.Ak Parti’nin şehirdeki sert siyasetinin, kaybedilen...

 


 


Yılmaz Büyükerşen kazandıkça Ak Parti’deki siyaset tarzı hep irdelendi.


Başarısızlığın sebepleri tek tek gözden geçirilip;


AK Parti’ye bir taraflardan hep akıl dağıtıldı.


Ak Parti’nin şehirdeki sert siyasetinin, kaybedilen yarışların en büyük sebebi olarak lanse edildi.


Süreç içerisinde Ak Parti’yi yönetenlerin masasına hep bu eleştiri getirildi.


“Yumuşak siyaset yap” sözleri parti yöneticilerine hep sufle edildi.


Gel zaman git zaman, bu yumuşak siyaset anlayışı partide hakim olmaya başladı.


önce yüksek tondaki sesler biraz aşağı çekildi.


Sonra ses tonu giderek düşmeye, bitmeye başladı.


+++


Aslında kaybedilen seçimlerin esas nedeninin yapılan aday tercihleri olduğunu kimse söylemedi.


Kimsenin bilmediği sihirli bir el sanki her seçim günü partiye sokuldu.


O el, ne yaptıysa mutlaka üç adaydan en az birisini partinin tüm ayarlarını bozacak bir şekilde belirledi.


öylesine isimler aday olarak belirlendi ki;


“Ak Parti bugüne kadar girdiği hiç bir seçime tam mutabakatla giremedi”


önceleri ikiye ayrılan parti grupları, son yıllarda yapılan seçimlerde 3’e hatta 4 parçaya bölünmeye başladı.


Son seçimde ise bu tablo çok ağır bir biçimde çıktı partinin karşısına.


+++


Oysa Ak Parti, evvelden bu yana siyaset tarzını hiç değiştirmeyecekti.


Şehirde en büyük siyasi kavgaların verildiği o dönemlerin seçim sonuçlarına açın bakın!


Hiç yoksa bir belediyenin kazanıldığı, ancak bahsettiğimiz o aday tercihi konusunda yanlışlar yapılmasına karşın büyükşehir’in bile zorlandığı seçimler yapıldı.


çünkü;


AK Parti o yıllarda kendi tabanını hep diri tuttu.


Sert çıkışlarla, gerektiğinde kavgalar yapılarak, mevcut yönetimlerin karşısındaki o bloğu hep bir arada tuttu.


Ta ki seçimler gelip adaylar belirlenene kadar o blok bir arada durdu.


+++++


Haklıydı, haksızdı, yanıldı, yanıltıldı ama Murat Mercan’ların verdiği mücadelenin yıllarına gidin!


Ardından Salih Koca döneminde sürdürülen savaşa bakın.


Dündar ünlü’nün partinin başına geçtiği o yılları düşünün.


Şehirde nasıl bir Ak Parti profili vardı?


Bürokraside güçlü, hesap sorabilen, dengelerle oynayan ve taşları kımıldatan bir parti yok muydu?


Ve bugüne dönün bakın!


Şehirde her şeye razı olmuş,


“Bana dokunmayan yılan bir yaşasın” moduna girmiş,


Elini soğuk sudan sıcak suya sokmayan bir anlayışa bürünmüş parti var.


Şehir gündemini tamamen CHP’nin eline terk etmiş;


Ve kaderine tam olarak razı olmuş yönetimler var.


+++


Zaten seçim sonuçları da bu tezimin bir sağlaması değil mi?


31 Mart’ta Ak Parti kazanmaya en çok nerede yaklaştı?


Odunpazarı’nda…


Seçim süreci ve öncesinde en büyük savaş nerede verildi?


Odunpazarı’nda…


En büyük fark nerede yenildi?


Aday tercihinin en büyük şekilde yapıldığı bölgelerde…


Bırakın kazanmayı, kazanmaya bile yaklaşılamadı.


Hele hele kırsal, tam anlamıyla facia!


+++


Sonuç olarak…


“Ak Parti bugünlere “kavga etmeyin” diyenlerin tavsiyeleriyle geldi.


Ve bugün bırakın kavga etmeyi, davayı güdecek kimse kalmadı partide.


O yüzden, Eskişehir’de Ak Parti’de bir şeylerin değişme ya da değiştirilme vakti gelmiş görünüyor.


Gerçekten bu davayı güden, bu dava için kavga eden, tek başına iktidar olduklarının farkına varmış birilerinin artık bu partiyi toparlaması gerekiyor.


Yoksa iş “mülayim siyasetten” “hiç siyasete” doğru gidiyor…


 

Haberleri