Kazım Kurt ifşa ediyor...

 Kazım Kurt’un yıllardır CHP içindeki en belirli konumu, parti içindeki muhalif duruşuydu.Yılları CHP içinde genel başkan ve genel merkez yönetimine muhalefet etmekle geçti.Parti içindeki muhalif tavrından vazgeçmiş olsaydı,...

 


Kazım Kurt’un yıllardır CHP içindeki en belirli konumu, parti içindeki muhalif duruşuydu.


Yılları CHP içinde genel başkan ve genel merkez yönetimine muhalefet etmekle geçti.


Parti içindeki muhalif tavrından vazgeçmiş olsaydı, belki 20 yıl önce milletvekili olurdu.


Ya da…


CHP içinde birlikte muhalefet yaptığı Ertuğrul Günay ve Haluk özdalga’nın yaptığı gibi AK Partiye geçmiş olsaydı, yıllar öncesinde bakan ya da vekil olabilirdi.


CHP’de kalmaya ve muhalif olmaya devam etti.


Bu yüzden ve sırf muhalif olması nedeniyle, disiplin cezasıyla CHP’den uzaklaştırıldı.


DSP’ye geçip, sonrasında diğer DSP’lilerle birlikte CHP’ye döndü.


Artık önü açılmıştı.


Birincisi: Yıllarca muhalefet ettiği başkan ve yönetim CHP’nin başından gitmiş, desteklediği bir genel başkan ile yönetimi CHP’nin başına gelmişti


İkincisi: Yılmaz Büyükerşen gibi bir isim kendisine kol-kanat germişti.


Ancak…


Bu ikisinden de önemli olan, partideki muhalif duruşuydu.


Her ne kadar yukarıdaki iki faktör önemli gibi görünse de, Kazım Kurt’u önce milletvekili, sonra belediye başkanı yapan etken, parti içinde yıllardır sergilediği muhalif duruşuydu…


xxx


Şimdi…


Kazım Kurt muhalif olur da, Kazım Kurt’un muhalifleri olmaz mı?


Olur elbette…


Nitekim oldu da…


DSP’ye geçip, tekrar CHP’ye dönmesinden tutun da, CHP’de Milletvekili adayı gösterilmesine, Odunpazarı Belediye başkan adayı yapılmasından tutun da, belediye başkanı seçildikten sonraki süreçte pek çok muhalifleri oldu Kazım Kurt’un…


Belirli isimler, delege seçimleri, kongreler ve belediyeyi yönetim tarzı dahil, hemen her ortamda karşısında oldular.


Bunların bir kısmı CHP içinde Kazım Kurt’a muhalefetini sürdürüyor.


Kazım Kurt’a muhalefet etmeyi sürdürenlere söylenecek çok bir söz yok.


Neticede onlar da, Kazım Kurt’un yıllarca inandığı ve yaptığı şeyin benzerini yapıyorlar…


xxx


Fakat…


Muhaliflerin bir kısmının teslim olup, 90 derece dönüş yaparak Kazım Kurt’un yanında saf tutmaya başladığını, bir kısmının da şu sıralar Kazım Kurt’a yavaş yavaş yanaşma hareketleri içine girdiğini görüyoruz.


Daha dün yaptıkları muhalefeti unuttururcasına Kazım Kurt’un yanında konum alma çabaları gözlerden kaçmıyor.


Bu tavırları yüzünden elbette onları yargılayacak falan değiliz ama bununla birlikte ortaya çıkan tablo, siyasette dirayetin ne kadar önemli olduğunu da bize gösteriyor.


Sonuç olarak…


Kazım Kurt, “sonuna kadar muhalefet” ile bu gün bir yerlere gelmiş durumda.


Geldiği yerde ise “Kendisine sonuna kadar muhalefet yapma dirayetini gösteremeyenleri” bizzat yanına oturtarak, adeta ifşa ediyor…


Ne diyelim?


Kazım Kurt memnun.


İfşa edilenler dünden memnun.


Bize de halt yemek düşüyor galiba!


.....


 


ölmeden önce...

ölümcül hastalara acı çekmemeleri için yatıştırıcı ve rahatlatıcı tedavi uygulayan hemşire Bronnie Ware, 'ölmeden önceki Beş Pişmanlık' adlı bir kitap yazmış…
Ware'in deneyimlerine göre, son günlerini yaşayan insanlar para, şöhret ve başarıyı tamamen unutuyor; sadece ilişkiler ve mutluluk konusunda pişmanlık yaşıyor.
O yüzden, hala hayatta olduğunuza göre bu yazıyı mutlaka okuyun derim…
İşte ölmeden öncesi 5 pişmanlık:
1- KEŞKE İNSANLARIN BEKLENTİLERİNİ KARŞILAMAK YERİNE, HAYATIMI KENDİ İSTEDİĞİM GİBİ YAŞASAYDIM.


2- KEŞKE BU KADAR çOK çALIŞMASAYDIM.


3- KEŞKE DUYGULARIMI İFADE EDECEK KADAR CESUR OLSAYDIM.


4-KEŞKE DOSTLARIMLA BAĞLANTIMI Hİç KOPARMASAYDIM.


5- KEŞKE MUTLU OLMAYI TERCİH ETSEYDİM.


Sonuç olarak…


Şu kesin ki, ya yaptıklarımız ya da yapmadıklarımız yüzünden pişmanlık içinde öleceğiz.


En iyisi…


Yaptıklarımız yüzünden pişman olmak sanırım…


Yapmadıklarımız ya da yapamadıklarımız daha can acıtıcı olsa gerek…


 


 .....


 


Var böyle insanlar!


 


Kaybedilen Oda, Dernek, Kulüp ya da, Milletvekili ve Belediye seçimleri sonrasında pek çok kişiden duymuşsunuzdur bu sözü:


-“Listeye o isimleri almasaydık seçimi kesin kazanırdık”
Her seçim sonrasında, seçim yenilgisine neden olduğu söylenen birkaç kişinin ismi zikredilir.
Yenilginin faturası anında o isimlere çıkar.


Zira…


Faydasından çok zararı, getirdiğinden çok götürdüğü olmuştur o kişilerin.


O yüzden…
Tepki çeken o isimler işaret edilerek “bizimle birlikte hareket etmeseydi, bu seçimi kesin alırdık” denir her seçimin sonunda.
Ne yazık ki böyle isimler vardır ve seçim kaybedilmesinde büyük rol oynadıkları da bir gerçektir.
O çevrede öylesine tepki çeker ki bu insanlar, seçimde destek verdikleri taraf seçime 1-0 yenik başlar.
Varlıkları, karşı taraf için büyük bir avantaj oluşturur.
çünkü takıntılıdır bu sözünü ettiğimiz insanlar.
çünkü Son derece sevimsiz ve antipatiklerdir.
Hiç kimse haz etmez onları.
Dostları ve arkadaşlarının sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Fakat her şeyi çok iyi bildiğine inandırmışlardır kendilerini.
Dünyanın kendi etrafında döndüğüne inanırlar.
Kimseyi beğenmezler kolay kolay.
Kendilerinin dahil olmadığı her olayı küçümserler.
Ağızlarından, başkalarına ait takdir sözlerini pek duyamazsınız.
Fakat başkalarını eleştirmedikleri gün de yoktur.
çoğu, hayatları buyunca hep bir şeyler olmayı istemiş ama seçilerek bir yerlere gelememişlerdir.
Kendilerini beğenmeyi öylesine ileriye taşımışlardır ki, kendi kendilerine yaptıkları övgülerin dozu yüzünden siz onun adına utanç duyarsınız.
Hiç kimse onların anlattığı kadar iyi, hiç kimse onların anlattığı kadar kötü olamaz bu hayatta.
Bir tek kendilerinin anlamadığı öyle bir konuma gelmişlerdir ki, katkı verdikleri ekibe zarar, muhalefet ettikleri ekibe zafer kazandıran bir özellikleri olmuştur adeta
Her cemiyette, her meslek grubunda, her sivil toplum örgütünde ve her partide vardır bu saydığımız özelliğe sahip insanlar.
-“Aman bizi desteklemesin” ya da “İnşallah karşı tarafta yer alır” bakış açısı ile yaklaşılan isimlerdir her biri.
Aday olmayı düşünen ya da aday olan kişilere verilen ilk nasihat da bu kişilerle ilgilidir.
-“Sakın ha! onu yanına almaya falan kalkma. Seçimi kafadan kaybedersin” olur ilk tavsiye.
Sırf bu yüzden...
Hak etmeyen kişi ve guruplar, bu insanların muhalefeti nedeniyle işbaşına gelmiş, hak eden kişi ve gruplar, sırf bu insanların desteği yüzünden seçilememiştir.
Hani derler ya “Yeter ki düşmanım o olsun” diye.
İşte tam da o insanlardır sözünü ettiğimiz insanlar...
Vereceği katkının kaygı yarattığı, muhalefetinden memnuniyet duyulan insanlardır sözünü ettiğimiz bu insanlar.


 


 

Haberleri