Odunpazarı Belediye başkanı Kazım Kurt geçtiğimiz günler içinde AK Parti’nin yeni Odunpazarı ilçe başkanı Ali Acar ve yönetimine bir ziyaret gerçekleştirdi…
Söz konusu ziyaret Eskişehir kamuoyunda da uzunca bir süre konuşuldu.
Aslına bakarsanız…
Kazım Kurt’un, AK Parti Odunpazarı yönetimine yapmış olduğu “Hayırlı Olsun” ziyareti, siyasi ortam da göz önüne alındığında elbette çok kıymetliydi.
Nereden bakarsanız bakın, siyasette sık sık görmek istediğimiz bir tablo idi bu ziyaret.
xxx
Aslına bakacak olursanız…
Kazım Kurt bize göre , AK parti’nin yeni başkan ve yönetiminden önce, aynı partinin sonradan karşısına belediye başkan adayı olarak çıkan eski ilçe başkanı Volkan Doğan ve yönetimine bir ziyaret gerçekleştirmesi gerekiyordu.
-“Şimdi bu da nereden çıktı!” demeyin, hemen anlatalım.
Malumunuz, mahalli seçimler öncesinde Eskişehir’de ilçeler arası bir takım seçmen kaymaları oldu.
Tepebaşı bölgesi başta olmak üzere pek çok ilçede ikamet eden seçmenler, kaydını Odunpazarı bölgesine taşıdı.
Bunun aylar önceden planlanıp uygulanmış bir operasyon olduğu seçim öncesi pek çok kez gündeme geldi.
Sonunda seçimler yapıldı, Odunpazarı’nda belediye başkanlığını CHP ve Kazım Kurt kazandı.
xxx
İşte bu seçim öncesi gerçekleşen ve planlı yapıldığı konuşulan seçmen kaymaları nedeniyle, Odunpazarı bölgesinin seçmen sayısı haliyle arttı.
Odunpazarı bölgesindeki bu ani seçmen artışı nedeniyle, belediyenin İller Bankasından aldığı ve nüfus başına belirlenen ödeneği de belirli oranda artmış.
Daha da önemlisi…
Belediyenin çalıştırabileceği teknik özellik taşıyan insan sayısı da, seçmen sayısının artmasına paralel olarak artış göstermiş.
Kısacası…
Odunpazarı belediyesi, seçmen sayısı ve dolayısıyla nüfusu arttığı için, belediye eskiye oranla, bünyesinde daha fazla teknik özellik taşıyan eleman çalıştırabilir konuma gelmiş.
O yüzden diyoruz ki:
Kazım Kurt, AK Parti’nin yeni Odunpazarı ilçe başkan ve yönetiminden önce, kendisine istemeden de olsa böyle imkânlar sağlamış olan AK parti’nin eski başkan ve yönetimine bir teşekkür ziyaretinde bulunması lazımdı!
Hiç yoktan seçmeni ve buna bağlı olarak da hem iller bankası ödeneği, hem de çalıştıracağı teknik adam sayısı arttı…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Teklif vilayetten dönmüş diyorlar…
Milli Eğitim Bakanlığı Mart 2014’te “proje okul” uygulamasını başlattı.
Türkiye’nin en başarılı okulları bir gecede farklı bir yapıya büründü.
2015 yılı başına kadar söz konusu okulların yönetici ve öğretmenlerinin ataması taşra teşkilatına bağlı hükümlere göre sınavla yapılırken, bu tarihten sonra atamalar Milli Eğitim bakanlığı tarafından doğrudan yapılmaya başlandı.
Sonuç olarak…
öğretmen ve öğrenciler, birçok sınavdan geçerek bu okullara gelirken, yeni uygulamayla birlikte öğretmenler “Bakan oluru” ile atanmaya, düşük puanlı öğrenciler ise ara sınıfları nakil yolu ile gelmeye başladı.
Dolayısıyla, söz konusu okullar bir bakıma eski özelliğini kaybetti.
Proje okullar uygulamaları halen devam ediyor.
Şimdi!
Eskişehir eğitim camiasında konuşulan bir mesele var.
Söylenenlere göre İl Milli Eğitim Müdürü, öğretmen olan eşini Eskişehir’de bulunan proje okullarından birine müdür yardımcısı olarak atanması için teklifte bulunmuş.
Bu teklifini resmi yazı ile vilayet makamına göndermiş.
Yine söylenenlere göre, eşinin proje okulu müdür yardımcısı olmasına yönelik teklif yazısı, vilayetten geri dönmüş.
Konuşulan ve yadırganan mesele bu…
Bu söylenti yanlış ise mesele yok.
Ama doğru ise gerçekten biraz garip kaçmış…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Neden yatırım yapmıyorlar sizce?
Efendim neymiş? Aslında herkeste para varmış ama kimse önünü göremiyormuş…
Neymiş? Aslında herkes frene basmış, yatırım yapmıyormuş.
Bunlar olmadığı için de para dönmüyormuş ve kriz ortamı onun için yaşanıyormuş.
Halbuki…
O saklanan paralarla yatırım yapılsaymış, işsizlik olmaz, ekonomi de bu kadar kötü duruma düşmezmiş.
İnsanlarda para olduğu doğrudur.
İnsanların ekonomik anlamda önünü göremediği de doğrudur.
Hatta…
Yatarım yapmak istememeleri de doğrudur.
İyi de, bu sözü edilen ve kenarda köşede parası olan insanların yatırım yapmamaları, ekonomiyi batırmak için değil ki…
Tam tersine…
Ekonomi batmak üzere olduğu için yatırım yapmıyorlar…
Güvenilir bir adalet ve hukuk sistemi olmadığı için yatırım yapmıyorlar.
İçeride ve dışarıda yaşanan tehditler nedeniyle yatırım yapmıyorlar…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Biraz da gülmek lazım
Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verilir. Her iki takım da performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçer. Büyük gün gelir ve iki takım da hazırdır.
Yarış başlar ve bittiğinde Japonlar bir kilometre farkla kazanırlar. Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılır. Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verir.
Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu hata bulunur ve çözüm önerisi getirilir. Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu. Türk Takımında ise 1 kişi kürek çekiyor, 8 kişi dümeni kullanıyordu. 9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandırılır. Yeni yapılanma şekli şöyle olur; 4 dümen müdürü, 3 bölgesel dümen müdürü, kürek çekmekle görevli kişinin performansından sorumlu bir dümen yöneticisi ve kürek çekme elemanı. İkinci yarışı bu defa Japonlar iki kilometre arayla kazanırlar. Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçer. Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovulur ve müdürlere sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verilir.