Kazım Kurt "taksi şoförlüğünü bırakıyorum Ambulanslar rahat olsun!"

Dün sabah saat 09.00 sıralarında Park Bahçeler müdürü aramış Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’u.-“Gençlik ve Spor Müdürlüğü, belediyemize ait ekiplerin yeni stadyumu terk etmesini istedi. Talimatınız nedir? Ne yapayım?”...

Dün sabah saat 09.00 sıralarında Park Bahçeler müdürü aramış Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'u.
-"Gençlik ve Spor Müdürlüğü, belediyemize ait ekiplerin yeni stadyumu terk etmesini istedi. Talimatınız nedir? Ne yapayım?" diye.
Kazım Kurt da "Ne yapacaksınız? Mademki ekiplerimizi istemiyorlar o halde bir tutanak tutun, malzemelerinizi toplayıp, stadı terk edin" talimatı vermiş.
Dün görüştük Kazım Kurt ile...
-"Nasılsınız?" diye sorduk...
Bakan Nabi Avcı'nın "Ambulansın peşine takılan uyanık taksi şoförü" benzetmesi ve eleştirisine gönderme yaparak:
-"Nasıl olalım. İş arıyoruz. Taksi şoförlüğünden istifa ettim. Ambulanslar artık rahat olsun" dedi önce.
Ardından da...
Odunpazarı belediyesine ait işçilerin giydikleri ve arkasında belediye isminin olduğu giysilerin birilerini fazlasıyla rahatsız ettiğini, bunun üzerine Odunpazarı ekiplerinin yeni stadyumda istenmediğinin kendilerine resmen bildirildiğini söyledi.

Kazım Kurt:
-"Stadyum benim babamın malı değil ki? Biz Mesut Hoşcan zamanında da Eskişehirspor ve stadyuma Odunpazarı Belediyesi olarak yardım ediyorduk. Kışın karlarını temizliyor, yazın çimlerini biçiyor ve koltuklarını temizliyorduk. Aynı hizmeti bunlar da talep etti, hiçbir karşılık beklemeden verdik. Şimdi "Verdiğiniz hizmeti istemiyoruz" diyorlar. Demek ki bu, bundan sonra oraya verilecek hizmeti kendileri yapacakları anlamına geliyor. Ne güzel. Keşke bunu baştan yapsalardı" diyor.
Ardından da sözlerini şu sözlerle tamamlıyor Kazım Kurt:
-"Anlayamadığım, sanki Odunpazarı ekipleri stadyumda çalışınca bunu gören herkes koşa koşa gelip CHP'ye oy verecek ya da stadyumu yaptı diye herkes CHP ve MHP'den istifa edip AK parti'ye geçecek. Böyle çocukça, böyle saçma bir düşünce olabilir mi?"

***

Bu iki kurum niçin ağzını bile açmaz ki?

Çocuklara cinsel istismar ve bununla ilgili yasa düzenlemesi konuşuluyor...
Konudan hemen herkesin az ya da çok bilgisi var.
Hemen herkes az ya da çok görüşünü söylüyor.
Büyük bir çoğunluk, çocuklara karşı cinsel istismar ve yeni yapılmak istenen düzenlemeye ilişkin kızgın.
Bazıları da, gerek ortaya çıkan mağduriyetten gerekse hükümetin her uygulamasını savunma alışkanlığından olsa gerek yapılacak düzenlemenin doğru olduğunu ileri sürüyor.

Kısacası...
Herkes konuşuyor, herkes görüşünü belirtiyor, herkes yorumda bulunuyor.
İşin ilginç tarafı...
Hem çocuklara cinsel istismar hem de yapılmak istenen yasa düzenlemesi ile ilgili olarak ilk önce konuşması gereken iki kurum ağzını dahi açmıyor.
Ne Diyanet İşleri Başkanlığından ses çıkıyor ne de Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığından.
Adeta dut yemiş bülbül gibi herkesin konuşup, yorumladığı olayları resmen es geçiyor bu iki kurum.
Abuk sabuk sorular karşısında bile fetva vermeğe üşenmeyen Diyanet, bu konunun yanından bile geçmiyor.
Hem çocuk ve kadın istismarı, hem de düzenlenmek istenen yasa konusu direkt görev alanını içinde olmasına rağmen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ağzını bile açmıyor.

***

Eşek'in değeri artıyorsa...

Ajanslardan oldukça ilginç bir haber geçti.
Türkiye'de değeri en çok artan Eşek olmuş.
Eşek sütünün fiyatı da 80 liraya dayanmış.
Bundan daha birkaç ay öncesine kadar değeri 50 YTL civarında olan Eşek, şimdilerde 250 YTL ediyormuş.
Özellikle mazot fiyatlarına gelen zam sonrası, Tarım kesiminde ki ulaşımda traktör ve otomobil yerine...
Yeniden eşek kullanılmaya başlanılmış.
Eşek sütü de sürekli yükselmişteymiş.
Anlayacağınız...
Ülkemizde Eşek'in fiyatı da sütü de almış başını gidiyor.
Dahası...
Gidişata bakılırsa, Eşek fiyatının da sütünün de daha da artması bekleniyormuş.
Ajanslardan gelen bu haberlere nasıl bir yorum yapalım diye uzun uzadıya düşündük.
Sonrasında, yorum yapmamaya karar verdik.
Çünkü yorumu zaten içinde olan bir haber bu...
Bir ülke ve bu ülkede en çok değer kazanan şey, Eşek ve Eşek'in sütüyse...
Bundan daha açık bir yorum olabilir mi?

***

Sıra geldi Eski
stadyuma...

Yeni Stadyum bitti.
Bazı eksiklikleri olsa da ilk maç oynandı.
sırada resmi açılış var.
Resmi açılışa da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bizzat katılacağı söyleniyor.
Yeni Stadyum bittiğine ve maçların oynanmasına başlanıldığına göre, şimdi sıra geldi Atatürk Stadyumuna.
Yani...
Yıkılacak olan ve yerine de Kent meydanının yapılacağı stada.
Şimdilik gözler de ilgi de yeni stadyumda olduğu için, eski stadyum'a kimse bakmıyor.
Burası ile ilgili yapılacak meydan projesini kimse anımsatmıyor.
Ama...
Bundan sonraki süreçte sıkça anlatılacak ve hatırlatılacak bu mesele.
Ne de olsa verilmiş sözler var.
ne de olsa, bu stadın yıkılarak yerine meydan yapılacağı vaadi var.

***

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM...

Azeri nin biri hamamı çok severmiş. Kalkmış bir gün hamama gitmiş. Güzelce yıkanmış. Göbek taşında yatmış. Sonra çıkmış dışarıda bir müddet uzanmış. Bir de limonlu çay içmiş. Sonra kurulanıp üzerini giymiş. Kasaya doğru yürümüş. Elini cüzdanına atmış. Cüzdan yok. Hamamcıya cüzdanının çalındığını söylemiş.
Hamamcı buna çok kızmış,
- biz hırsız mıyız diye.
Hamamcı ve adamları, adamı güzel bir dövmüşler.
Aradan bir iki ay geçmiş. Bizimki yine kalkmış gitmiş hamama. Yine yıkanmış. Keyif etmiş sonra çıkmış. Bir süre soyunma odasında uzandıktan sonra kurulanmış. Elbiselerini giymek için askıya bakmış. Bir de ne görsün. Sadece bir kemer kalmış. Bizimki kara kara düşünmeye başlamış. Hamamcıya söylese yine dayak yiyecek. Neyse kemeri beline bağlamış. Korka korka kasaya doğru yaklaşmış. Elbiselerinin çalındığını direk söyleyememiş.
Demiş ki:
-Aya hele bak! Men burya bele mi gelmiştim?

Haberleri