Kemal Unakıtan'ın ardından....

Kemal Unakıtan "Soğan paketleme tesisi." Açılışı yapıyor.Ertesi gün medyada bir eleştiri; - "Koskoca Maliye Bakanı, soğan paketleme tesisi açar mı? "Unakıtan hemen gazetecileri topluyor ve;"Ölçün benim boyumu" dedikten sonra;...


Kemal Unakıtan "Soğan paketleme tesisi." Açılışı yapıyor.
Ertesi gün medyada bir eleştiri;
- "Koskoca Maliye Bakanı, soğan paketleme tesisi açar mı? "
Unakıtan hemen gazetecileri topluyor ve;
"Ölçün benim boyumu" dedikten sonra;
- "Nerem koskoca?.. Yalan haber yazmayın... Ben koskoca değil, gördüğünüz gibi ufak tefek bir adamım."
***

Bakan Unakıtan Eskişehir'de bir açılış törenine katılıyor.
Tören sonrası program gereği başka bir yere geçilecek.
Sonraki programın yapılacağı mesafe uzak olmayınca, yürümeye karar veriyor.
Tam bir durağın yanından geçecek ki, karşısına alkollü bir vatandaş çıkıyor.
Vatandaş biraz da heyecanla;
-"Ben Tayyip Erdoğan'ı çok seviyorum. Ne olur Ankara'ya döndüğünde selam söyle" diye tembihte bulunuyor.
Unakıtan oldukça sakin soruyor;
-"söylerim söylemesine de, kim diyeyim? Şimdi kimin selam söylediğini sorar mahcup olurum"
***

Bir gün, bir toplantıda Kemal Unakıtan herkesin elini sıkıyor.
Birkaç kişinin elini sıktıktan sonra "birdakika" diyerek;
- "Anahtarı sol cebime koyayım." Diyor.
Anahtar "sol cebe" giriyor.
Sol el de "sol cepte."
Ve Bakan "sağ eliyle başlıyor el sıkmaya."
Bu arada birisi soruyor:
- Efendim anahtarı görebilir miyim?
Unakıtan'dan anında cevap geliyor:
-"Anan güzel mi?.. Alan da kaçan mı? O anahtar kasanın kasanın! "
***

Unkıtan Eskişehir milletvekili olduktan sonra geziyor.
Gezdiği yerlerde de "Ne derdiniz varsa çekinmeden bana söyleyin" diyor.
Bir gece yarısı telefonu çalıyor evinin.
Açıyor telefonu, karşısında Eskişehirli bir muhtar.
-"Ahsen hanımı verir misiniz?" diyor.
Unakıtan;
-"Bakan olan benim. Ne derdin varsa bana söyle" dese de muhtarı ikna edemiyor.
Zira muhtar;
-"Sen başından savsaklarsın. Ben köyün derdini Ahsen hanım'a anlatacağım. İşim garanti olsun..."diyor.
***

Bir gazetede haber çıkıyor.
"Özeti" şu:
-" Unakıtan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak. Birkaç ay başkanlık yapacak. Sonra görevi bir AK Partili'ye bırakıp, Maliye Bakanlığı'na dönecek."
Gazeteciler "doğru mu" diye Unakıtan'a soruyorlar:
Maliye Bakanı'nın yanıtı:
-"Bu zihni sinir bir proje. Kim çıkarıyorsa, emin olun Maliye Bakanlığı'nı elimden almak için çıkarıyor. "
***

Bakan Bey "Alpu ilçesine" gidiyor. Belediye Başkanı Mustafa Gökçe
"hoş geldiniz konuşması" yaparken:
-"Efendim, hangi partiye mensup olursa olsun biz misafiri güzel karşılarız. Ama sizi daha bir güzel, daha bir özel karşılıyoruz." deyince,,,
Bu sözler Ahsen Hanım'ın çok hoşuna gidiyor.
Eşine dönüp "seni burada çok seviyorlar" diyor.
Unakıtan sağ başparmağı ile işaret parmağını birbirine sürtüp "para işareti" yaparak:
- "Parayı kim sevmez?" diyor...
***

Katıldığı bir toplantıda,toplantı salonuna çıkmak için asansöre biniyor Kemal Unakıtan.
Asansör toplantı katına çıkmadan ara katlarda arızalanıp kalıyor.
Büyük bir telaş yaşanıyor binada.
Derhal müdahale ediliyor.
Yaklaşık 20-25 dakikalık uğraşı sonrasında asansör tamir ediliyor.
Tamir edilen asansörden inecek olan Kemal Unakıtan'ın ne durumda olduğu büyük öerak konusu.
Sonuçta asansörün kapısı açılıyor ve Unakıtan çıkıyor asansörden.
Gazeteciler hemen yanına gidip soruyorlar "Korktunuz mu? Rahatsızlandınız mı?"falan diye.
Unakıtan'ın ilk söylediği söz şu oluyor:
-"Asansör ilk kez bir bakan görmüş o yüzden beni bırakmak istemedi. Uzun uzun hasret giderdik"
***
Özel kanunla oğlunun tonlarca mısır ithal etmesi üzerine bu mısırların ne olacağını soran gazetecilere "Tavuklara verecek" cevabını vermesi, Davos'da Offer ile otelde görüşüp görüşmediğini soranlara da "Tabi otelde görüştüm. Buz gibi havada dışarda mı görüşseydim" demesi, içinde her ne kadar espri barındırsa da sonuçta büyük bir tartışma yaratmıştı
***

Unakıtan'ın iki yıllık Eskişehir Milletvekilliği döneminde yaşanmış olan birkaç örnek olay sıraladık.
Sıraladığımız bu örnekler bile Kemal Unakıtan'ın nasıl bir mizah anlayışına sahip olduğunu gösteriyor.
Bakanlık yaptığı dönemde en çok eleştirilen isimlerin başında geliyordu.
Hakkında son derece ciddi iddialar vardı.
Ancak...
Eskişehir'e önemli katkıları oldu.
Ölenin arkasından vefat edenin iyi yönlerini ortaya koymak adettendir.
Unakıtan gerek şehrin sorunlarını çözüme kavuşturan girişimleri gerekse Eskişehirspor' a sağladığı imkanlar nedeniyle şehirde en azından ülke genelindeki algının tersine, kızılan,eleştirilen ve nefret edilen bir isim olmadı.
Hatta.
Eskişehir'de sevildi de.
Yaşadığı rahatsızlık sonrası tadı pek yoktu.
Siyaset defterini kapattı ve köşesine çekildi.
Önceki gün vefat ettiği haberi geldi.
Ne diyelim?
Eskişehir'e, kısa da olsa Milletvekilliği ve Maliye Bakanlığı döneminde faydası oldu.
Ruhu şad olsun...
.....

Eskişehirlilerin kafası değişmedikçe..

Eskişehir, konumu itibarıyla çok önemli bir yerde bulunuyor.
Hem karayolu, hem de Demiryolu'nun merkezinde bir kent.
Hava ulaşımı konusunda da son derece avantajlı.
Dahası...
Tam ortasından su geçen ender kentlerden birisi.
Ancak nedendir bilinmez, geçmişten bu güne kadar Eskişehir böylesine önemli bir konumu avantaja çevirememiş.
Çeviremediği için de, olması gereken hak ettiği yere bir türlü gelememiş.
Eskiden bu yana geçen süreyi şöyle bir düşünün.
Şu son 10-5 yılda olup bitenler sayesinde duyulmaya başladı Eskişehir'in ismi.
Ondan öncesi hiç yok.
Bir Kenti ayaklandırıp deyim yerindeyse uçurabilen Otomotiv sektörü kapısına kadar gelmiş Eskişehir'in...
Ne olup bitti tam bilemiyoruz ama, içeriye bir türlü girememiş.
Giremediği için de ya Bursa'ya, ya Kocaeli'ne ya da Adapazarı'na kaçmış bu sektör.
Sonrasında...
Hidroterapi Merkezi gelmiş kapıya kadar.
Şehir merkezinde adeta isyan çıkmış.
Adı bile, insanların ayaklanmasına neden olmuş.
Tabi bu da kaçmış anlayacağınız üzere.
Kısacası, üst üste fırsatlar gelmiş, geçmiş.
Hiç birisi değerlendirilememiş.
Bununla da kalmıyor olup bitenler.
Resmi Kurumların Bölge müdürlükleri alınmış Eskişehir'in elinden birer birer.
Şimdi Bursa'da bu Bölge müdürlüğü.
Eskişehir de Bursa'ya bağlı.
Yakında, İstinaf Mahkemeleri kurulacak yine Bölge statüsünde.
Bakın görün, o da başka bir ilde olacak.
Kaçan fırsatlara yenileri eklenecek.
Eskişehirliler de her zaman olduğu gibi arkadan bakacak.
Eskişehirli, öteden beri kaçan fırsatların arkasından "Tüh" dedi.
Hiçbir fırsat için ayaklanmadı, Ankara'ya baskı yapmadı.
Adeta kaderine razı oldu.
Olmaya da devam ediyor.
Ancak bu işler kadercilikle olmuyor.
Belki biraz ağlamak, belki biraz bağırıp çağırmak gerekiyor.
Eskişehirli ne ağlıyor, ne de bağırıp çağırıyor.
Böyle olmayınca, ağlayan ya da bağırıp çağıran değerlendiriyor fırsatları.
Sözün kısası...
Eskişehir fırsatlardan yararlanacak ve gelişecekse...
Önce Eskişehirli kafayı değiştirecek.
Bugüne kadar değişmeyen kafa değişir mi?
Neden olmasın ki....

Haberleri