Her türlü ilişki, avuç içinde duran kum taneleri gibidir. Anneyle, babayla, kardeşle, sevgiliyle… Avucumuzu kapatıp sıkmaya başladığımız an kum taneleri parmaklarımızın arasından akmaya başlar. Bir kısmını tutmayı başarsak da çoğu akıp gider.
Eğer avucumuzu sıkmadan gevşekçe tutarsak yine de düşmeyeceğinden emin olarak, kum taneleri avucumuzun içinde durur.
İlişkiler de böyledir. Esneklik varsa, diğer insana saygı duyuluyor ve özgürlük tanınıyorsa ilişki bozulmaz. Fakat diğer insanı çok bunaltırsanız ilişki de yavaş yavaş bozulur ve biter.
Bir süre sonra bir eli tutmakla bir ruhu anlamak arasındaki farkı öğrenirsin.
Ve aşkın yaşlanmak, birlikte olmanın da güvende olmak anlamına gelmediğini anlarsın.
Ve öpücüklerin sözleşme, hediyelerin de vaat olmadığını anlarsın.
Ve yenilgileri başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın, bir çocuğun üzüntüsüyle değil bir yetişkinin zarafeti ile.
Ve herşeyi bugünü düşünerek yapmayı da öğrenirsin. çünkü yarın belirsizdir.
“ Bu yüzden başka birinin sana çiçek getirmesini beklemeden, kendi bahçeni kendin oluştur.
Ve kendi ruhunu kendin besle.”