KENTTEKİ ETKİNLİKLERE, SİVİL İRADE SAHİP ÇIKMALI

Geçen hafta, Nasreddin Hoca Doğum Şenlikleri ile ilgili Toplantı yapıldı. Toplantıda, Eskişehir, Sivrihisar ve Nasreddin Hoca Beldesinde, yapılacak olan etkinlikler tespit edildi. Taslak bir program da hazırlandı. Hazırlanan program...

Geçen hafta, Nasreddin Hoca Doğum Şenlikleri ile ilgili Toplantı yapıldı. Toplantıda, Eskişehir, Sivrihisar ve Nasreddin Hoca Beldesinde, yapılacak olan etkinlikler tespit edildi. Taslak bir program da hazırlandı.
Hazırlanan program dikkatli incelendiğinde, İçeriği daha ziyade gösterilere yöneliktir. Oysa gerek Yunusemre Haftasında, gerekse Nasreddin Hoca Şenliklerinde amaç her iki düşünürümüzü de, "TANIMAK" ve "TANITMAK" olmalıdır.
Yılardır, bu iki kelimenin gereği, yeteri kadar yerine getirilmediği için, ne Yunusemre, ne de Nasreddin Hoca, gerektiği şekilde tanındı veya tanıtıldı. Yunusemre "HOŞGÖRÜ", Nasreddin Hoca' da "Mizah" üstadı olarak tanındı. Özellikle de halk tarafından yaratılan ve Nasreddin Hoca' ya mal edilen fıkralar, Hoca' nın vizyon ve misyonuna zarar verdi. Bazı insanlar, hatta zamanımızda, bazı yazarlar, onu yanlış tanımladı.
Nitekim Akşam Gazetesi yazarlarından Engin Ardıç, " Anadolu köylü kurnazlığının mükemmel bir örneği, özü, özetidir. Simgesidir. Üstelik Prof. Saim Sakallıoğlu' nun pek güzel belirttiği gibi, bunların bir kısmı, ünlü Aesopos masallarından aktarmadır. Mevlana' nın, ünlü Mesnevisi'nden birçok öykü alıp ona mal edilmişti... Herkesi ezbere bildiği fıkralarına göz atınca, onun, ya da simgesel kişiliğinin, sinsi, kurnaz, üçkâğıtçı, çıkarcı, bencil, güvenilmez bir adam olduğunu görüyoruz" diyerek, gerçekleri saptırmıştır.
Japon Halk Bilimcisi Maksuko Kojima' nın da söylediği gibi, pek çok fıkrası Nasreddin Hoca' yakıştırmadır. Ancak bu Nasreddin Hoca' nın, kabahati değildir. Çünkü O gerçek kimliği ve meziyetleri ile halka tanıtılmamıştır. Hiçbir halk bilimcimiz, Maksuko Kojima kadar, Nasreddin Hoca' yı, tanımamış ve tanıtamamıştır. Her yıl yapılan etkinlikler ise, şova yönelik olmuş, hatta siyasete, alet edilmiştir.
Oysa Nasreddin Hoca, bu gelişmelerin hiçbirini hak etmiyor. Çünkü O, bir Halk Filozofu, sosyolog, müderris, Alim, Hukukçu ve Tasavvufçudur. Bütün bu meziyetlerinin gereğini, halkın anlayacağı dille, yerine getirmeye çalışmıştır. Etkinliklerde Nasreddin Hoca' nın, bu yönlerine yönelik, inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
Eskişehir' de, Nasreddin Hoca ile ilgili yapılan etkinlikler bir dönem hariç, hep mikro düşünüşmüş, son yıllarda ise, Nasreddin Hoca Beldesi ile sınırlı tutulmuştur. Bu yılki kutlamalarda, Sivrihisar ve Nasreddin Hoca Beldesi ile sınırlı kalacaktır.
Program dikkatli incelediğinde, işin kolayına kaçıldığı, Mevlit ve Tasavvuf Müziği, kompozisyon, resim, karikatür yarışmaları ile geçiştirildiği ortadadır. Oysa etkinliklerin makro düşünülerek, daha bilimsel kulvarlara taşınması, hem Nasreddin Hoca' nın tanıtılması, hem de Eskişehir açısından, daha yararlı olurdu.
Aslında İl Kültür ve Turizm Müdür Ali Osman Gül, göreve geldiği günden itibaren, "etkinliklerin düzenlenmesinde ve çağımızda, başarı için, olmazsa olmaz konumda olan, "TOPLUM KATILIMI" , "ORTAK AKIL" ve ORTAK PAYDA" ve " BEYİN FIRTINASI" gibi kavramların, kolayca yer bulabileceği, bir ortam hazırlıyor ama bu ortam, katılımcılar tarafından, yeteri kadar değerlendirilmiyor.
Artık gerçekleri görelim, Eskişehir' de sivil otorite, bünyesinden yetişen, Yunusemre, Nasreddin Hoca, gibi değerlerine, yeteri kadar sahip çıkmıyor. Etkinlikler bilimsel kulvarda ele alınmadığı gibi, gerçek kimlikleri ile tanınması içinde, gayret ve caba gösterilmiyor,
Yıllardır her iki düşünürümüzün, okullarda tanıtılması için, örgün eğitimin her kademesinde üniteler hazırlanarak, Nasreddin Hoca Şenliklerinde ve Yunusemre haftasında, okullarda çocuklara aktarılmasını köşemizde önerdik. Hatta her toplantıda gündeme getirdik. Ancak bir türlü gerçekleştirmedi ama Yunusemre etkinliklerine, katılımın az olması da hep şikâyet konusu yapıldı.
Ayrıca Nasreddin Hoca ve Yunusemre tanıtılmadan, öğrencilerden de kompozisyon, şiir, resim ve karikatür yarışmalarına katılmalarını istemek, başka bir yanlışlıktır. Çünkü tohum ekmeden, hasat elde edilemez.
Diğer yandan Nasreddin Hoca ve Yunusemre ile ilgili çalışmalar, sürekli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünden bekleniyor. Sivil irade, özellikle de ildeki YUNUSEMRE VAKFI" etkinliklere sahip çıkmak için yeteri kadar, caba ve gayret göstermiyor. Oysa Nasreddin Hoca ve Yunusemre ile ilgili etkinliklere, toplumun tüm kesimleri, sahip çıkmak zorunda. Kültür ve Turizm Müdürlüğü, bu mesajı veriyor, ortamda hazırlıyor ama bu mesajı, anlayan ve elini de taşın altına koyan yok...
Sayın Gül ve ekibini kutluyoruz.

Haberleri