‘’Kesintisiz dayanışma’’ gereken bir döneme yakışmayan işler

Şiddetli deprem, büyük bir felaket yarattı.On binlerce insan enkaz altında yaşamlarını yitirdi.Felaketten sağ kurtulanların hali de yürekler acısı…Yüzlerce çocuk var.Kimileri daha bebek… Çoğunun kimliği tespit edilemiyor…

Şiddetli deprem, büyük bir felaket yarattı.
On binlerce insan enkaz altında yaşamlarını yitirdi.
Felaketten sağ kurtulanların hali de yürekler acısı…
Yüzlerce çocuk var.
Kimileri daha bebek… Çoğunun kimliği tespit edilemiyor…
Dünyayı tanıma fırsatı bile bulamadan büyük bir felaketle karşı karşıya kaldılar.
Ne olacak bu çocuklar?
Sorunun yanıtını düşündükçe insan kahroluyor.
Deprem bölgesindeki yerleşim birimleri arasında ‘’yaşanamaz’’ hale gelenlerin sayısı oldukça fazla…
Büyük bir göç yaşandı.
Eskişehir’e gelenlerin sayısı 20 Bine yaklaştı.
Sayı daha da artabilir.
Bazıları öğrenci yurtlarına ve oda tahsis eden otellere yerleşti.
Akrabalarının ve tanıdıklarının yanına yerleşenlerin sayısı da oldukça fazla…
Küçücük evlerde çok sayıda insan barınmaya çalışıyor.
Koşullar çok ağır…
Bir yanda yaşanan büyük travma, bir yanda yaşamın zorlukları…
Katlanmak çok ama çok zor…
Bu durum kısa süreceğe de pek benzemiyor.
Ne kadar sürecek?
Bu insanlar nasıl dayanacak?
Kolay yanıtlanabilecek sorular değil…
Düşündükçe insan üzüntüden kahroluyor.
Depremden sonra oluşan zorunlu göç nedeniyle barınacak yer bulma sorunu da büyük boyutlara ulaştı.
Depremzedeler için kiralık ev aranıyor.
İstenilen kiralar karşısında şaşırmamak elde değil…
Zaten çok yüksek olan kira bedelleri birden katlanıverdi.
Küçücük evler için bile dünyanın kirası isteniyor.
‘’El insaf’’ dememek, öfkelenmemek olanaksız…
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ev sahiplerine ‘’duyarlı olun’’ çağrısı yaptı.
Yerinde bir çağrı…
Umarız karşılıksız kalmaz…
Bir yanda örnek bir ‘’ulusal dayanışma’’ var.
Depremzedelere destek olmak, gereksinimlerini karşılamak için yoğun bir çaba harcanıyor.
Böylesi bir çaba varken ‘’fırsatçılık yapmak’’ olacak şey mi?
Büyük üzüntünün yanına büyük öfke ekleniyor.
‘’Kira’’ konusunda oluşan bir sorun daha var.
Deprem nedeniyle üniversiteler kapatıldı.
‘’Uzaktan eğitim’’ var.
Öğrencilerin Eskişehir’de kalmalarının bir anlamı yok.
Ailelerini yanlarına döndüler.
Üniversitelerin ne zaman açılacağı belli değil…
Belli ki, uzun süre ‘’uzaktan eğitim’’ yapılacak.
Doğal olarak öğrenciler, kiraladıkları evleri boşaltmak istiyorlar.
Karşı çıkılacak bir istek değil…
Ancak ev sahipleri tarafından kabul görmüyor.
‘’Kontrat süresi’’ gösterilerek kalan sürenin de parası isteniyor.
Korona virüs salgını sonrasında ev sahiplerinin hazırladığı kontratlarda başka ağır hükümler de var.
Onlar da öne sürülüyor.
‘’El insaf’’ dememek olanaksız…
Deprem felaketinden sonra sürekli dile getiriliyor.
‘’Yaraları hep birlikte dayanışma ile saracağız’’ deniliyor.
Olması gereken de o…
Yaraların olabildiğince sarılabilmesi için ‘’kesintisiz dayanışma’’ gereksinimi var.
Bu konuda bazı göstergeler insanı umutlandırıyor.
Ne yazık ki, aktarmaya çalıştığımız sorunlar ve ‘’fırsatçılık’’ girişimleri de umut kırıyor.

Güncel Haberleri