Keşke Başbakan......

-"Şehir denildiğinde aklına taş gelen, beton gelen, asfalt gelenler varsa onlar kendilerini ve medeniyet algılarını tekrar sorgulasın"-"Onlar bu işi bilmiyor demektir. Bir şehre gönül gözüyle bakanlar orada o şehirde şehrin ruhunu...

-"Şehir denildiğinde aklına taş gelen, beton gelen, asfalt gelenler varsa onlar kendilerini ve medeniyet algılarını tekrar sorgulasın"
-"Onlar bu işi bilmiyor demektir. Bir şehre gönül gözüyle bakanlar orada o şehirde şehrin ruhunu görürler. İnsan şehri şekillendirmez, tam tersine şehir insanı şekillendirir"
-"Estetik ruhu olmayan ellerde şehirler metropole, yani ruhu olmayan şehirlere dönüştü."
-" Buralardan üçbeş kazanacağız diye şehirleri harap etmeyelim."
-"Şimdi çocuklar çocukluğunu yaşayamıyor. Beton zeminlerde çocuklara çocukluk inşaa ediyoruz. Çimen inşa edelim onlara, bırakalım oralarda yuvarlansınlar."
-"Birçok yerde yüksek binalar inşaa etmeyi maharet sayıyoruz. Ben bunu maharet saymıyorum. İnsan oğlunu topraktan uzaklaştırıyoruz."
-"Eğer eski dediğimiz şey eskimemişse makbul olan odur ve bugün turizminde sen onunla çekim oluşturuyorsun. O binalar batıda da var. Ama bize gelen eskiyi arıyor, onu soruyor. Çünkü onda ruh var."
-" Bir dönem idrakini kaybetmiş mimarlar, belediye reisleri eliyle şehirlerimizin vecdini tüketti. Bizim neslimiz viran bir miras devraldı. Yıkmak kolaydır ama yapmak zordur."
Evet...
Bu güzel sözler Başbakan Erdoğan'a ait.
"Yaşanabilir ve Estetik Şehirler" başlıklı AKP 4. Uluslararası Yerel Yönetimler Sempozyumu'nda söylemiş bu sözleri.
Daha birkaç gün önce yapmış konuşmayı.
Şehirlerin, birkaç kuruş kazanma uğruna nasıl beton yığınları ile kaplandığından yakınıyor.
Böylece, Çocuklara nasıl bir çevre bırakıldığından hayıflanıyor.
-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sözlerine katılmamak mümkün değil.
Altına imza atmamak da öyle.
Ama gelin görün ki, Eskişehir'de Başbakan Erdoğan'ın söyladiği bu sözlerin tam tersi bir uygulama yapılmak üzere.
Hem de, kendisinin emrinde olan TOKİ tarafından.
Hem de...
Kendi partisinin Eskişehir'deki vekillerinin onayıyla oluyor bu iş.
TOKİ, yeni yapacağı Sazova Stadyumu karşılığında aldığı mevcut Atatürk Stadyumunun tamamını konut ve ticaret alanı yapıyor.
Buraya, lüks konutlar ve Alışveriş merkezlerinin yapımını tasarlıyor.
Ne "Eskişehir'in ortak değeri" olduğu umurunda ne de "Burada ki ruh"
Çocuklara bırakılacak çevre ise hak getire...
***
Mayıs ayının başında yazmışız bu yazıyı.
Atatürk stadyumun alanının ranta kurban edilmek üzere olduğunu belirtip,Biraz da iktidar partisinin Eskişehir'deki aktörlerine sitem göndermişiz yazıda.
Sonuç olarak da:
-"Bakın Başbakanınız ne söylüyor siz ne yapıyorsunuz" demeye çalışmışız.
Ancak.
Mayıs ayı başından bu güne her şey değişti.
Taksim ile başlayan süreç, Başbakanın tavrının da aslında yukarıda söylediklerini hayata geçiren bir tavır olmadığını ortaya çıkarttı.
Keşke Başbakan'ın Taksim gezi parkına bakış açısı sempozyumda söylediği sözler çerçevesinde olsaydı.
Keşke Başbakan sempozyumda ki düşüncelerini Taksim Gezi parkı için de dile getirebilseydi.
Böylece...
Hem ortaya düşünce ile uygulama arasında bu denli çelişki ortaya çıkmamış olacak, hem de tüm bu süreç yaşanmamış olacaktı...
-------------------------
Eski il başkanından cevap var....
Önceki gün bu köşede, hedeflediği koltuğa ulaşamayanların siyaseti noktaladığını hatta partisi ve partililerine diş biler hale geldiğine ilişkin bir yazı kaleme almıştık.
Eski il,ilçe başkanları ile eski Milletvekillerinin o yüzden ortadan kaybolduğunu dile getirmiştik.
DSP eski il başkanı A.Osman Dönmez bir mesaj göndermiş yazımızla ilgili. Söylediklerimize hak veriyor ama, bazı insanların da siyaset yapma zemini bulamıyor olmasının unutulmaması gerektiğinin altını çiziyor mesajında Dönmez.
Anladığımız kadarıyla, siyasette ilgililerin bilgisiz, bilgililerin de ilgisiz hale geldiği bir ortamın yaratıldığından yakınıyor.
İşte A.Osman Dönmez'in söyledikleri:
"Cumhuriyet'in, Atatürk'ün, ülkenin geleceğinin kimsenin umurunda olmadığını görüyorum. İnsanlarımız takım tutar gibi siyasi partileri destekliyorlar.
Siyasetle uğraşanlar at gözlüğü ile olayları görürken hayatında siyasi kitap okumamış ve herhangi bir eyleme katılmamış kişiler.
Türkiye bilgiye, ülke çıkarlarını öne çıkaran devlet adamı özelliklerine sahip siyasetçi yetiştiremediği sürece siyasi ve ekonomik sorunlarını halledemez gibi görünüyor.
Eskişehir'de yaşadığımız için şehrimizin özellikleri de var muhakkak ki.
Eskişehir'de ve solda maalesef insanlar birbirini çekemiyor.
Bu da solun sorunlarını çözmesini ve büyümesini engelliyor.
Siyasete girmeden önce bir sol partinin çaycısını bile sağ bir partinin milletvekilinden daha bilgili görürdüm. bu düşüncem değişti.
Sol ve Kemalistler kendilerini hiç yenilememişler.
Bizler yazınızın neresinde yer alıyoruz bu sizin ve halkımızın takdirleridir. Biz gönül rahatlığı içerisindeyiz. Birileri olumsuz değerlendirmelerde bulunabilir. Fakat biz Demokratik Sol Parti açısından ve Türkiye açısından doğru olanları yapmaya gayret ettik.
Birileri enayi olarak değerlendirebilir, birileri de bizim yaptığımız siyasetin ancak İskandinav ülkelerinde anlaşılabileceğini söylüyor."
------------------
Eskişehirspor'da eğer o üyeler oy kullanırsa...
Eskişehirspor'da genel kurula bir hafta kaldı.
Genel kurulda iki adayın yarışacağı biliniyor ama. Bu iki aday için kimlerin oy kullanacağı konusunda bilinmezlikler var.
Şöyle ki:
Bazı üyelerin aidatlarını yatırmadığı için oy kullanamayacağı söyleniyor.
Dahası...
Bunların kim oldukları da tam anlamıyla bilinmiyor.
Eskişehirspor kongresi ile ilgili başka bir konu da en son yapılan 67 üyenin seçimde oy kullanıp kullanamayacağı.
Yönetim "Kullanacak" derken, muhalefet "Kullanamaz" diyor.
-"Bunların oy kullanma yetkisi yok" diyen Dernekler masası, yaptırımı olmadığı için şimdilik sadece bu kadarını söyleyebiliyor.
Ancak...
Bu isimlerin kongrede oy kullanmaları halinde,itiraz edeceğini ve kongrenin tekrarlanması için gerekli müdahale içinde olacağını hissettiriyor.
Sonuç olarak...
67 ismin kongrede oy kullanması halinde bu iş karakolda ve mahkemede biteceğe benziyor.
Bunun da Eskişehirspor'a bir hayli zaman kaybettirip zarar vereceğini şimdiden görmek mümkün.
--------------------------
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Eczane Görevlisi:
-Hayır Beyefendi, burası eczane demiş.
Temel tamam demiş çıkmış. Yarın olmuş. Temel yine eczaneye gitmiş ve,
-Ula uşağum burada tavuk varmidur? demiş Eczane görevlisi:
-Aa daha ne kadar dicem burası eczane, eczane burada tavuk satılmaz! demiş. Temel yine tamam demiş çıkmış.
Yarın olmuş bizim Temel yine eczaneye gitmiş ve,
-Ula, uşağum burada tavuk varmidur? demiş. Eczane görevlisi çok sinirlenir ve,
-Burası eczane burada tavuk ne arasın gidin kasaba demiş.
Temelde;
-O zaman cama 'TAVUK YOKTUR' diye bir yazı asın demiş.
Eczane görevlisi o kadar çok sinirlidir ki Temelin bir daha gelmemesi için cama Temel'in söylediğini yazar. Yarın olur Temel eczaneye tekrar gelir ve derki:
Tavuk ne zaman gelicek?

Haberleri