Atışkan Otel'de yapılan basın toplantısında, MHP Genel Sekreteri Cihan PAÇACI, Kuzey Afrika'da yaşanan isyanların benzerinin, Türkiye'de yaşanmasından endişe ettiklerini söylendikten sonra, " Bu amaç doğrultusunda Güneydoğu'da bir isyan provası yapılmak isteniyor olabilir. Bu yüzden, hayli kritik bir süreç içerisindeyiz" sözleri dikkat çekti.
BDP Genel Başkanı Selahattin DEMİRTAŞ' da, terör örgütü PKK'nın sözde 'eylemsizlik' kararını bitirdiği yönündeki açıklaması karşısında endişeli olduklarını, Başbakan Erdoğan'ın derhal açıklama yaparak, somut adımlar atmasını istedi. Kürtlerin kendi elleriyle, kendi çözümlerini yaratacağını savunan Selahattin Demirtaş, "Bölge şu anda barut fıçısıdır. Patlama noktasına gelmiş, kimse bunun farkında değil. Bu insanlar bir gün bir yerde kesintisiz isyana başlarsa, kimse bunu durduramaz. Böyle bir patlama noktası biz görüyoruz. Ama bu nasıl bir toplumsal etki yaratır, doğrusu biz kaygıyla izliyoruz. Siyaset olarak çözüm arıyoruz." sözleri hiçte hayra alamet olmayıp, sivil itaatsizliiği adeta teşvik eder niteliktedir.
Türk-Kürt çatışması" nı, PKK' nin metropollerdeki bazı yanlış eylemlerine dayandıranlar yanılmakta ve hedef şaşırtmaktadır. İşler halkın kapışması noktasını götürülürse, Kürtler, bundan büyük zarar görür. Elbette Türklerde, büyük zarar görecektir. Ve işler onarılmayacak noktalara gidecektir. Filistinliler ile İsrailliler nasıl halk olarak bir arada yaşayamıyorsa, işler o noktalar kadar gidebilir. Devlet, bunun farkındadır. Ancak BDP ve bazı siyasiler hala bunun fakında değildir.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve yandaşları, Tunus' ta başlayan, Arap ülkelerini de içine alan, halk hareketten güç mü aldı bilinmez ama o ülkelerdeki hareketler, teokratik yönetimlere karşı yapılıyor. Oysa Demirtaşın, " Bu insanlar, bir gün bir yerde kesintisiz isyana başlarsa, kimse bunu durduramaz" sözleri ile etnik çatışmaya, zemin hazırlıyor.
Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde 40 civarında Kürt isyanı oldu. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlangıcındaki Kürt isyanlarından, bugüne kadar Ankara'ya, Kürt sorununu tanıması için baskı yapıldı. 1920 yılından 1938'e kadar gerçekleşen ondokuz Kürt isyanının ve 1978'den bugüne yaşanan, PKK terörünün hedefi aynıdır: Türk Devletine, bir Kürt sorunu kabul ettirip, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının parçalanmak, Bu senaryoların arkasında, hep batı ülkeleri oldu. Fatura ise Türk ve Kürtlere kesildi. Etnik nefret arttı, Güneydoğu bölgemizin kalkınmasının önünde, en büyük engel teşkil etti.
DTP'li Hasip Kaplan, "Sınır ötesi operasyon olursa halklar arası savaş çıkar","Oruç, Başbakan'ın kafasına vurmuş ne dediğini bilmiyor" ve "Bizi meclisten kovmak istiyorla, bizim arkamızda Cudi var" diyerek adeta tehdit etmişti.
TV'de, Can Dündar'ın programına katılan AKP Diyarbakır Milletvekili M. İhsan Arslan, sınır ötesi operasyona, bölgenin ve AKP'nin bakışını aktarırken, operasyon yapılırsa, "İçeriden de büyük tepki gelecek. İstanbul, İzmir, Antalya, Diyarbakır'daki tepkiler hesap edilmeli" demişti.
Öte yandan, Sivil itaatsizlik eylemleri ile terör yan yana, birlikte hak arama yöntemi olarak kullanılamaz ama BDP 'nin, boykot çağrıları, aynı zamanda PKK terörünün alternatifi gibidir.
Öte yandan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, " Türkiye kamuoyu şunu iyi bilmelidir. AKP, 8 yıllık iktidarı döneminde, kesinlikle hiçbir dönem barış konusunda samimi davranmamıştır. Sadece kendi oyunu arttırabilecek, kendi egemenliğini güçlendirebilecek bir zemin yaratmak için kullanmıştır." sözleri, AKP' ye karşı yapılmış haksızlıktır. Çünkü AKP iktidara geldiği günlerde, Abdullah Öcalan' a, "SAYIN" demek suçtu. Bugün hapiste olmasına rağmen, devletle pazarlı edebiliyor. Hatta etnik kahraman olarak tanımlanıyor. PKK ve yandaşları istedikleri gibi konuşuyor, hatta devleti tehdit edebiliyorlar.
BDP, sivil itaatsizlik eylemleri ile devleti tehdit ediyor ama bu itaatsizliğin ülkede kaos yaratacağını ve faturanın da sivil itaatsizlik yapanlara çıkartılacağını da göz ardı ediyor. Elbette sivil itaatsizlik, şiddete başvurulmayan bir protesto biçimidir. Ancak BDP Genel Başkanı DEMİRTAŞ, "kesintisiz isyana başlarsa, kimse bunu durduramaz" sözleri ile adeta isyanla Türk devleti ve kamuoyunu, tehdit ediyor.
Türkiye'de, yaşayan herkes, özellikle de DTP ve diğer siyasiler, artık gerçekleri görmelidir. Çerkezler, Lazlar, Türkmenler, Gürcüler, Yörükler, Boşnaklar, Arnavutlar, Makedonlar, Kürtler, Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyetine oluşturmuşlar, kız alıp, vererek akraba olmuşladır. Bu birlikteliği bozanlar, bu insanlarımıza karşı ihanet içindedir.
BDP, Tunus'ta başlayan, diğer Arap ülkelerine de sıçrayan halk hareketinden, güç mü aldı bilinmez, kesintisiz isyandan bahsediyor. Oysa çağımızda, sorunlar, isyanla değil diyalogla çözülür. Ayrıca bugüne kadar, bu tür eylem ve isyanların, hüsranla bittiğini ve "KESKİN SİRKENİN DE KÜPÜNE ZARAR VERDİĞİNİ" de unutuyor.
KESKİN SİRKE KÜPÜNE ZARAR
Atışkan Otelde yapılan basın toplantısında, MHP Genel Sekreteri Cihan PAÇACI, Kuzey Afrikada yaşanan isyanların benzerinin, Türkiyede yaşanmasından endişe ettiklerini söylendikten sonra, " Bu amaç doğrultusunda Güneydoğuda...