Kılıçdaroğlu "Önseçim mi..? olabilir?"

Tepebaşı Belediyesi'nin Ankara'ya kültür gezileri düzenliyor.
Düzenlenen gezilerin güzergâhında Meclis, Anıtkabir, Hacı Bayram Camii ile Beypazarı var.
Gezinin şüphesiz en ilgi çeken yeri şüphesiz Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Diğer yerler her zaman görülebilinir ama Meclis öyle herkesin sıklıkla gidebildiği bir yer değil.
Mecliste önce Eskişehir'den gidenler bir toplantı salonuna alınıyor.
Bu salonda Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer birer konuşma yapıyorlar Eskişehir'den gelenlere.
Ardından...
CHP'nin Milletvekili ve yöneticileri gelip, Eskişehirli heyet ile sohbetler ediyor, onların sorularını yanıtlıyor.
Mecliste yenilen yemeğin ardından ise, CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuştuğu CHP grup toplantısına geçiliyor.
Bu defa da aynısı oldu.
Eskişehir'den gelen heyet, CHP Meclis grup toplantısına katılıp CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun grupta yaptığı konuşmayı dinledi.

TEPEBAŞI'NIN BU GEZİLERİ ÖRNEK OLMUŞ

Daha önce de tanık olduğumuz için ilk dikkatimizi çeken CHP meclis grup toplantısına katılan izleyici sayısının bir hayli fazla oluşuydu.
Oradakiler, grup toplantısına katılımın artmasını, Tepebaşı Belediyesi'nin başlatmış olduğu meclis gezilerine bağlıyor.
Tepebaşı Belediyesi'nden sonra, çevre ilçe ve illerin Belediyeleri tarafından meclis grup toplantısına benzeri geziler düzenlendiğini, bu nedenle de CHP meclis grup toplantılarına vatandaş katılımının bir hayli fazlalaştığını ifade ediyor.
Bu CHP li Tepebaşı Belediyesinin CHP'ye katkısı açısından önemli.

MECLİSTE KILIÇDAROĞLU TARAFINDAN AĞIRLANMAK
Mecliste Kılıçdaroğlu'nun grupta yaptığı konuşmayı dinleyen ve aralarında kadın-erkek, genç-yaşlı yüze yakın Eskişehirli, bunun hemen ardından Kemal Kılıçdaroğlu'nun mecliste bulunan makamına gidiyor.
Grup toplantısının yapıldığı yer zemin katta.
Bir üst katta Başbakanlık, onun üzerinde de Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP meclis yöneticilerinin bulunduğu kat var.
Eskişehir heyetinde yer alanlar sıra halinde Kılıçdaroğlu'nun makamına giriyorlar.
Kılıçdaroğlu herkesin tek tek elini sıkıyor.
Sonra kısa bir konuşma yapıyor gelenlere.
Ardından da toplu bir fotoğraf çekimi.
Koridor, Türkiye'nin her yerinden randevu alarak gelen kişi ve heyetler tarafından dolu olduğu için ziyaret olabildiğince kısa tutulmaya çalışılıyor.

AYAKÜSTÜ GÖRÜŞÜYORUZ KILIÇDAROĞLU İLE...

Eskişehir heyeti çıkarken, ayaküstü de olsa görüşme imkanı buluyoruz CHP lideriyle.
Bir yandan dışarıda bekleyen heyetleri düşünüp, diğer taraftan kısa kısa birçok soru sormanın hesabını yapıyoruz.
Sorduğumuz sorular üzerine anlatmaya başlıyor CHP lideri.
Türkiye'nin terör ve ekonomik sıkıntı sarmalı altında olduğunu söylüyor.
Ülkeyi yönetenlerin bu iki konuda da fena çuvalladığını anlatıyor uzun uzun.
Ardından da...
Her geçen gün artan umutsuzluğa rağmen bu ülkede yaşayanlara umut olmaya devam edeceklerini söylüyor.

ÖNSEÇİM Mİ?

Ülke meselelerinin ve genel siyasetin ardından lafı Eskişehir'e getiriyoruz.
CHP'nin Eskişehir'de en son 20 yıl önce önseçim ile aday belirlediğini, Eskişehir'de aday belirlemenin ön seçimle yapılıp yapılmayacağını soruyoruz Kılıçdaroğlu'na.
Bunu söylememizle birlikte Kılıçdaroğlu'nun bir anda gözlüğünü düzeltmesini, şaşırma refleksi olarak algılıyoruz.
O anda gazeteci Vedat Alp "20 yıldan da fazla. En son Eskişehir'de önseçim 1991yılında yapılmıştı. Tam 25 yıl olmuş" diye düzeltiyor söylediğimizi.
Bunun üzerine...
Kemal Kılaçdaroğlu, yüzündeki hafif bir gülümsemeyle birlikte "Olabilir" cevabı veriyor.
Başka da bir şey söylemiyor konu ile ilgili.
Biz ise, Kılıçdaroğlu'nun "Olabilir" şeklinde verdiği cevabı:
Kılıçdaroğlu bu "olabilir" sözünü acaba 'Eskişehir'de önseçim olabilir' anlamında mı?
Yoksa
"CHP Eskişehir'de 25 yıldır ön seçim yapmıyor" sözümüz üzerine "Evet 25 yıldır Eskişehir'de ön seçim yapılmıyor" anlamında mı söylediğine bir türlü karar veremiyoruz...

***

Odunpazarlı olduğunu bilir miydiniz?
Gazeteci Hakkı Devrim dün vefat etti.
Türk dilini en iyi kullanan gazeteciydi Hakkı Devrim.
Kabataş lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi'nden mezun olmuş, 1952 yılında da önce radyoculuk ardından gazeteciliğe başlamıştı.
Bir süredir kanser tedavisi görüyordu ve dün ölüm haberi geldi.
Çoğu kişi bilmez ama, Hakkı Devrim Eskişehir Odunpazarı doğumluydu.
Babası Ruhi Bey Eskişehir'e tapu müdürü olarak atandıktan bir müddet sonra, Odunpazarı'nda ki evlerinde dünyaya gelmişti.
Babasının memur olması nedeniyle pek çok şehri dolaştı.
Uzun yaşamına pek çok şey sığdırdı Hakkı Devrim.
Dün de yaşama veda etti.
Önemli bir gazeteci meslektaşımızı kaybettik dün.
Aynı zamanda...
Eskişehir Odunpazarı doğumlu olan bir hemşerimizi yitirdik.
Ruhu şad olsun.

***

Halil Ünal'ın başarılı olmasını niçin istiyoruz?

Halil Ünal'ın başarılı olmasını niçin istiyoruz?

Herkesin malumu...
Halil Ünal ile Mesut Hoşcan birlikte yola çıktı...
Biri başkan, diğeri ikinci başkandı.
Sonra ayrıldılar...
Halil Ünal başkan olarak kaldı, Mesut Hoşcan istifa etti.
Halil Ünal'ın yanında kalanlar ile Mesut Hoşçan ile gidenler iki ayrı grup oluşturdu.
Bu arada...
Mesut Hoşcan aday oldu...
Ardından da başkanlık koltuğuna oturdu.
İşte bu süreçte Halil Ünal'ın yanından ayrılıp, bir anlamda Halil Ünal'a kazık atıp, Mesut Hoşcan'ın yanına geçenler vardı.
İşte o kazık atanlar, kulüpte işler kötüye gidince, yani Mesut Hoşcan çuvallamaya başlayınca, bu kez Mesut Hoşcan'a kazık atıp, ilk kazık attıkları Halil Ünal'ın yanına gitti.
Sizin anlayacağınız...
İki kişi arasında üç kez yer değiştirdi bu insanlar.
Son derece maharetli olmalılar ki her gittikleri yerde rahatlıkla pozisyon alıverdiler.
Ne Halil Ünal ne de Mesut Hoşcan:
-"Bu ona kazık atıp benim yanıma geldi, yarın bana da aynı kazığı atar" diye düşünmedi.
Her ikisi de kerameti olmayan bu insanlara resmen keramet yükledi.
O yüzden Halil Ünal"ın kulüp başkanlığında başarılı olmasını istiyoruz.
Yanlış anlaşılmasın sakın.
Halil Ünal'ın başarılı olmasını elbette Eskişehir ve Eskişehirspor açısından istiyoruz tabii.
Ama en çok da...
Bir oraya bir buraya giden, gittiği yer yerde gittiği yere kazık atan insanlar için başarılı olmasını istiyoruz Halil Ünal'ın.
Yoksa...
Bu insancıklar, bir oraya bir buraya koşturmaktan telef olacaklar.
Yazık onlara...