Seçim: önemli stratejiler ortaya konularak kazanılan bir yarış.
Aday isimlerinden tutun da, şehrin taşıdığı özelliklere uygun proje ve stratejiler geliştirmeye kadar bir çok yöntemin uygulanmasını zorunlu kılan da bir yarış.
Ancak...
Görünen o ki, Eskişehir'deki partilerin "Seçimi nasıl kazanırız?" gibi bir derdi yok.
Çünkü...
Zaten hepsi, seçime kazanmış gözüyle bakıyor.
Seçime "Garanti" gözüyle bakıldığı için de, aday ismiymiş, seçim stratejiymiş kimsenin umurunda değil.
Bakın CHP'ye...
Üç Belediye de çantada keklik.
Büyükşehir ve Tepebaşı adayları şimdiden belli olduğu için, garanti görülen Odunpazarı adeta yarış alanına dönmüş.
Büyükerşen'e pek de yakın olmayan bir grup:
-"5 yılda bir gelen bu fırsatı kaçırmama" derdinde ve şansını sonuna kadar kullanma çabasında.
Büyükerşen'e yakın olan bir grup ise:
-"Fırsat bu fırsat. Hazır Büyükerşen'in de desteği varken bu işi bitirmeliyiz" düşüncesinde.
İktidar Patisi'nde ki durum da CHP'den farklı değil.
Hiç kimsenin aday ismi üzerinde enikonu düşündüğü yok.
Seçimin kimle alınacağından çok, "Benim istediğim isim aday olmalı" çabası var.
Sonuç olarak...
Her iki tarafta da, "İstemediğim aday başkan seçilecekse, istediğim aday seçimi kaybetsin daha iyi" gibi son derece bencil ve mantıksız bir düşünce peşinde koşuluyor.
Aslına bakarsanız...
Bunun tek nedeni, partide kendilerini karar verici pozisyonunda görenlerin seçim sonrası olabilecekleri hissediyor olmaları.
Galiba şöyle düşünüyorlar:
-" Eğer seçim kazanılacaksa, seçimi kazanan aday, benim istediğim aday olmalı. Eğer benim istemediğim isim aday yapılırsa, seçimi kaybetsek de olur"
Bu nedenle, şuna emin olun ki:
Partiler içinde ki çoğu insan (buna karar verici pozisyonunda olanlar da dahil) seçimin partisi tarafından kazanılıp kaybedilmesi ilgilendirmiyor.
Tek ilgilendikleri "Ben aday olacak mıyım?", "Benim istediğim isim aday olacak mı?" dan ibaret.
.......
Alper Galatasaraylı yattı, Fenerbahçeli kalktı...
-Eskişehirspor'un gözde futbolcusu Alper Potuk ile ilgili transfer dedikoduları çıkıyor.
-Aynı dedikodular daha önceki sezonda da çıkmış, bunun sonucunda Alper uzunca bir süre kendine gelememişti.
Sonrasında...
-"Alper bu sezon mutlaka bir yerlere gider" denilmeye başlanıyor.
-Önce Fenerbahçe'ye gideceği konuşuluyor.
-Fenerbahçe seyircisi Eskişehirspor maçında Alper'e ağza alınmayacak küfürler ediyor.
-Bunun üzerine herkes "Alper FB ye nasıl gidecek?" diye sormaya başlıyor.
-Fenerbahçe yönetimi ise, Alper ile ilgilenmediğini resmi sitesinden açıklıyor.
-Durum böyle olunca, gözler Galatasaray'a çevriliyor.
-Halil Ünal ile Ünal Aysan oturup Alper pazarlığı yapıyor.
-Bu pazarlık sonrasında Galatasaray Alper ile ilgilendiğini bildiriyor.
-Alper tam da Galatasaraylı olmuşken, ne oluyorsa oluyor.
-Alper'i Fenerbahçe alıyor.
-Galatasaray Başkanı "Hâlbuki el sıkışmıştık. Demek bu işler böyle oluyor" diyor.
-Galatasaraylı yönetici Albayrak "Halil Ünal bana ligde kalmamız lazım. Sonra konuşalım" dedi açıklaması yapıyor.
-Dahası, Alper'in bizzat kendisine "Galatasaray'a gelmek istiyorum" dediğini söylüyor
-Alper, hiçbir şeyden habersiz Galatasaraylı yatıp, Fenerbahçeli kalkıyor.
Tüm bu olağanüstü gelişmeler siyasette olur zannediyorduk.
Meğer, futbolda dönen dolaplar, siyasette yaşananları çoktan geride bırakmış...
.......
Sakallı ile Afet riskli
bölgelerin geleceği sohbeti
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı'ya, Eskişehir'de afet riskli bölgeler ilan edilen yerleri sorduk.
Afet riski taşıyan bölgeler arasında, Odunpazarı Belediyesi sınırları içinde kalan yerlerin de bulunduğunu söyledi önce.
Ardından da...
Bundan sonrasının Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda olduğunu dile getirdi.
Sürecin nasıl sonuçlanacağını sorduğumuzda ise...
-"Bugüne kadar nasıl sonuçlandıysa öyle sonuçlanacak. Yani hiçbir şey olmayacak" diye cevap verdi.
Bu sözlerden ne çıkartmamız gerektiğini sorduk bu kez.
Önce Sümer Mahallesi, ardından Gündoğdu örneğini hatırlatan Burhan Sakallı;
-"Sümer Mahallesi'nin bir bölümünü imara açmak istemiştik. Bunu herkes hatırlayacaktır. 5 Binlik planların Büyükşehir, Binlik planların da Belediyemiz tarafından yapılması gerekiyordu. Büyükşehir 5 Binlik planları yapmayıp, bizim yapmamızı istedi. Biz de oturup hem 5 Bin, hem de binlik planları tamamlayıp Büyükşehir'e gönderdik. 13 aydır hiçbir haber yok. Planları değerlendirip bir türlü meclislerine getiremediler. Keza, Gündoğdu Mahallesi'nde, Çevreyoluna paralel planlama hazırlığı yaptık. Buna da engel oldular. Hâlbuki engel olunmasaydı Gündoğdu'da dönüşüm belki de tamamlanmış olacaktı." Diyor.
Eskişehir'de, büyükşehir belediyesi tarafından Kentsel Dönüşüm uygulanacak alanlar belirlendiğini de hatırlatıyor Burhan Sakallı.
-"belirlenen hiçbir yerde çalışmalar başlatılmadı. Ama bu belirlenen bölgelerde ruhsat dahi verilemiyor."diyerek, zamanın boşa geçmesinden ve yaratılan mağduriyetten yakınıyor.
Son söz olarak da...
-"Bakanlığın Afet riski taşıyan bölgeler olarak ilan ettiği alanlarda da bir değişim ve dönüşüm olmasını beklemiyorum. Çünkü, büyükşehir belediyesi bünyesinde bu tür konulara hakim, deneyimli bir teknik kadro yok. Sizin anlayacağınız, söz konusu bölgeler Afet riskli bölgeler olarak kalmaya devam edecektir" diyerek tamamlıyor sözlerini.
.......
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Bir şirketin patronu, çalışanları tarafından ciddiye alınmamaktan muzdarip,içi içini yiyor, kendine çok kızıyormuş.
Saygısız çalışanlarını uyarmak için bir gün şirketine, elinde koca bir tabelayla gelmiş.Tabela da:
- Burada Patron Benim!
Tabelayı kapısının üzerine asmış ve bir süre sonra da iş yemeği için dışarı çıkmış.
Tekrar işyerine geldiğinde, kapısına astığı tabelanın üzerinde şöyle bir not bulmuş:
- Eşiniz aradı, tabelasını geri istiyormuş!..
Kimsenin "Seçimi nasıl alırız" endişesi yok anlaşılan...
Seçim: önemli stratejiler ortaya konularak kazanılan bir yarış.Aday isimlerinden tutun da, şehrin taşıdığı özelliklere uygun proje ve stratejiler geliştirmeye kadar bir çok yöntemin uygulanmasını zorunlu kılan da bir yarış.Ancak
Görünen...