Kişilik ve Gıybet

Anlamlı bir anlatıştır: “Silgi kullanmadan yaptığımız tek resim, kendi yaşamımızdır.” Bir Latin atasözü ise “Yanılmak ve hata yapmak, insan içindir” der.

Anlamlı bir anlatıştır: “Silgi kullanmadan yaptığımız tek resim, kendi yaşamımızdır.” Bir Latin atasözü ise “Yanılmak ve hata yapmak, insan içindir” der. Eğer yanlışlarınızın farkına varıyor ve bunlardan gerekli dersleri çıkarabiliyorsanız; bu durum, bir gelişmeyi işaret eder. İnsan, yaşadığı olumsuzluklardan ve başarılardan kendisine pay çıkarmalı, doğru dersleri almalı. Mevlâna, “Unutmayın;” der, “bugün üzerine bastığınız otlar, yarın toprağınızın üzerinde yeşerecek.” Yaşamdan dersler çıkarırken; alışkanlıklarımızın, kötü huylarımızın, ihtirasın, bencilliğin ve gıybetin esiri olmaktan da kendimizi kurtarabilmeliyiz.

Gıybet; bir kimseyi arkadan çekiştirme, kötüleme, yerme ve kovuculuk demek… Bazı insanlar yaşadıkları hatalardan arınmak için başka insanlar hakkında gıybet etmeye ve dedikodu yapmaya yönelirler. Başkalarını karalama yolu ile kendilerini aklamayı denerler. Gıybet ve dedikodu, duygusal ve zihinsel zafiyetler nedeniyle yaşamdan doğru dersler alınamadığının en belirgin işaretlerinden biridir.

Hazreti Ali’nin sancaktarı Adiy bin Hatem, “Gıybet, alçakların otladığı bir otlaktır” der. Pek çok insanın “Gençlerle Başbaşa” isimli kitabıyla tanıdığı hukukçu ve siyasetçi Ali Fuat Başgil ise bu konudaki düşüncesini şu sözlerle ifade etmiştir: “Başkasının arkasından konuşmak, korkaklığın en iğrenç şeklidir.”

Ünlü Alman şairi Goethe’nin de ders veren sözleri var: “Her çeşit dedikodunun temeli, öncelikle kıskançlıktır. Bu nedenle değil mi ki, umutları boşa çıkmış insanlar, bilgiçlik taslamaya ve rezil etmeye, keyfi yerinde olanlardan daha yakındırlar?”

Yaşamımızda hatalar olabilir. Bunları düzeltmeye çalışmak için kendimize çeki düzen vermeyi denemek de insancadır. Yine ünlü bir özdeyişin ifade ettiği gibi; “Yanılgı insanlar içindir. Ama silginiz, kaleminizden önce bitiyorsa, biraz fazla yanlış yapıyorsunuz demektir.”

Kendi yanlışlarımızın farkına varmamıza vesile olan kimi gelişmeler olur. Bazen bir olayın gelişmesi ile birlikte kendimizde bazı düzetme ihtiyaçlarının farkına varırız. Kimi zaman bir dost nasihati silkinip kendi kimliğimize dönmemiz konusunda bize işaret verir. Önemli olan, bu işaretleri algılayıp kendimizde ve yaşamımızda gerekli yenileşme ve değişmeleri yaratabilmektir.

İnanınız; dünyada kaç tane insan varsa, o kadar yaşam modeli ve kurallar manzumesi var. Bir insanın doğruları, bir başkası için yüzde 100 geçerli olmayabilir. Bu nedenle; aynı olayı ya da süreci yaşayan iki kişinin, yaşananlar hakkındaki değerlendirmeleri çok farklı gelişebiliyor. Ortak yaşamda olumsuz kabul edilen bir noktaya gelinmesi durumunda, bu durumu bilgece karşılayıp doğru dersleri almaya çalışan olduğu gibi, karşısındakini ‘günah keçisi’ kabul ederek dedikodu yapıp gıybet etmekten geri durmayan da olabiliyor. Hakkında dedikodu yapılıp gıybet edilen için bir atasözümüz adeta cevap gibidir: “Ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz.”

Yaşamın başlangıç ve sonları yoktur. Sadece biz, öyle olduğunu kabul ederiz. Yaşam, akıp giden bir süreçtir. Kendi bildiği gibi ilerler. Onu değiştirmek için çabalarımız, kimi zaman etkili olur, bazen değişimde bir faktör olamayız. Bu akışta yolumuzun kişilerle çakıştığı olur. Kimiyle uzun yürürüz. Bazıları ile yolumuz bir süre sonra ayrılır. Yolculukların çakışması kadar yolların ayrılması da olağandır. Elbette yol ayrılıkları zordur; ama ayrılıklar da yol arkadaşlıkları kadar olağandır. Her ikisini de uyum, saygı ve akılla karşılamak gerekir.

Derler ki; herkesin üç kişiliği vardır. Birincisi; kişinin dışarıya görünen kişiliğidir. Kişi, herkesin kendisini öyle (bu kişiliğiyle) tanısın ister. İkincisi, kişinin gerçekten sahip olduğu kişiliktir. Kişi, bunun farkında ya da değildir. Üçüncüsü ise kendisinin sahip olduğunu sandığı kişiliktir. Genelde dedikodu ve gıybetin arka planında bu kişilikler arasındaki uyumsuzluk vardır. Haksız bir eleştirinin ve zalim bir karalamanın arkasında çoğu zaman bu yaman kişilik uyumsuzluğunun olmasını pek şaşırtıcı bulmuyorum. Kendi olup kendi gibi görünen ve kendinin farkında olan insanlar ise gıpta edilecek örnekleri oluşturuyorlar.

Güncel Haberleri