Kıyamet, kıyam etme ve ara kıyamlar ve alametler-1

Kıyamet kelimesi, köken olarak değişmek, uyanmak, bilgilenmek, yenilenmek anlamlarındaki kıyam etmek kelimesinden türemiştir. Kur'an'da kullanılan geniş anlamı ile Enbiya-104, Mutaffifin-4-6 ve Nisa-87. ayetlerde belirtildiği gibi, dünya okulunun bir döneminin sonlanması, yıkılıp yeniden yapılandırılması ve eğitim için yaratılan ÖĞRENCİ RUHLARIN hesap vermek üzere mahşerde toplanması demektir.

Enbiya-104. Ey insanlar Beşerler/! Şunu iyice biliniz ki, kıyamet koptuğu gün, göğü kitap sayfaları gibi katlar, darmadağın eder, daha sonra onu yaratılışın ilk durumundaki haline tekrar döndürürüz. Böylesi bir son ve yenilenme, vaat ettiğimiz bir değişimdir. Biz, verdiğimiz sözü mutlaka da gerçekleştiririz.

Mutaffifin-4-5-6. İnsanları herhangi bir konuda aldatıp menfaat sağlayanlar, mahşer gününde hesap vermek için tekrar diriltileceklerini /ba's edileceklerini ve o gün tüm İnslerin /Öğrenci Ruhların, Rabbin huzurunda toplanacaklarını hiç zannetmiyorlar mı?

Nisa-87. Ve şunu da iyice bilin ki, O öyle bir Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Gerçekleşmesinde asla kuşku olmayan kıyamet gününde de sizleri huzurunda hesaba çekmek üzere bir araya toplaya­cak olandır. Zaten kıyamet günü için Allah'tan başka doğru sözü /hadisi kim söyleyebilir ki?

Yıkılıp yeniden yapılanmalı kıyametin 4 farklı çeşidi olduğunu düşünüyorum:

  1. Evren'in tamamının en son kıyamet olarak yıkılıp yeniden yapılanması ve en son Mahşer
  2. Sadece Dünya'nın ve ilk gökyüzü ile buradaki Güneş, Yıldızlar ve gezegenlerin jeolojik yıkımlı kıyameti ve son ara Mahşer
  3. Dünya’nın yeniden yapılandırılmasına sınırlı ara jeolojik lokal mahşer
  4. Genel değil de bölgesel yıkımlı doğal afetli toplu veya bireysel yok edilme (ölüm) ve toplu veya bireysel ara Mahşerler.

Herhangi bir konudaki değişim, bilgilenme, farkındalık hali ise Kıyam etme demektir.

Tekviyr-1-7. ayetlerde ikinci Kıyamet şeklindeki olaylar tarif edilmiştir. Bu sırada 7 katlı gökyüzünün ilk katı ve dünyanın jeolojik yıkımı ve yeniden yapılanması şeklindeki değişim gerçekleşmektedir.

Tekviyr-1. Güneş dürülüp ışığı gittiğinde. 2. Yıldızlar düşüp söndüğünde. 3. Dağlar parçalandığında /yerle bir olduğunda. 4. En kıymetli varlıklar /mal, servet, yakınlar terk edilmek zorunda kalındığında. 5. Yabani hayvanlar bile korkudan bir araya toplandığında. 6. Denizler fokur fokur kabardığında /taştığında. 7. İnsanlar /öğrenci Ruhlar, hesap vermek üzere bir araya getirildiğinde /toplandığında.

Bu Jeolojik yıkımlı yapılanma ve dünya eğitim okulunun yeni bir eğitim dönemine başlaması döngüsü, Mearic-4-7’ye göre her 50 bin yılda bir tekrarlanmaktadır.

Mearic-4. Ve O Allah ki, Meleklerin ve Ruh'un, kendisine Dünya zamanı ile her elli bin yılda bir gün, huzuruna çıktıkları Allah’tır.

Mearic-7. Halbuki Biz, kıyametin mutlaka geleceğini yakın görüyoruz. Çünkü bizim için 50 bin yıl bir gün gibidir.

Bu işlemde 8 meleğin görevli olacağı ve kıyamet vaktinin sadece bunlara bildirileceği Hakka-17. ayette belirtilmiştir.

Hakka-17. Tüm Melekler Dünyanın bu yıkılışına gözcülük yapacak ve onların üzerinde daha yetkili olan sekiz üst görevli ise, bulundukları idare merkezinden /Arş’tan o gün Rabbin izniyle bu eylemin bütün sorumluluğunu üstleneceklerdir.

Gökyüzünün ilk tabakasına sınırlı olan yıkımlı ve yeniden yapılandırılmalı Son ara ve Kıyametli Mahşer toplantısının her 50 bin yılda gerçekleşmesi için geçen sürede, Dünya okulundan mezun olamayanlar, diğer bir ifade ile Meleklik Diploması alamayanlar, bu jeolojik yıkımlı son ara Mahşer ile değerlendirmeye tabi tutulmakta ve ilâhî gerçekler açıklanmaktadır. İşte bugün de Din Günü demektir.

Saffat-20. Ve "Eyvah halimize! Demek ki bugün, hesap verme /din günüdür" diyerek telaşlanacaklar. 21. Biz de; "Evet, işte bu, sizin yalanlamış olduğunuz hesaba çekilme günüdür" diyeceğiz.

İnfitar-15-16. Ve bütün gerçeklerin ortaya çıkarılacağı hesap günü olan Din Gününde, oraya girmekten kurtulamayacaklar.

İlk gök tabakasına sınırlı olan ve her 50 bin yılda tekrarlanacağı belirtilen son ara Kıyamet ve Mahşer sırasında olan yıkımı takiben yeniden yapılanma olduğuna İbrahim-48 ve Enbiya-104. ayetlerde değinilmektedir.

İbrahim-48: O gün yeryüzü başka bir yeryüzüne dönüştürülür, gökler de.

Yaratılış prensipleri ile yaşama ilişkin temel prensipler dışında her konunun projeye uygunluk, zamanlama ve devamlılık bakımından dinamik, yani değişken özellikte olduğunu anlıyoruz.

Hud-104. Biz o kıyamet gününü, bu geçici dünyanın belirlenmiş süresi /eğitim okulu oluş görevi bitinceye kadar erteliyoruz /bekletiyoruz.

Ahzab-63. Ey Peygamber! ….Onlara de ki: "Saatin /kıyametin vakti sadece Allah'ın bilgisi dahilindedir. Bilemezsin ki, bir bakarsın yakın zamanda oluverir".

Elli bin yıllık süre içinde henüz Dünyada iken Vahiy kitaplarında bildirilen ilâhî bilgileri anlama aşamasına geliş, son ara Kıyametli Mahşer öncesi ara din günü ve kıyam etme, bilgilenme, bilinçlenme ve uyanış günü olmaktadır diye düşünüyorum. Ve bugüne henüz dünyada iken varışın ancak uzay, yeryüzü ve nefslere ilişkin bilimsel bilgilerle sağlanabileceği Fussilet-53. ayette açıklanmıştır.

Fussilet-53. Kur'an'ın gerçek olduğunu ve varlığımızın belirti ve belgelerini, hem kendi nefslerinin /vücutlarının mükemmelliğini anlayınca, hem de uzayı /evreni çözdüklerinde insanlara zaten göstereceğiz. Böylece Rabbin her şeyi kuşatmış olduğunu ve her şeyde bulunduğunu görmeleri /öğrenmeleri, onların iman etmeleri için yeterli değil mi?

Elli bin yıllık süre içinde dünya okulunda yaşamakta olanların durumu sürekli değerlendirilmekte ve henüz Dünya'da iken toplu ve bireysel ödül ve ceza olan karşılıklar başlatılmaktadır.

Secde-21: Belki dönüp yola gelirler diye, mutlaka onlara o büyük azaptan (Kıyametten) ayrı olarak, daha yakın azabı da tattıracağız.

A'raf-32. Ey Peygamber! İnsanlara şunu sor; "Allah'ın, kulları için yaratıp uygun gördüğü ziynet eşyalarını ve tertemiz rızkları kim haram edebilir?". Ve şunu açıkla; "Verdiğimiz ziynetler ve temiz rızklardan /hak gaspı olmaksızın elde edilen helal kazanımlardan, iman etmiş olanlar için bir kısmı Dünyada, daha fazlası da kıyamet gününde olacaktır". İşte Biz buyruk­larımızı /ayetlerimizi, öğrenmek isteyen bir toplum için en ince ayrıntısına kadar böyle açıklarız.

Yaşamımız sırasında yapılmakta olan puan değerlendirilmesine göre ölüm anları farklı olmaktadır.

Vakıa-88. Eğer o can çekişen, olumlulukta önde olup, mahşerde de önde yer alıp Bana yakın olmayı hak edenlerden ise, 89. Onu rahatlık, güzel rızk ve Naiym Cennetleri beklemektedir. 90. Eğer o can çekişen, yine neşe içinde ve kutlanarak karşılanan ve mahşerin sağ tarafına alınacaklardan ise, 91. Sağ taraf ehlinden olması nedeniyle ona da, "selâmün leke /sana selam olsun" denecektir.

Fussilet-30. "Tek Rabbimiz Allah'tır" diyerek iman eden ve dosdoğru yolu iz­leyenlerin ölümleri anında Melekler yanlarına gelecekler ve "Korkmayın, üzülmeyin, sizi vaad edilmiş olan Cennetle müjdeliyoruz,

Nahl-28-29. Bildirdiklerimizi inkâr ederek küfre sapmış olup, kendi nefslerine zulüm edenlerin canlarını Melekler alırken can havli ile "Biz kötü herhangi bir şey yapmıyorduk" diyerek hemen savunmaya geçerler. Melekler de "Hayır, Allah sizin tüm amellerinizi çok iyi bilendir ve muhkem /değişmez amaç hükümlerimize uygun olmayan olumsuz amellerinizin karşılığı olarak, içinde sürelerce kalacağınız Cehennemin kapısından gireceksiniz. Kibirlenenlerin yeri ne kötüymüş" diye onlara yaptıklarını yüzlerine vuracaklar.

Henüz Dünya'da yaşamakta iken başlatılan ödüller, nimetler ve sevindirici durumlar, cezalar ise azap, sıkıntı halleri ve kayıplar şeklinde gerçekleşmektedir.

Ayrıca bu 50 bin yıllık süre zarfında ilâhî gerçek bilgileri anlama ve bilinçlenme dediğimiz kıyam edenler veya anlayamayanlar, yani kıyam edemeyenler için Cennet ve Cehennem sürekli aktif durumda ve ölenlerin Ruhları için dünya sonrası eğitim yerleri veya Islah yerleri olarak işlevdedirler diye düşünüyorum (Hud-105-107).

Hud-105. O hesaplaşma gününde, Allah'ın izni olmadan hiçbir nefs konuşamaz. O gün bir araya toplananlardan bir kıs­mı mutsuz ve bin pişman, bir kısmı da mutludur. 106. Mutsuz olanlar Cehennemdedir. Onların Cehennemde öy­lesine korkunç nefes alışverişleri vardır ki, ıstırap içinde sızlanır ve inleyip dururlar. 107. Cehenneme özgü gökler ve yaşam yeri devam ettirildikçeonlar da orada devamlı kalacaklardır. Ancak Rabbin uygun buldukları, yani oradaki eğitimi başaranlar hariç. Şüphesiz Rab, konulmuş olan ezeli ve ebedi evrensel kurallara göre yapılması uygun olanları belirleyip gerçekleştirendir.

Haftaya kaldığım yerden devam etmek üzere sağlıklı kalın. İnşallah…

NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız inşallah artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", "KUR'AN'IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR”, “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”, “HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ” ve “KUR’AN-İNCİL-TEVRAT ORTAK OLAN VE OLMAYANA MUHKEM KURALLAR”

Güncel Haberleri