Türkiye’de deprem yine büyük bir felaket yarattı.
Felaketle birlikte gözlerin aradığı kurumlar var.
Listenin başında da Kızılay yer alıyor.
Gözlerin ilk onu araması boşuna değil…
1886 yılında ‘’dara düşenin yardımına koşması’’ için kuruldu.
İşlevleri nedeniyle ‘’Kara gün dostu’’ olarak tanımlandı.
Büyük felaketten sonra, doğal olarak gözler ilk onu aradı.
Ne yazık ki, arayışlar boşuna oldu.
Kendisinden beklenilenler belli…
Kendi kurumsal sayfasında ‘’neler yapıyoruz’’ başlığı altında sıralanıyor.
Bakın neler yapıyormuş Kızılay…
‘’Türk Kızılay, yurt içinde meydana gelen doğal afetler sonrasında afetzedelere acil beslenme hizmeti verir.
Acil barınma konusunda ise devletin ilgili kurumlarının yanında yardımcı rol üstlenir.
Afet müdahale ve afet lojistik sistemlerini ülke çapında yaygınlaştıran, bu ağ ile dünyanın en iyi afet örgütlenmelerinden birine sahip olan Türk Kızılay, Bölgesel düzeyde ise Afet Müdahale Direktörlüğüne bağlı 5 Bölge Afet Yönetimi Müdürlüğü ve bağlı 12 Afet Müdahale Merkezi (9 Afet Müdahale Merkezi Müdürlüğü ve 3 Yerel Afet Yönetim Merkezi) ile afet hizmetlerini yürütmektedir. Afet sonrası bölgedeki acil ihtiyaçları karşılayan Türk Kızılay, beslenme alanında ise Mobil Ekmek Fırını, Mobil Mutfak ve Mobil İkram Araçları ile kaliteli ve hızlı hizmetle afetzedelerin yanında olur.
Ankara ve Erzincan’da çadır işletmesi ve üretim atölyesi bulunan Türk Kızılay, yurt içi ve yurt dışı insani yardım çalışmalarında uzun süreli kullanılabilen afet çadırlarının yanı sıra ihtiyaca yönelik özel çadırlar da üretmektedir.’’
‘’Yapıyoruz’’ denilenler böyle…
Kızılay’ın işletmeleri de var.
Birisi de Kızılay Çadır ve Tekstil…
Bu işletmenin neler yaptığını da yine kurumsal sayfadan öğrenelim…
‘’Ankara, Malatya ve Erzincan’da bulunan çadır üretim işletmeleri ile kişisel koruyucu ekipman ve tekstil alanında ihtiyaç duyulan ürünleri en üst kalite standartlarında ve yenilikçi bir bakış açısıyla üreterek, en hızlı şekilde çözümler sunar. Çadır ve tekstil faaliyetlerinden elde edilen gelirlerin tamamı Kızılay'a aktarılır ve insani yardım faaliyetlerinde kullanılır.’’
Kızılay’ın kurumsal sitesinde ‘’yaptıklarımız’’ başlığı altında sıralananlar böyle…
Neler yapıyormuş neler…
Afetlerde gereksinim duyulan ne varsa hepsini yapıyor.
Kurumsal sitede öyle…
Peki ya gerçekte…
Ne yazık ki, hiç de öyle değil…
Büyük deprem felaketinde Kızılay’ın varlığı hissedilmedi.
‘’Mobil Ekmek Fırını, Mobil Mutfak ve Mobil İkram Araçları ile kaliteli ve hızlı hizmetle afetzedelerin yanında’’ oldu mu?
Ne yazık ki hayır.
Belediyelerin fırınları ekmek üretti, değişik kurumların kurduğu mutfaklarda çorbalar kaynatılıp yemekler yapıldı da Kızılay’ın çorbaları hemen kaynamadı.
Kurumsal siteye bakılırsa Kızılay, ‘’ Ankara, Malatya ve Erzincan’da bulunan çadır üretim işletmeleri ile kişisel koruyucu ekipman ve tekstil alanında ihtiyaç duyulan ürünleri en üst kalite standartlarında ve yenilikçi bir bakış açısıyla üreterek, en hızlı şekilde çözümler sunar’’ imiş…
Büyük deprem felaketinde sundu mu?
Ne yazık ki, yanıt yine hayır…
Ankara, Malatya ve Erzincan üretim işletmelerinde çadır üretimi sürüyor mu?
Sürüyorsa üretilen çadırlar nerede?
Büyük felaketten etkilenen 10 ilde Kızılay tarafından kurulan tek ‘’Çadır kent’’ bile yok.
Kızılay, ‘’hiçbir şey yapmadı’’ değil…
Elbette ki, yaptıkları var.
‘’Neler’’ mi?
Eskişehir’de gördük yaptıklarını…
Kan bağışı için akın eden vatandaşlardan kan aldılar.
Vatandaşlar tarafından bağışlanan gereksinim malzemelerini tasnifleyip deprem bölgelerine gönderdiler.
Başka…
Başkaca bir şey yok.
Kan bağışı dışında yaptıklarını herkes yaptı zaten…
Gönüllü birliktelik olan AHBAP’ın yaptıkları da ortada… Bölgede gereksinim duyulan ne varsa hemen temin edilip gönderiliyor.
Kızılay için ‘’kara gün dostu’’ deniliyordu ya… Artık denilemez… Denilse de kimse inandırılamaz…
Kızılay için artık ‘’Kara gün dostu’’ denilebilir mi?
Türkiye’de deprem yine büyük bir felaket yarattı.Felaketle birlikte gözlerin aradığı kurumlar var.Listenin başında da Kızılay yer alıyor.Gözlerin ilk onu araması boşuna değil…