Batı ülkelerindeki insanlar, çeyrek arayla gelen iki büyük savaştan gözleri korktu. Bu korku içinde, paktlar ve İttifaklar oluşturuldu. Siyasetçiler, "Barış" kavramını söylemlerinden düşürmediler. Hatta savaş yapmamak üzere yemin ettiler. Bu durum, politikacıların elini kolunu bağladı.
Emperyalist ülkeler, savaşın yerini alabilecek, dünyaya yönelik politika, strateji ve senaryolarını yürütebilecekleri, özellikle de dünyadaki çıkarlarını koruyabilecekleri, şiddete yönelik bir arayış içine girdiler. Sonuçta da, "TERÖR" denen belayı buldular. Böylece dünyada, savaşların yerini terör aldı. Sonuç da dünyadaki terör örgütleri, Batı ülkelerinin taşeronluk görevi üstlendi.
Bu gerçeğe rağmen, PKK terörünün, "KÜRT AÇILIMI" veya "DEMOKRATİ AÇILIM" la biteceğini sanan kesimler var. Oysa PKK terör, her türlü açılıma rağmen bitmeyecektir. Çünkü Batı ülkelerinin, bölgedeki çıkarları, Türkiye üzerindeki senaryoları, ve APO' nun gündemde kalması, özellikle de barış için, DTP, PKK ve yandaşlarının Abdullah Öcalan' ı muhatap alınması şartı, PKK terörünün bitirilemeyeceğinin de işaretidir.
Öte yandan PKK terörü, "KÜRT AÇILIMI" ve " DEMOKRATİK AÇILIM" la bitirilemez. Ancak PKK terörü geçmişte olduğu özel birliklerle bitirilebilir. Vatandaş bile, bunu farkındadır. Nitekim bir şehidimizin cenaze törenine katılan bir vatandaş, "Şehit cenazeleri kalkarken, ...bizleri yönetenler, şehitlerimizin, vatan için ne ifade etiğini bilmiyorlar. Bilselerdi, PKK terörüne, Tansu Çiler gibi, çözüm bulurlardı. PKK terörü karşısında, O' nu arıyoruz. O yıllarda, PKK terörünü, Özel Harekât Timi halletmişti. Terör, askerin işi değildir." diyerek yaşananlara isyan etmişti.
1993 yılında, terör ile mücadele de girilen yeni dönemde, özel harekât timlerine düşen görev de arttı. Özel harekât timlerinin re-organizasyonunda, Hüseyin Kocadağ önemli görevler aldı. Emniyet yeni tim mensuplarının yetiştirilmesi için, özel harp dairesi ve milli istihbarat teşkilatı eski mensubu Korkut Eken'i görevlendirdi. Özel harekât timlerini sayısı arttırıldı. Sayıları 8000 civarına ulaşmıştı. PKK' ya karşı, çok başarılı oldular. Yok denecek kadar da şehit verdiler.
Maalesef birkaç münferit olay, Özel Harekât Timini, töhmet altında bıraktı. Oysa Emniyet Genel Müdürlerimizden, Necati Bilican, " Bu insanların vatanına, son derece bağlı insanlar olduklarını bizzat gördüm. Özel Tim, bize son derece gerekli bir birimdir." demişti.
Geçmiş yıllarda, teröre karşı, böyle bir başarılı uygulama varken, neden yeteri kadar eğitim almamış, o bölgeyi de yeteri kadar tanımayan askerlerimizle terörle mücadele edilir bilinmez ama vatan evlatları, ilgilerin duyarsızlığı ve iş bilmezliği sonucu, şehit oldu. Bugünde "Kürt Açılımı" ve "demokratik açılım" adı altında gelişmelerle ülke yeni bir felaketle karşı karşıyadır.
Kürt açılımı ile ülkemizde etnik nefret ve kin artacaktır. Hatta ülkemiz hızla bir iç çatışmaya doğru sürüklenecek, diğer etnik gruplarda, Kürtlere verilecek hakları sahip olmak için mücadele edeceklerdir. Etnik nefret artacak, sonuçta da kaos kaçınılmaz olacaktır.
Nitekim CİA Başkanlarından George TENET, " nerde önyargı ve nefretle karşılaşırsan, karşılaş mücadele et. Nerde "KAOS" varsa bil ki arkasında "DİNSEL" ve "ETNİK" bir nefret ve önyargı vardır. " demiştir.
Öte yandan İçeriği bilinmeyen, adının dahi bir türlü konulamadığı, sahibinin bir türlü ortaya çıkmadığı, bir konu hakkında çok şey söyleniyor. Oysa Türkiye' de, Kürt sorunu yok. PKK sorunu var. Öncelik, "KÜRT AÇILIMI" veya "DEMOKRATİK AÇILIM" değil, PKK sorunu bitirilmesidir. Bunu içinde, Sayın Tansu Çiler dönemindeki terörle mücadele yöntemleri değerlendirilmeli, yeterli sayıda, özel tim kurularak, terörle mücadeleye devam edilmelidir. Çünkü PKK terörü bitirilmeden, hiçbir girişim çözüm değildir.
Ayrıca "Kürt Açılımı" veya "demokratik açılım" PKK ve yandaşlarını daha da cesaretlendirecek ve ümitlendirecektir. Nitekim Abdullah Öcalan Kenya'dan gerilirken, uçakta "Benim annem de Türk, devlete hizmet etmeye hazırım" diye tir tir titriyordu. Bugün ise AKP iktidarın tutumu ve çıkardığı AB' ye Uyum Yasaları sayesinde, İmralı'dan meydan okunmaya başlanmadı. Sonuç olarak, ister "Kürt açılımı", isterse Demokratik açılım densin, PKK terörü bitmeyecektir. Çünkü PKK, bölgede batı ülkelerinin çıkarlarını korunmak ve senaryolarını gerçekleştirmek için bir taşerondur. Kürt açılımı veya demokratik açılım, PKK terörünü bitirmediği gibi, Türkiye' de etnik nefreti artırır, iç çatışmaya da neden olur. Sonuç ise tam bir felakettir, İşte IRAK ve AFGANİSTAN...
KÜRT AÇILIMI PKK TERÖRÜ BİTİRMEZ
Batı ülkelerindeki insanlar, çeyrek arayla gelen iki büyük savaştan gözleri korktu. Bu korku içinde, paktlar ve İttifaklar oluşturuldu. Siyasetçiler, "Barış" kavramını söylemlerinden düşürmediler. Hatta savaş yapmamak üzere...