KÜRT NÜFUS!

Amerikan Merkezi Haber alma Kuruluşu CIA, yeni ve güncelleştirilmiş verilerinde, Türkiye’nin nüfusunun 80 milyon 694 bin 485 olduğunu açıkladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise 31 Aralık 2012 itibarıyla, Türkiye’nin nüfusunun...

Amerikan Merkezi Haber alma Kuruluşu CIA, yeni ve güncelleştirilmiş verilerinde, Türkiye'nin nüfusunun 80 milyon 694 bin 485 olduğunu açıkladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise 31 Aralık 2012 itibarıyla, Türkiye'nin nüfusunun 75 milyon 627 bin 384 olduğunu duyurmuştu. Ayrıca CIA, Türkiye'de, nüfusun yüzde 70-75'ini Türk, yüzde 18'ini Kürt ve yüzde 7-12 kadarını "diğer azınlıklar" olarak nitelendiriyor. Buna göre Türkiye'deki Kürt nüfusun, 14 milyon 525 bin olduğu belirtildi.
Aslında CİA' nın, bu tespiti yadırganmamalıdır. ABD, İsrail, PKK, BDP, CIA kaynakları, Ortadoğu'daki her taşın altından çıkan ve Türkiye'yi bölmeye kararlı CIA, Kürt nüfusunu arttırdı. Nitekim 2008'deki CIA The World Factbook da Nüfusun % 20'sini Kürt ilan etti. Ancak CIA World AlmanacandBook of Facts 2012 de % 18'e indirmişti.
CIA, Türkiye' nin nüfusunun, % 75'i Türk, % 18'i ise Kürt olarak gösteriliyor. Kalan % 7 ise diğer etnik gruplar olarak belirtiliyor. Ülkemizin nüfusunu 75 milyon olarak kabul edersek, CIA' nın artırmaya çıkardığı Kürt nüfus bile 13.5 milyonu geçmiyor.
Malatya Katliamından sonra hazırlanan, Milli Güvenlik Kururlu Raporun da, ikinci grup olarak Kürtler gösteriliyor. Bu raporda da sayıları 3 milyon civarında olan Zazalar, Kürt nüfusa dahil edilmiştir. Bu durumda dahi Kürt nüfusu, 12 milyon 600 dir. Ancak bu sayının 2.5 milyonu ciddi derecede Türkleşme sürecinde ve bazı yerlerde, Kürtlüğünü kabul etmeyen bile çıkıyor. Hal böyle olunca da 3 milyon Zazanın dışındaki Türkiye' deki Kürt nüfus, 7.100 bin civarındadır.
KONDA' ya göre, 2013 yılı başlarında nüfusun etnik gruplara dağılımında ise, Türkiye nüfusunun yüzde 17,7'sini bulan Kürt nüfusu toplam 13 milyon 400 bin olarak hesaplanmıştır. 18 yaş üstündeki Kürt nüfusu ise 7 milyon 770 bindir; bu da toplam nüfusun yüzde 10,3'üdür.
1965 verilerine göre ise Türkiye'nin nüfusu, 31.391.421 kişidir. Anadilim Kürtçedir diyenlerin sayısı 1.753.000, Kürtçenin, bir başka lehçesi sayılan Kırmançi'yi anadili olarak söyleyen 13.000 Zazaca ise 112.700 kişidir.
Kürt nüfusla yapılan tüm araştırmalar, çelişkili ve abartılıdır. Çünkü yapılan araştırmalarda, Kürt nüfus, değişik sayılarda yer alıyor.
Elbette sorun olan, Kürt nüfusun sayısı değildir. Batı ülkelerin, bölgemizdeki, özellikle de ülkemizdeki Kürtleri, Türkiye ve Ortadoğu'daki çıkarları için, taşeron olarak kullanma, gayret ve çabalarıdır. Nitekim Kürtlerin büyük çoğunluğu, Kurtuluş Savaşı'nda işgalcilerle işbirliği yapmışlar, tarafsız kalan küçük bir bölümü de Cumhuriyet döneminde, sadece 340 kişi özerk bir yapıyı savunan Teali Cemiyeti'nin arkasından gidiyordu. Cemiyet-i İstiklali Kürdistan'ın üye sayısı ise 805' dir.
Geçmiş yıllarda, bölücü PKK terör örgütü, milli barışın ve kardeşliğin, demokrasinin, insan haklarının ve Türk milletinin varlığının baş düşmanı, emperyalist güçlerin tetikçisi ve taşeronu iken, bugün Abdullah Öcalan, masum, iyi niyetli, barış güvercini, bir siyasal aktör olarak Türk milletinin huzuruna çıkarıldı.
Askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi, din görevlimizi, memurlarımızı, vatandaşlarımızı, hatta bebekleri, vahşice ve kalleşçe öldüren bölücü örgütün başı Abdullah Öcalan ile AKP iktidarı, sözde barış ve kardeşlik adına yaptıkları açılım sürecinin ilk aşaması gündemde, Üç aşamalı süreçte, neler yaşanacak, önümüzdeki günlerde görülecektir.
Aslından, aklıselim Kürt ve Türklerin, hiçbir sorun yoktur. Çünkü Türkler ve Kürtler, yıllardır birlikte yaşadı, kader birliği yaptı, birbirinde kız aldı ve kız verdi. Akraba oldu. Birlikte yaşamak ve var olan sorunları da, birlikte çözmek varken, kavga etmek, en önemlisi de bu güzel tabloya zarar vermek,"Türk ve Kürtlere", ihanet değil de nedir?
Birlikte yaşamak, ülkemize, barışı hakim kılmak, her türlü sorunun çözümünde birlikte hareke etmek, ülkemizde, terörü bitirmek, Kürtlerin ve Türklerin yararınadır.
AKP' nin, açılım kitapçığında," Türkiye Cumhuriyeti milleti ve devleti ile bölünmez bir bütündür ve böyle kalacaktır. Demokratik açılım sürecinde bundan taviz verileceği sadece kara bir propagandadan ibarettir. Üniter yapımız etrafında bir tartışma, ya da tek devlet, tek millet, tek vatan prensibinden, taviz verilmesi asla söz konusu değildir" ifadeleri, inşallah gerçek olur. Kaygılar da biter.
Ancak Diyarbakır da, 'Çözüm süreci' ile birlikte bazı işyerlerinde, 'Kürdistan' yazan tişörtler ve formalar satılmaya başlandı. Tişörtlerde, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından kullanılan yeşil, kırmızı, beyaz renkli ve ortasında Güneş bulunan Kürt bayrağı yer alıyor. Ayrıca Diyarbakır'da Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerine aday olan grupların bastırdığı afişlerde, "Kürdistan" ibaresi kullanıldı. Bu gelişmeler, hiçte hayra alamet olmadığı gibi, var olan kaygıları da artırdı.

Haberleri